Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2009/21617 E. 2010/4136 K. 11.03.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/21617
KARAR NO : 2010/4136
KARAR TARİHİ : 11.03.2010

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 6675 lira muhdesat bedeli ile 15.753 TL işlemiş faizinin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın davalı Hazine yönünden reddi, banka yönünden kabulü cihetine gidilmiş, hüküm taraf vekilince temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili; Kaynarca Asliye Hukuk mahkemesinin 2002/51 E.ve 2002/199 sayılı kararı ile … Genel Müdürlüğü tarafından kamulaştırılan gayrimenkul üzerindeki mühtesat (fındıklık) bedeli için, müvekkili tarafından Kaynarca Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davanın kabul edildiğini, ancak … Bankasının söz konusu bloke kamulaştırma bedelini Kaynarca Mal Müdürlüğünün yazıları üzerine hazineye ödendiğinin bildirildiğini ve müvekkiline herhangi bir ödemenin yapılmadığını, … Bankasının kusurlu olduğu ve bu nedenle hazineyle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, bu nedenle dosya alacağı olan 6675 TL’nin işlemiş faizi 15.753 TL ile birlikte T.C … bankasının … aylık mevduata uyguladığı işleyecek faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Bankası A.Ş. Vekili; yetkili kurum tarafından yazılan yazıya istinaden bankaca ödemenin yapıldığını, bu nedenle davanın husumetten reddine, aksı halde davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı hazine temsilcisi; davacı tarafın dayandığı Kaynarca Asliye Hukuk mahkemesinin 2008/9 esas sayılı dosyasında verilen kararın kendileri tarafından temyiz edilmesinden dolayı hukuki yarardan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın hazine yönünden REDDİNE, davalı TC…. Bankası Genel Müdürlüğü yönünden KABULÜNE karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı Banka vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Kural olarak, bir davada hüküm verilmesi, başka bir davada incelenmekte ve kesin olarak karara bağlanacak olan bir hukuki durumun mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise, mahkeme o davanın sonuçlanmasını beklemek üzere duruşmayı erteleyebilir.

Davalardan biri hakkında verilecek kararın diğerini etkileyecek nitelikte bulunması halinde iki dava arasında bağlantı var sayılır ve biri diğeri için bekletici mesele yapılır.
Kaynarca Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/9 sayılı dava dosyasında; davacının tespit maliki olan davalı Maliye Hazinesi aleyhine 15.01.2008 tarihinde muhdesatın aidiyetinin tespiti ve kamulaştırma bedelinin tahsili davası açtığı, muhdesatın davacıya ait olduğunun tespitine, muhdesatların kamulaştırma bedeli olan 6675 TL nin, faiziyle birlikte Kaynarca … Bankasına yatırılan bedelden davacıya ödenmesine karar verildiği, … bu kararın davalı hazine tarafından temyiz edildiği, kararın henüz kesinleşmediği anlaşılmıştır.
Bu durumda, davacının kamulaştırılan alan üzerinde bulunan muhdesatlardan fındık ağaçlarının kendisine aidiyetinin tespiti ve bedeli olan 6675 TL nin, faiziyle birlikte kendisine ödenmesi için açtığı dava kabul edilmiş ise de, karar henüz kesinleşmeden paranın kendisine ödenmediği gerekçesiyle Banka ve Mal Müdürlüğü aleyhine bu davayı açmıştır.
Mahkemece, o davada verilecek hükmün bu davayı etkileyeceği düşünülerek kesinleşmesi beklenmek suretiyle sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, yanılgılı gerekçe ile davanın Banka yönünden kabulü doğru görülmemiştir.
Kabule göre ise, davalı Bankanın mahkemece depo edilen kamulaştırma bedelini, davanın sonuçlanması üzerine hak sahibine ödemesinde kusuru olmadığı ve sebepsiz zenginleşen kişinin de Banka olmadığı gözetilmeden davanın kabulü usul ve yasaya uygun görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11.3.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.