YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/11949
KARAR NO : 2010/15176
KARAR TARİHİ : 27.09.2010
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Dava dilekçesinde 3.000 lira alacağın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Dava dilekçesinde; davalı … Başkanlığının 8.6.1987 tarih ve 1987/11 sayılı kararı ile parselasyonu yapılıp satışa sunulan arsalardan birinin davacı tarafından satın alındığı, tapuda adına tescil edildikten sonra üzerine ev yapıldığı, ancak evveliyatı Hazineye ait olan yer için Hazine tarafından dava açıldığı, davacı adına olan tapunun iptaliyle Hazine adına tesciline karar verildiği, bilahare 4706 sayılı Kanun uyarınca Hazine tarafından davalı …’ye devredilen yerin 2.535 TL bedel alınarak tekrar davacıya satıldığı, davalının aynı yer için iki kez bedel olarak sebepsiz olarak zenginleştiği ileri sürülerek 3000 YTL alacağın tahsiline karar verilmesi istenilmiştir.
Mahkemece, davalıya yapılan satımın hukuki sebebinin geçerli olduğu, sebepsiz zenginleşme teşkil etmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesinde de belirtildiği üzere davalı Belediyenin 2989 parsel sayılı taşınmazı 6.11.1987 tarihinde bedelini almak suretiyle davacıya sattığı sabittir. Ancak, bu yerin tescil harici olarak devletin hüküm ve tasarrufuna bırakılan yerlerden olması nedeniyle Maliye Hazinesi tarafından davacı ve davalı aleyhine tapu iptal ve tescil davası açıldığı, 23.10.1998 tarihli kararla da davacı adına olan tapunun iptaliyle Hazine adına kayıt ve tesciline karar verildiği anlaşılmaktadır. 23.11.2007 tarihli protokolle ise taşınmazın 4706 sayılı Kanunun 5. maddesi uyarınca öncelikle yapı sahiplerine satılmak üzere Hazine tarafından davalı …’ye devredildiği, Belediye tarafından da ikinci kez bedel alınmak suretiyle davacıya satıldığı tartışmasızdır.
Sebepsiz zenginleşme nedeniyle iade isteminde bulunabilmek için bir tarafın mal varlığının diğer tarafın malvarlığı aleyhine çoğalması gerekmektedir. Hukuk kurallarının asıl amacı da toplumda adaleti sağlamaktır. Somut olayda davalı Belediyenin aynı taşınmaz için iki kez bedel almak suretiyle davacı aleyhine zenginleştiği açıktır. Bu hususun göz ardı edilmesi hukuk kurallarına ve adalete karşı var olması gereken güveni sarsacak niteliktedir.Mahkemece, açıklanan bu hususlar doğrultusunda ikinci kez bedel almak suretiyle davalının davacı aleyhine haksız bir şekilde zenginleştiği kabul edilerek, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 27.09.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.