Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2010/11939 E. 2010/14118 K. 14.09.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/11939
KARAR NO : 2010/14118
KARAR TARİHİ : 14.09.2010

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 3.753.00 TL için takibe yapılan itirazın iptali ile %40 icra inkar tazminatı istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı (komisyoncu), davalı ile taşınmaz satışına yönelik komisyon sözleşmesi imzaladığını; davalı, satış sonrası yazılı akit gereği ödemekle yükümlü olduğu %3 komisyon ücretini ödemediğinden; icra takibi yapıldığını, icra takibine davalının haksız itiraz ettiğini iddia ederek, itirazın iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hükmün davalı vekili tarafından temyizi üzerine; dairemizin, 03.12.2007 tarih ve 2007/16636-18288 sayılı kararı ile “…taraflar arasında usulüne uygun, geçerli, yazılı bir sözleşmenin varlığından sözedilemez. Davacı, geçerli olmayan bu sözleşmeye dayanarak herhangi bir hak iddiasında bulunamaz. Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiştir, gerekçesiyle” mahkeme kararı bozulmuş, daire bozma kararına karşı eski hükümde direnilmiş olduğundan; Hukuk Genel Kurulunun 10.06.2009 gün ve 2009/3-226-245 sayılı ilamı ile de direnme kararı bozulmuştur.
Mahkemece, yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmektedir.
HUMK’nun 73.maddesine göre “Kanunun gösterdiği istisnalar haricinde hakim her iki tarafı istima veyahut iddia ve müdafaalarını beyan etmeleri için kanuni şekillere tevfikan davet etmedikçe hükmünü veremez”
Yargıtay bozmasından sonra davacı tarafa ilamın ve duruşma gününün tebliğ edildiğine ilişkin belgeye dosya içerisinde rastlanılamamıştır. Mahkemece, davacı tarafın yokluğunda hüküm tesis edilmiştir. Yasanın açık ve emredici hükmüne rağmen, davacı tarafın duruşmaya çağrılmaması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.09.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.