Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2009/21614 E. 2010/4052 K. 11.03.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/21614
KARAR NO : 2010/4052
KARAR TARİHİ : 11.03.2010

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 29.756,00-TL.alacağın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın davalı Banka yönünden kabulü, diğer davalı yönünden reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı ve davalı Banka vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili; Kaynarca Asliye Hukuk mahkemesinin 2002/53 E.ve 2002/201 sayılı kararı ile … Genel Müdürlüğü tarafından kamulaştırılan gayrimenkul üzerindeki mühtesat (fındıklık) bedeli için, müvekkili tarafından Kaynarca Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davanın kabul edildiğini, ancak … Bankasının söz konusu bloke kamulaştırma bedelini Kaynarca Mal Müdürlüğünün yazıları üzerine hazineye ödendiğini bildirdiğini ve müvekkiline herhangi bir ödemenin yapılmadığını, … Bankasının kusurlu olduğu ve hazineyle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, bu nedenle dosya alacağı olan 8.856,00TL’nin işlemiş faizi 20.900,00 TL ile birlikte T.C … bankasının … aylık mevduata uyguladığı işleyecek faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Bankası A.Ş. Vekili; yetkili kurum tarafından yazılan yazıya istinaden bankaca ödemenin yapıldığını, bu nedenle davanın husumetten reddine, aksı halde davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı hazine temsilcisi; davacı tarafın dayandığı Kaynarca Asliye Hukuk mahkemesinin 2008/6 esas sayılı dosyasında verilen kararın kendileri tarafından temyiz edilmesinden dolayı hukuki yarardan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın hazine yönünden REDDİNE, davalı TC…. Bankası Genel Müdürlüğü yönünden KABULÜNE karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı Banka vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Kural olarak, bir davada hüküm verilmesi, başka bir davada incelenmekte ve kesin olarak karara bağlanacak olan bir hukuki durumun mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise, mahkeme o davanın sonuçlanmasını beklemek üzere yargılamayı erteleyebilir.
Davalardan biri hakkında verilecek kararın diğerini etkileyecek nitelikte bulunması halinde iki dava arasında bağlantı var sayılır ve biri diğeri için bekletici mesele yapılır.
Kaynarca Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/6 sayılı dava dosyasında; davacının tespit maliki olan davalı Maliye Hazinesi aleyhine 15.01.2008 tarihinde muhdesatın aidiyetinin tespiti ve kamulaştırma bedelinin tahsili davası açtığı, muhdesatın davacıya ait olduğunun tespitine, muhdesatların kamulaştırma bedeli olan 8.856,00 TL nin, faiziyle birlikte Kaynarca … Bankasına yatırılan bedelden davacıya ödenmesine karar verildiği, … bu kararın davalı hazine tarafından temyiz edildiği, Yargıtay 7. Hukuk Dairesince 2009/4632-4433 sayılı kararla 16.10.2009 tarihinde “bankada para bulunmadığı, paranın çekildiği gözardı edilerek infazda kuşku ve tereddüt oluşturacak şekilde hüküm oluşturulması isabetsiz ise de; yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirmediğinden hüküm yerinin 1/b bendinin hüküm yerinden çıkartılmasına, yerine “Davaya konu muhdesatların kamulaştırma bedeli olarak bankaya yatırılan ve davalı hazine tarafından haksız olarak çekildiği anlaşılan 8.856,00 TL kamulaştırma bedeli paranın hazine tarafından bankadan çekildiği ….01.2003 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlı yasal faizi ile birlikte davalı hazineden alınarak davacıya verilmesine,” sözlerinin yazılmasına, hükmün düzeltilen bu şekli ile ONANMASINA,” şeklinde kararın düzeltilerek onandığı ve böylece davacının muhaksat bedelinin hazineden tahsiline karar verildiği, bankanın sorumlu tutulmadığı anlaşılmıştır.
O halde, mahkemece, tesbit ve tahsil davasında verilecek hükmün bu davayı etkileyeceği düşünülerek kesinleşmesi beklenmek suretiyle sonucuna göre hüküm kurmak gerekirken, yanılgılı gerekçe ile davanın Banka yönünden kabulü doğru görülmemiştir.
Kabule göre ise, davalı Bankanın mahkemece depo edilen kamulaştırma bedelini, davanın sonuçlanması üzerine hak sahibine ödemesinde kusuru olmadığı ve sebepsiz zenginleşen kişinin de Banka olmadığı gözetilmeden davanın onun hakkında kabulü usul ve yasaya uygun görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek. halinde temyiz edene iadesine, 11.03.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi .