Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2010/12006 E. 2010/15175 K. 27.09.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/12006
KARAR NO : 2010/15175
KARAR TARİHİ : 27.09.2010

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde apartman yönetiminin eski hale iadeye ilişkin kararının iptaline karar verilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacılar vekili vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Dava dilekçesinde; davacılar tarafından yaptırılan demir korkuluk ile zemin döşemesinin kaldırılarak eski hale iadesi için apartman sakinleri adına apartman yönetici tarafından 28.12.2008 tarihinde karar alındığı, oysa ki yapılan işlerin apartmanın bütünlüğüne uygun olduğu gibi geçişe de mani olmadığı ileri sürülerek yönetim kararının iptaline karar verilmesi istenilmiştir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyada mevcut tapu kaydından taşınmaz üzerinde kat mülkiyeti veya kat irtifakının kurulu bulunmadığı, paylı mülkiyete konu olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davada Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerinin uygulanması mümkün olmadığından uyuşmazlığın genel hükümler uyarınca çözümlenmesi gerekmektedir. Bunun gibi görev hususu da genel hükümlere göre belirlenmelidir.
Mamelek Hukukundan … davalar dışında kalan davalarda, asliye hukuk mahkemesinin görevi asıl, sulh hukuk mahkemesin görevi ise istisna olduğundan, özel bir kanun hükmü ile açıkça sulh hukuk mahkemesinde bakılacağı bildirilmeyen ve konusu para ile ölçülemeyen bir şey olan bütün dava ve işler asliye hukuk mahkemesinde görülür.
Somut olayda; apartman yönetimince alınan kararın iptali istenmektedir. Davada Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerinin uygulanamayacağı yukarıda açıklanmıştır. O halde davanın Asliye hukuk Mahkemesinin görevine girdiği gerekçesi ile, görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, işin esası hakkında hüküm tesisi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 27.09.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.