Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2010/11537 E. 2010/20219 K. 09.12.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/11537
KARAR NO : 2010/20219
KARAR TARİHİ : 09.12.2010

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 12.4.2000 tarihinde muris … tarafından hazırlatılan vasiyetnamenin iptali istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili; muris … tarafından 12.04.2000 tarihinde Almanya’da … Noterliğinde düzenlenen kardeşi …’u mirasçı atamasına dair vasiyetnamenin ehliyetsizlik ve şekil şartlarına uyulmamış olması nedeniyle iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini dilemiş, Mahkemece; ehliyetsizlik iddiasının ispat edilememiş olması, Almanya’nın yabancı resmi belgelerin tasdiki mecburiyetinin kaldırılmasına dair Lahey Sözleşmesine taraf olması nedeniyle vasiyetname şekil yönünden geçerli görüldüğü gerekçesiyle davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Hukuki işlemler, yapıldıkları ülke hukukunun veya o hukuki işlemin esası hakkında yetkili olan hukukun maddi hukuk hükümlerinin öngördüğü şekle uygun olarak yapılabilir. (MÖHUK. m. 7.)
Miras ölenin milli hukukuna tabidir. Mirasın açılması sebeplerine, iktisabına ve taksimine ilişkin hükümler terekenin bulunduğu ülke hukukuna tabidir. Ölüme bağlı tasarrufun şekline 7.nci madde hükmü uygulanır. Ölenin milli hukukuna uygun şekilde yapılan ölüme bağlı tasarruflar da geçerlidir. Ölüme bağlı tasarruf ehliyeti, tasarrufta bulunanın, tasarrufun yapıldığı andaki milli hukukuna tabidir. ( MÖHUK. m. 20.)
Türkiye’de bulunan taşınmazlar hakkında Türk hukuku uygulanır.
Somut olayda; vasiyetname ile murisin kardeşi davalı tüm servetin varisi tayin edilmiştir. Murisin serveti taşınmaz mallardan oluşmaktadır. O halde, taşınmaz mal vasiyetinin geçerli olması için Türk Hukuk sistemindeki usul ile yapılmış olması gerekir.
Medeni Kanunun 532. ve takip eden maddelerine göre; resmi vasiyetname iki tanık huzurunda resmi memur tarafından düzenlenir. Ayrıca, vasiyetnamenin okunması, vasiyetçinin son arzularına uygun olduğunu beyan etmesi, tanıkların da bu hususa şahadet etmesi gerekir. Oysa vasiyetname içeriğinden murisin Alman dilini yeterince bilmemesi nedeniyle tercüman kullanıldığı, tanık bulunmadığı ve okunup, vasiyetnamenin son arzularına uygun olduğunun tasdik edilmediği anlaşılmaktadır.
Mahkemece şekil şartlarına ilişkin yasal hükümler incelenmeden, ve vasiyetnamenin onaylı sureti getirtilmeden eksik inceleme ile davanın reddi usul ve kanuna uygun görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 09.12.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.