Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2010/11741 E. 2010/16895 K. 19.10.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/11741
KARAR NO : 2010/16895
KARAR TARİHİ : 19.10.2010

MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde nişanın bozulması nedeniyle 2.500 TL maddi ve 7.500 TL manevi tazminatın masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili dilekçesi ile; müvekkili davacı ile davalının 19.04.2009 tarihinde nişanlandıklarını, altı ay sonra evlilik kararı aldıklarını; 31 Temmuz 2009 tarihine de nikah günü alıp, düğün salonunu da kiraladıklarını, ev tutup eşya aldıklarını; ancak, hiç bir neden yokken davalı tarafça nişanın bozulduğunu iddia ederek; fazlaya dair hak saklı kalmak üzere 2.500,00 TL maddi, 7.500,00 TL manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; iddiaların doğru olmadığını, tarafların hür iradeleri ile nişanı bozduklarını; aslında nişanın bozulmasında kusurun davacı tarafta olduğunu belierterek, davanın reddine istemiştir.
Mahkemece; “… nişanın bozulmasında davacının bir kusuru olmadığı, kusurun davalıdan kaynaklandığı anlaşıldığından”, davanın kısmen kabulü ile; 2.000 TL manevi, 2.300 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
HUMK’nun 247.maddesinde; yeminsiz dinlenecek kimseler tek tek sayılmış olup, 337 ve devamı maddelerinde de yeminin nasıl eda edileceği hususu düzenlenmiş bulunmaktadır. Mahkemece, tanık beyanları esas alınarak hüküm kurulmuştur. Oysa, davacı tanığı …’un yeminsiz olarak dinlendiği anlaşılmaktadır. Tanığın yeminsiz dinlenmesini gerektirecek bir sebep bulunmadığı gözetilmeden; usul ve yasaya aykırı olacak şekilde dinlenen tanık beyanlarının hükme esas alınmış olması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve şimdilik diğer yönlerin incelenmesine mahal olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine 19.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.