Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2010/1103 E. 2010/2074 K. 15.02.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/1103
KARAR NO : 2010/2074
KARAR TARİHİ : 15.02.2010

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde suya müdahelenin men’i istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Dava dilekçesinde; davacının bir kısım taşınmazları 1960 yılında köy suyundan 42 saat sulama hakkıyla birlikte satın aldığı yine 157 ve 160 nolu parselleri 1978 yılında köy suyundan 4,5 saat sulama hakkıyla birlikte davalıya sattığı, ancak davalının alışagelmiş nöbet sırasına ve davacının … hakkına rağmen suya müdahale … kestiği, davacının suyu kullanamaz hale geldiği ileri sürülerek suya müdahalenin men’ine karar verilmesi istenilmiştir.
Mahkemece; dava konusu suyun 15 günde bir dönen su sırasına göre davacı tarafından 55 saat süre ile, davalı tarafından ise 11 saat süre ile kullanılması yönünde hüküm tesis edilmiş, verilen karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava konusu suyun devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan … yatağından kaynamakta olduğu ve öteden beri tüm köylünün 15 günde bir gelen sıralarla bu suyu sulama suyu olarak kullandıkları dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Buna göre dava konusu su, genel su niteliğinde olup herkes … ve öncelik hakkı nazara alınmak koşuluyla faydalı ihtiyacı oranında sudan yararlanabilir.
Ancak, yukarıda da belirtildiği üzere suyun öteden beri devam eden kullanım şekli köyde arazisi bulunan herkesçe 15 günde bir nöbetleşe kullanım şeklinde olup, hükme esas alınan bilirkişi raporunda sadece davacı ve davalının sahip olduğu arazi miktarı ve buna göre su ihtiyaçları dikkate alınarak tarafların kaç saat süre ile sulama yapabilecekleri tespit edilmiştir. Ayrıca, hem davacı hem de davalının yararlanabilecekleri başkaca su kaynakları (sondaj kuyusu artezyen kuyusu gibi) bulunduğunun belirtilmiş olmasına rağmen bu su kaynaklarından ihtiyaçlarının ne kadarını giderip gidermedikleri değerlendirilmeden hüküm tesis edilmiştir.

O halde; daha sağlıklı bir çözüme ulaşılabilmesi için, uzman bilirkişiler aracılığıyla suların en az olduğu dönemde yeniden keşif yapılarak, öncelikle dava konusu sudan dönüşümlü olarak yararlanan bütün arazi miktarı belirlenip saptanmalıdır. Bu saptama yapıldıktan sonra arazi miktarına göre … bir oranlama kurulup, davacı ve davalının 15 günde bir olan kullanım saati bu orana göre belirlenmelidir. Ayrıca bu oranlama yapılırken tarafların sahip oldukları diğer su kaynaklarından ihtiyaçlarının ne kadarını giderdikleri de dikkate alınarak, dava konusu suya olan asgari ihtiyaçları belirlenip, bu asgari ihtiyaçları doğrultusunda kullanım saatleri belirlenmelidir.
Mahkemece yukarıda açıklanan hususlar gözetilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.02.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.