Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2010/11477 E. 2010/12323 K. 08.07.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/11477
KARAR NO : 2010/12323
KARAR TARİHİ : 08.07.2010

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 100.000 lira tazminatın, dava tarihinden işleyecek yasal faizi ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı (hazine) vekili dava dilekçesinde; davalıya 3169 parsel üzerinde 2981 sayılı yasa gereğince hak sahibi kabul edilerek tapu tahsis belgesi verildiğini yapılan imar ıslah planı uyarınca 1772 Ada 29 parselin tahsis edilerek belediyece davalıya satıldığını, davalının bu taşınmazı 24.9.2004 tarihinde üçüncü şahsa satarak mülkiyeti devrettiğini, ancak yapılan araştırmada hak sahibi olma şartlarını taşımadığı, yapının tütün damı ve bağ evi olarak hasat zamanlarında kullanıldığı 2981 sayılı yasadan faydalanmak için gecekondu gibi gösterildiği ve davalının hiçbir zaman bu yapı içinde ikamet etmediği anlaşıldığından 2981 sayılı yasa gereğince lehine düzenlenen tapu tahsis belgesinin iptal edildiğini, davalının 1772 Ada 29 parseldeki mülkiyeti kazanımının yasal dayanaktan yoksun hale geldiğini beyanla sebepsiz kazanımı olan 100.000 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece; “davacı hazinenin 2981 Sayılı Yasa kapsamında inceleme yaparak davalıya tapu tahsis belgesi verdiği, akabinde tapu tahsis belgesini iptal ettiği, ancak iptal edilme sürecinden evvel, 48 adet imar parselinin 2981 sayılı kanununun 10/c maddesi gereğince, dava dışı Didim Belediyesine devir edildiği, davalının çekişmeli taşınmazı bedelini ödemek suretiyle dava dışı belediyeden iyiniyetle satınaldığı, davacının dava açmakta da hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle” davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekilince süresinde temyiz edilmiştir.
Davada, davacı hazine tapu tahsis şartlarını taşımayan tahsisi iptal etmiş, ancak taşınmazın el değiştirmiş olması nedeniyle davalıdan tazminat talep etmektedir.
Davaya konu 48 adet imar parselinin 2981 sayılı yasanın 10/c maddesi gereğince hak sahiplerine dağıtılmak üzere Hazine tarafından bedelsiz olarak belediyeye devredildiği taşınmazın ilk maliki Hazine’nin bu davayı açabileceğinde kuşku yoktur.
Öte yandan, davalının sözkonusu taşınmazdaki bu yerlerin, ahır, samanlık, bağ evi olarak amaç dışı kullanıldığı bu nedenle 2981 sayılı yasanın 13.maddesine göre hak sahibi olamayacağı; davalı adına düzenlenen tapu tahsis belgesinin aynı nedenle hazine tarafından iptal edilmesi işlemine karşı davalının, sözkonusu taşınmazların tekrar hazineye devri için yapılan başvurusunun reddedildiği, tapu tahsis belgesinin iptal edilmesine ilişkin işlemlerin dava açılmaksızın kesinleştiği dosyaya ibraz edilen belgelerden anlaşılmaktadır.
Davalıya tahsise ilişkin tahsis belgesinin iptal edilmesi ile hukuki işlemin dayanağı kalmamıştır.
2981 Sayılı Yasada tahsisin şartları belirtilmiş, 10/b maddesinde “hak sahibi olmadığı halde tapu verilen kişilerin tapuları re’sen iptal edilir.” hükmü ile tahsis kararının iptal edileceği hükme bağlanmıştır. İşte, olayımızda da sözü edilen yasal prosüdür işletilmiş ancak taşınmazın davalı tarafından 3.kişiye satıldığı anlaşılmıştır. Davalı taşınmazı üçüncü kişiye satmış olmakla satış bedeli kadar zenginleşmiştir. Maddi olgu bu şekilde belirlendikten sonra uyuşmazlığın nitelendirmesine gelince; dava BK.62.maddeden kaynaklanan bir “Haksız Zenginleşmenin İadesi” davasıdır.
Bu durumda, davalının dava konusu taşınmaza malik olmadığı koşulu kesinleşmiş bulunmakla, bu davanın reddi kararı doğru görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle mahkeme kararı bozulmalıdır.
Bozma nedenine göre davalı tarafa sadece vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yaazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 8.7.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.