Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2010/13308 E. 2010/17213 K. 21.10.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/13308
KARAR NO : 2010/17213
KARAR TARİHİ : 21.10.2010

MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ

Esas dava dilekçesinde nişan hediyelerinin aynen, değilse bedeli olan 12.280 TL alacağın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Karşılık davada nişanın haksız bozulması nedeniyle 5000 TL manevi, 2000 TL maddi tazminatın tahsili istenilmiştir. Mahkemece esas davanın tefriki ile işlemden kaldırılması, karşılık davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davalı (k.davacı) vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Esas dava tefrik edilmekle temyiz incelemesine konu edilmemiştir.
Karşılık davada, davalı nişanlı (erkeğin), tarafların nişanlı olduğu dönemde başka bir kadınla ilişki içinde bulunduğu bu nedenle nişanın bozulduğu, böylece kişisel onuru zedelenen nişanlı kız için manevi tazminat ve nişanda konukların ağırlanması için yapılan masraf karşılığı maddi tazminat istenilmiş; mahkemece, maddi tazminat koşullarının oluşmadığı, manevi tazminata esas iddianın da kuşkudan uzak bir şekilde kanıtlanamadığı gerekçeleriyle her iki istem yönünden karşılık davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, maddi tazminat yönünden bütün, manevi tazminat yönünden sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak, TMK’nun 121.maddesi uyarınca kendi kusuru olmaksızın nişanın bozulmasından kişilik değerleri ağır suretle zarar gören nişanlı, diğer nişanlıdan manevi tazminat isteyebilir.
Somut olayda nişanlı erkeğin nişanlılık süresi içerisinde nişanlısına karşı dürüst olma ve sadakatle davranma yükümlülüklerini ihlal ettiği daha açık bir ifade ile başka bir kadınla yakınlık kurduğu nişanın bozulmasında davacıya atfı kabil kusur bulunmadığı, davalının kusurlu olarak nişanı bozduğu ve hatta ilişki kurduğu kadınla daha sonra evlendiği iddiası davacının ablası ve eniştesi olan tanıklarca doğrulanmıştır.
Kaldı ki, iddianın ispatı yönünde cep telefonu mesajlarının tespiti istendiği halde bu yönde hiçbir araştırma ve inceleme yapılmadan iddianın ispat edilemediği gerekçesiyle manevi tazminatın davalı nişanlı yönünden reddi isabetli görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 21.10.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.