Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2010/11936 E. 2010/16737 K. 18.10.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/11936
KARAR NO : 2010/16737
KARAR TARİHİ : 18.10.2010

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 23.250 TL ecrimisilin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacılar dava dilekçelerinde, Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi gereğince davalıya verilen arsa üzerine inşa edilen binada projeye aykırı olarak inşa edilen dükkanların davalı tarafından üçüncü kişilere kiraya verilerek gelir elde edildiği ileri sürülerek geçmiş 18 aylık ecrimisil bedeli 23 250,00 TL.’nin tahsili talep ve dava edilmiştir.
Mahkemece, kamu düzeninden kaynaklanan imar mevzuatı re’sen göz önünde bulundurulacağından yasaya aykırı biçimde yapılmış ve yasal hale getirilmemiş kaçak bir bina üzerinde var olduğu iddia edilen bir hakkın yasalarca korunması mahkemelerden istenemeyeceği için, bina ruhsatsız olmakla imar kanununa göre korunamayacağı gerekçesiyle (HGK.17.11.1999 tarih ve 1999/15- 653/965 s. Ve 15.HD.nin çeşitli içtihatlarına göre) ecrimisil talebinin reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Ecrimisil, kısaca hak sahibi zilyedin kötü niyetli zilyetten isteyebileceği tazminat olarak tanımlanabilir.
Dava konusu dükkanların bulunduğu binanın ruhsatsız, kaçak olmasının onun değerini etkileyeceği kuşkusuzdur. Ne var ki davalının yararlandığı, dolayısıyla davacının mülkiyetten kaynaklanan haklarını engellediği ve malikin kullanma yahut kullandırmasına engel olduğu takdirde onun mamelekinde bir eksilmenin (zararın) varlığı asıldır.
Kaldı ki, yıkım kararının kesinleşmesine rağmen kaçak yapının henüz yıkılmadığı gibi davalı tarafından işyeri olarak kiraya verildiği ve kira geliri elde edildiği de açıktır.
O nedenle, mahkemece, işin esasına girilerek deliller değerlendirilmek suretiyle sonuca gitmek gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 18.10.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.