Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2010/11283 E. 2010/20549 K. 14.12.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/11283
KARAR NO : 2010/20549
KARAR TARİHİ : 14.12.2010

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 70.000,00 TL alacağın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine dair verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davacı vekili tarafından istenilmekle; taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde taraflar ve vekilleri gelmediler. Evrak üzerinde inceleme yapılarak karara bağlanması için saat 14.00’e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesi ile; vesayet altına alınan davacının 15.8.1997 tarihinde emekli olduğunu, aldığı kıdem tazminatını davalı ağabeyinin ev yapacağım diyerek elinden aldığını; ancak, geçen sürede ev almadığı gibi emekli maaşını da elinden aldığını iddia ederek; fazlaya ilişkin hak saklı kalmak üzere, 70.000 TL’nin faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu alacağın zamanaşımına uğradığını, tarafların kardeş olup, davacıya da diğer kardeşin (vasi atananın) baktığını, iddianın doğru olmadığını savunarak; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; “Tüm dosya kapsamı, gelen müzekkere cevapları ve tanık ifadeleri değerlendirildiğinde; …’ın maaş ve gelirinin kardeşleri tarafından kullanıldığı, davacı tarafça da davalının vesayet altına alınana ait kıdem tazminatı ve maaşının çekildiği ispatlanamadığı anlaşılmakla; davacının davasının reddine karar verilmiştir, gerekçesiyle” davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak, davacının dava dilekçesinde “diğer tüm yasal deliller” demek suretiyle yemin deliline de dayanmış olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, yazılı veya takdiri delillerle davasını ispat edemeyen davacıya; davalı tarafa yemin teklif etme hakkı bulunduğu hatırlatılarak, oluşacak sonuca uygun şekilde karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.12.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.