Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2010/11828 E. 2010/16074 K. 07.10.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/11828
KARAR NO : 2010/16074
KARAR TARİHİ : 07.10.2010

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 3.365,38 TL alacağın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı, sözleşmeli TÜİK uzman ve uzman yardımcılarına 17/04/2006 tarihli ve 2006/10334 sayılı Bakanlar Kurumu kararına ekli III sayılı cetvelin “E.Denetim Tazminatı” bölümünde öngörülen tazminatın ödenmesi mümkün olmadığı halde, davalıya yersiz ödeme yapıldığını beyanla 3.365,78 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; ödemenin hatalı olmadığını, 60 günlük dava açma süresi geçirildikten sonra açılan davanın yersiz olduğunu davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece; hukuka uygun idari bir tasarrufun geçmişe yönelik olarak ve uygulandığı dönemde ilgilileri yönünden oluşmuş hakları etkileyecek şekilde geri alınması hukuken mümkün olmadığı gibi Danıştay İBK.’nun 27/01/1973 gün ve 1972/6 esas 1973/2 sayılı kararına istinaden 60 günlük dava açma süresi geçtikten sonra dava açıldığından bahisle davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosya kapsamından, davalıya yapılan ödemenin daha önce bu yolda alınmış bir idari karara dayanmadığı, ödemenin iadesi işlemine karşı davalının idari yargıda iptal davası da açmadığı anlaşılmaktadır. O nedenle davalıya yapılan ödemenin yasal düzenleme bulunmadığı halde, hatadan kaynaklandığı sabittir.
BK.nun 62. maddesi gereğince, borç olmayanı rızası ile ödeyen kimse yanlışlığa düştüğünü ispat ettiği takdirde ödediğini geri isteyebilir. Bu madde de belirtilen yanlışlık eda ile ilgili olup, edada bulunanda bağışlama irade ve arzusunun bulunmadığını gösteren bir yanılmadır. Başka bir deyişle davacı idarenin hataya düşmeseydi, davalıya edada bulunmayacağı anlamına gelmektedir.
HGK’nun 5.12.1984 tarih, l982/13-387 E.- 1984/ 997 K. sayılı kararı ile; idarenin herhangi bir şart tasarrufuna dayanmayan, salt hatalı ödemelerin idare tarafından BK.nun sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri istenebileceği açıklanmıştır.
Bu durumda herhangi bir şart tasarrufa dayanmayan salt hatalı ödemenin Borçlar Hukukunun haksız iktisap kuralları çerçevesinde istenip istenemeyeceği tartışılmadan yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 07.10.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.