Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2010/10180 E. 2010/14394 K. 16.09.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/10180
KARAR NO : 2010/14394
KARAR TARİHİ : 16.09.2010

MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı, tarafların boşanma ilamıyla davalıya aylık 450 TL, velayeti davalıya bırakılan müşterek çocuk için aylık 350 TL nafaka bağlanıp, yıllık %35 artış öngörülüp, dava tarihinde 3592 TL’ye yükselen nafakanın ödenmesinin imkansız duruma geldiğini ileri sürerek nafakanın davalı için 350 TL’ye, müşterek çocuk için 300 TL’ye indirilip, yıllık %35 artış oranının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı anlaşma sonucu nafakanın belirlendiğini, davacının ekonomik durumunun iyi olduğunu bildirerek, yersiz olan davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece dava tarihinden başlayarak davalı …’nün aylık yoksulluk nafakasının 2000 TL’ye , müşterek çocuk … …’in aylık iştirak nafakasının 1000 TL’ye indirilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar anlaşmalı boşanmışlar ve yoksulluk nafakası ile iştirak nafakası artış oranının %35 olarak serbest iradeleriyle kararlaştırmış iseler de, ülkemizde taraflarca öngörülmesi mümkün olamayacak şekilde enflasyon oranının seyretmesi karşısında nafakanın yıllık %35 oranında artışının yapılması davacı için ekonomik olarak katlanılamaz ve ödenemeyecek boyuta ulaşmıştır.
Davalı fizik öğretmenidir. Davalının gelir durumu tam olarak belirlenmemiştir. Mahkemece tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına ve çocuğun barınma, eğitim ve sağlık giderlerine ve davalının gelir durumuna göre MK’nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesi gözetilerek nafakanın belirlenmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 16.9.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.