Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2010/11045 E. 2010/14050 K. 13.09.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/11045
KARAR NO : 2010/14050
KARAR TARİHİ : 13.09.2010

MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili dilekçesinde; davalı eşin, davacıyı ablası ve erkek kardeşi ile birlikte ikamet etmeye zorladığını, hakaret ettiğinı ve müşterek haneden kovduğunu iddia ederek, davacı ve müşterek çocuk için ayrı ayrı 250 TL tedbir nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde; müşterek çocuk için 100 TL nafaka vermeyi kabul ettiğini, ancak ayrı yaşama hakkı olmayan davacı yönünden davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının haklı bir nedeni olmaksızın müşterek evi terk ettiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Davada, ayrı yaşamada haklılık iddiasına dayalı davacı ( kadın )ve müşterek çocuk için tedbir nafakası istenilmiştir.
Dosya kapsamından; davacı kadının, ayrı yaşamada haklı olmadığının anlaşılmasına göre; mahkemece, kadının tedbir nafakası isteminin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Bu nedenle, bu yöne ilişen temyiz itirazlarının reddine,
Ancak, Türk Medeni Kanununun 327/1. maddesi gereğince; ana babanın küçük çocuğun bakım, eğitim ve korunması için gerekli giderlerini karşılamakla mükellef olmasına ve müşterek çocuk … …’in fiilen davacı anne yanında bulunduğunun anlaşılmasına göre; davacı anne yanında bulunan çocuk için (davalının kabulünde olan miktardan aşağı olmamak üzere) nafakaya hükmedilmesi gerekirken ( davacı kadının ayrı yaşamada haklı olmadığından bahisle ) küçük için istenen tedbir nafakasının da reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK. nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 13.09.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.