YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/10585
KARAR NO : 2010/12118
KARAR TARİHİ : 06.07.2010
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Dava dilekçesinde 14.464 TL alacağın yasal faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabul, kısmen reddi cihetine gidilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili dilekçesinde, dava dışı DSİ.’nin müvekkili olan davacı ile davalılardan hazine aleyhine kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davası açtığını mahkemece bedel tespit edilerek, bu bedelin ileride belli olacak hak sahiplerine ödenmek üzere diğer davalı bankaya müzekkere yazıldığını, dava konusu taşınmaz üzerinde bir de muhtesatın bulunduğunu , davacı tarafından acılan ayrı bir dava ile bu muhtesatın davacıya ait olduğuna ve bu muhtesata isabet eden bedelin davacıya ödenmesine karar verilip bu kararın kesinleştiğini, buna rağmen davalı hazinenin talebi üzerine, taşınmaza ait kamulaştırma bedelinin tamamının diğer davalı banka tarafından davalı hazineye ödendiğini beyan ederek, kamulaştırma bedelinden davacıya ait muhtesata isabet eden bedelin davalılardan yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı banka savunmasında, davalı hazinenin talebi üzerine ve kendisine gösterilen mahkeme kararı üzerine davalı hazineye ödeme yaptığını, olayda herhangi bir kusurunun bulunmadığını ifade etmiştir.
Mahkemece, davalı hazine yönünden davanın reddine, davalı banka yönünden ise, söz konusu kamulaştırma bedeli üzerinde, davalı hazinenin tasarruf yetkisinin bulunmadığı, yetkili olmayan hazinenin talimatı doğrultusunda, kamulaştırma bedelinin hazineye aktarılmasında davalı bankanın tamamen kusurlu bulunduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verimli,hüküm davalı banka tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu uyuşmazlık, davalı hazineye kamulaştırma bedelinin ödenmesi noktasında,diğer davalı bankanın kusurunun bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Dosyanın incelenmesinden, davalı bankanın dava konusu taşınmazın davalı hazine adına tesciline ilişkin mahkeme kararının kesinleşmesini müteakip, mal müdürlüğünün talebi üzerine davalı hazineye ödeme yaptığı anlaşılmaktadır. Olayda bankanın herhangi bir kusurunun bulunmadığı görülmektedir.
Geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak sebepsiz zenginleşme gerçekleşir. Kazandırma yapılırken ortada bir hukuksal neden bulunmamakla birlikte, ileride gerçekleşecek bir neden gözö-nüne alınmışsa, bunun gerçekleşmemesi üzerine “gerçekleşmeyen nedene dayanan zenginleşme” söz konusu olur. Sebepsiz zenginleşme hangi yolla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır.
Somut olayda, sebepsiz zenginleşen davalı hazinedir ve bu nedenle de geri verme borcu altındadır. Davalı bankanın sebepsiz bir zenginleşmesi olmadığı gibi, olayda da bir kusuru bulunmamaktadır.
Davalı …hakkında verilmiş olan davanın reddedilmiş bulunması ve davacının bu kararı temyiz etmemiş olması Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 12.05.2010 gün ve 2010/5-225-262 sayılı kararında da kabul edildiği gibi bozma ilamından sonra kendisinden bu bedelin tahsiline karar verilmesine bir engel teşkil etmeyeceği de dikkate alınarak hüküm kurulmalıdır.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 06.07.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.