YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/12112
KARAR NO : 2010/15881
KARAR TARİHİ : 05.10.2010
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Dava dilekçesinde 5.750,00 lira alacak veya aracın devrinin sağlanması faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davada; davalı adına trafikte kayıtlı bulunan aracın taraflar arasında harici alım-satıma konu edildiği, davacı alının tüm edimlerini yerine getirerek araç bedelini ödediği halde aracın resmi satış ve devrinin yapılmadığı ileri sürülerek araç mülkiyetinin davacı üzerine devrinin sağlanması olmadığı takdirde araç bedeli olan 5.750,00 TL’nin tahsili istenilmiş, mahkemece; davacının alım-satımdan kaynaklanan tüm edimini yerine getirdiği gerekçesiyle dava konusu aracın davacı adına noterde devrinin sağlanmasına yönelik hüküm kurulmuştur.
Ancak; 2918 sayılı Yasa, 20.mad. (d) fıkrası “Tescil edilmiş araçların her çeşit satış ve devirleri, araç sahibi adına düzenlenmiş tescil belgesi esas alınarak, noterlerce yapılır ve bu satış noterlerce tescil belgesine tarih konularak ve tasdik edilmek suretiyle işlenir. Noterlerce yapılmayan her çeşit satış ve devirler geçersizdir”.
Buna göre geçersiz sözleşmenin tarafları, sözleşmenin ifasını değil, ancak geçersiz olan sözleşme nedeniyle birbirlerine verdiklerini BK.61.vd.maddeleri gereğince sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre isteyebilirler.
Somut olayda da harici sözleşmeyle oto alım-satımı yapıldığına göre geçersiz sözleşme olduğundan, mülkiyetin devri konusunda geçersiz sözleşmenin ifası yönünde hüküm kurulamayacağı gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması bozmayı gerektirmiştir. Kaldı ki, davacı taraf terditli istemde bulunarak mülkiyetin devri yönündeki istem kabul edilmediği takdirde alım-satım bedelinin geri iadesini istediği halde bu yönde araştırma ve inceleme yapılıp hüküm kurulması gerekirken yasaya aykırı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 05.10.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.