Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2010/12481 E. 2010/20188 K. 09.12.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/12481
KARAR NO : 2010/20188
KARAR TARİHİ : 09.12.2010

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde vasiyetnamenin tenfizi istenilmiştir. Mahkemece dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili dilekçesinde; tarafların 24.09.2009 tarihinde ölen murisinin, 31.10.2001 tarihli vasiyetname ile … Beldesinde bulunan narenciye bahçesini davacıya vasiyet ettiği, vasiyetnamenin İzmir 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2008/471 sayılı dosyasında açılarak okunduğunu ve süresinde vasiyetnamenin iptali davası açılmayıp kesinleştiğini, vasiyete konu malların davalılar tarafından tasarruf edildiğini belirterek; vasiyetnamenin tenfizine (yerine getirilmesine) vasiyet konusu malların davacıya teslimine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece; vasiyetnamenin tenfizi diye adlandırılan davaların uygulamada vasiyetnamenin açılması anlamında kullanılmakta olduğunu, davacı tarafça vasiyetnameye konu bahçenin ihtiyati tedbir kararı ile davacıya fiilen tesliminin talep edilmiş olduğu, TMK 595. maddesi uyarınca bu görevin Sulh Hukuk Mahkemesine ait olduğu gerekçe gösterilerek dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Hükmü davacı vekili temyiz etmektedir.
Somut olayda; davacı öncelikle davaya konu mandalin bahçesinin ihtiyati tedbir kararı ile davacıya fiilen teslimine, vasiyetin tenfizine (yerine getirilmesine) vasiyet konusu malların davacıya teslimine karar verilmesini istemiştir.
Dava vasiyetnamenin açılması davası niteliğinde olmayıp davada MK. md.596 hükmü uygulanmaz.
Bu tür davalarda görevli mahkemeyi davanın konusunu oluşturan malın değeri belirler (HUMK md. 8/1). Dava dilekçesinde dava değeri olarak “10.000 TL” belirtilmiş olup, belirtilen bu değere göre mahkemenin görevli bulunduğu gözetilmeden yanılgılı gerekçe ile görevsizlik kararı verilmesi doğru değildir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 09.12.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.