YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/12927
KARAR NO : 2010/16964
KARAR TARİHİ : 19.10.2010
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Dava dilekçesinde kira parasının 1.9.2008 gününden başlayarak aylık, 1000 TL olarak tesbiti istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davada, 1.9.2008 tarihinden itibaren aylık kiranın 1000 TL. olarak tespitine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Mahkemece, kira sözleşmesindeki artış şartının 2 yıl için geçerli olup, taraflar arasındaki sözleşmede her yıl artış şartının bulunmadığı , ihtar ve dava dilekçesinin olmadığı yada süresinde bulunmadığı, bu nedenle de davanın süresinde olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyada mevcut kira sözleşmesinin incelenmesinden, özel şartlar 1. maddede, ilk yılın kirası belirlenip, ikinci yılın kiraz bedelinin ise endeks oranında arttırılacağı kararlaştırılmıştır. Her ne kadar, sözleşmede mahkemenin de kabulünde olduğu üzere, sadece ikinci kira yılında kira artışının ne şekildi yapılacağı kararlaştırılmışsa da, bu tespit taraflar arasındaki kira artış iradesini ifade etmektedir.
Bu açıdan taraflar arasındaki kira sözleşmesinde artış şartı bulunduğunun kabulü gerekir. Bu şart tarafların yenilenen dönemde de artış iradesini yansıtmaktadır.
Böyle bir şart, 21.11.1966 gün ve 19/10 Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında anılan ihtarın hukuksal önemini ortadan kaldırmaktadır. Başka bir ifade ile sözleşmede böyle bir şartın kabul edilmesi halinde, kiralayan ihtar çekmeye gerek kalmaksızın, o dönem içinde kira parasının tespiti için dava açabilir.
Öyle ise mahkemece, yukarıdaki ilke ve esaslar gözetilerek, yapılacak yargılama neticesinde hasıl olacak sonuca göre kira tespiti yapılması gerekirken, yanlış gerekçeler ile davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 19.10.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.