YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/13015
KARAR NO : 2010/16653
KARAR TARİHİ : 14.10.2010
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Dava dilekçesinde 3.256,67 lira alacağın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın süre yönünden reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili dava dilekçesinde, davacı … Müdürlüğünde avukat olarak çalışan davalıya limit fazlası ödenen 3.256,67 TL fazla vekalet ücretinin sebepsiz zenginleşme kurallarına göre tahsilini talep etmiştir.
Davalı, zamanaşımı def’inde bulunmuştur.
Mahkemece, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 1972/6 E.-1973/2 karar sayılı ilam gereğince 60 günlük idare dava açma süresi geçmesi nedeniyle davanın süre yönünden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya kapsamına göre, davalıya yapılan fazla ödemenin daha önce bu yolda alınmış bir idari karara dayandığı iddia ve ispat edilemediği, ödemenin hatadan kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
BK.nun 62. maddesi gereğince, borç olmayanı rızası ile ödeyen kimse yanlışlığa düştüğünü ispat ettiği takdirde ödediğini geri isteyebilir. Bu maddede belirtilen yanlışlık, eda ile ilgili olup, edada bulunanda bağışlama irade ve arzusunun bulunmadığını gösteren bir yanılmadır. Başka bir deyişle davacı idarenin hataya düşmeseydi, davalıya edada bulunmayacağı anlamına gelmektedir.
Hukuk Genel Kurulunun 5.12.1984 tarih, 1982/13-387 E.- 1984/997 K. sayılı kararı ile, idarenin herhangi bir şart tasarrufuna dayanmayan salt hatalı ödemelerin BK.nun sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri istenebileceği açıklanmıştır.
Bu durumda, hatalı terfi ve intibak nedeniyle fazla yapılan ödemelerin davalının hilesi ve gerçek dışı beyanı ile yokluk ve mutlak butlan ile malül olmadığı için geri istenemeyeceğine yönelik Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 1972/6 E. – 1973/2 K. sayılı kararının davada uygulama yeri bulunmadığından, mahkemece; BK.nun 61-66 maddeleri gereğince sebepsiz zenginleşme koşullarına göre davacı idarenin almaya hak kazandığı alacak miktarının uzman bilirkişi aracılığı ile belirlendikten sonra oluşacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.10.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.