Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2010/12392 E. 2010/15623 K. 04.10.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/12392
KARAR NO : 2010/15623
KARAR TARİHİ : 04.10.2010

MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Dava dilekçesinde; tarafların 1998 yılında boşandıkları, davalı lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının 29.5.2008 tarihli kararla 300 YTL’ye çıkarıldığı, ancak davalının bir süredir Sosyal Güvenlik Kurumundan maaş almaya başladığı ve yoksulluğunun kalmadığı ileri sürülerek nafakanın kaldırılmasına karar verilmesi istenilmiştir.
Mahkemece; tarafların anlaşmalı olarak boşandıkları, kararlaştırdıkları protokol uyarınca nafakaya hükmedildiği, davacının kendi iradesinin fesada uğradığını da beyan etmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Türk Medeni Kanununun 176/3. maddesi uyarınca; tarafların mali durumunun değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde yoksulluk nafakasının artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir.
Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre, nafakanın artırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu gerektirmesi gerekmektedir. Davalının (alacaklının) yoksulluğunun azalmış veya büsbütün ortadan kalkması halinde nafaka tarafların yaptıkları sözleşmeye dayansa bile indirilebilir.
Somut olayda isedavalının boşanmadan sonra ölüm aylığı almaya başladığı, en son aldığı aylığınsa 541,00 TL olduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Hukuk Genel Kurulunun çeşitli kararlarında belirtildiği üzere asgari ücret seviyesindeki bir gelir yoksulluğu ortadan kaldırmasa da davalının elde ettiği gelir sayesinde mali durumunun olumlu yönde değiştiği açıktır.
O halde; nafakanın kaldırılması isteminin indirim istemini de kapsadığı gözetilerek, davalının mali durumundaki olumlu değişiklik ve yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde nafakada hakkaniyete uygun bir miktarda indirim yapılması gerekirken istemin tümden reddi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 04.10.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.