Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2010/1095 E. 2010/4111 K. 11.03.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/1095
KARAR NO : 2010/4111
KARAR TARİHİ : 11.03.2010

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklar mahfuz tutularak 40.000 TL alacağın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabul ve kısmen reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı, dava konusu Üsküdar Kandilli … mevki 748 sayılı parseli 05.07.1994 tarihli noter tanzimli satış vaadi sözleşmesi ile 60,00 YTL’ ye davalılar … ve …’den satın aldığını, ancak, taşınmazın davalılardan … adına kayıtlı iken dava dışı … Büyükşehir Belediyesi tarafından kamulaştırılması nedeniyle kamulaştırma bedelinin tamamının davalılardan tapu kaydında … görünen … tarafından alındığını … sürerek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 40000,00 TL’nin davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan …’ye dava dilekçesi tebliğ edilemediğinden bu davalı yönünden talep atiye bırakılmış, diğer davalılar davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davalı …’un 20.08.2006 tarihli ihtara cevap niteliğindeki belge ile kamulaştırma bedelinden 20000,00 TL’sini davacılara ödemeyi kabul ettiği gerekçesi ile bu miktar yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, diğer davalı … yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının tüm davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Somut olayda, davacı dava konusu taşınmazın 400 m² lik kısmını davalılardan …’ dan … 1. Noterliğinin 05.07.1994 tarihli sözleşmesi ile satın almıştır. Davalı … ise (… ile birlikte) dava konusu yeri … 1. Noterliğinin 23.11.1993 tarih ve 22506 sayılı düzenleme Şeklindeki gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile diğer davalı kayıt maliki olan …’… satın almıştır. Dosya içreğine ve tarafların beyanlarına göre taraflar arasındaki sözleşmeler geçerlidir. Davacı, davalılardan …’dan geçerli olan bu gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayanarak sözleşmenin ifasını isteyebileceği gibi ifa edilmeyen sözleşme nedeniyle taşınmazın rayiç değerini (kamulaştırma bedelini) karşı taraftan talep edebilir.
Yukarıda da açıklandığı gibi, davalı …’ın gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin tarafı olması nedeniyle sorumluluğu bulunmakta olup, mahkemece, bu davalı yönünden Anayasa’nın 141. ve HUMK.nun 388, 389. maddelerine aykırı olarak, gerekçe gösterilmeden davacının dava konusu istemleri red olunmuştur.
Mahkemece dava tarihi itibariyle davacı talepleri değerlendirerek sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11.03. 2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.