Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2009/21595 E. 2010/4051 K. 11.03.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/21595
KARAR NO : 2010/4051
KARAR TARİHİ : 11.03.2010

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 10.000 TL alacağın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın 1.445,74 TL için kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı, davalının kendi taşınmazları ile bitişik olan 12 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu,davalının kardeşi …’in ısrarları ve talebi nedeni ile davalıya ait olan 5386 m2 büyüklüğündeki tarlaya 1992 ve 1998 yıllarında kiraz ve vişne ağaçları diktiğini, buranın 16 yıldır tüm bakımlarını yaptığını beyan edip, yaptığı masrafların karşılığı olduğunu düşündüğü 10.000 TL’nin kendisine verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; iddiaların doğru olmadığını, davacının dava konusu taşınmazı kötü niyetle işgal ettiğini, kötü niyetli davacının ancak zorunlu giderleri yapıldıkları tarih itibari ile talep edebileceğini, davacının taşınmazı kullanması nedeni ile taşınmazın getireceği objektif giderleri ödemek zorunda olduğunu, mahsubunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın 1.445,00 TL için kısmen kabulüne, mahkemenin 2008/56 Esas numaralı dosyasında hükmedilen 823,896 TL ecrimisilin mahsubuna ve netice olarak 621,84 TL’nin davalı … …’den alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin tüm, davacının sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak, bir kimse başkasının fidanını kendi arazisine ya da kendisinin veya bir üçüncü kişinin fidanını başkasının arazisine dikerse, başkasının malzemesini kullanarak yapılan yapılara veya taşınır yapılara ilişkin hükümler bunlar hakkında da uygulanır (TMK.md.729). Bu nedenle bu malzeme arazinin bütünleyici parçası olur.
Malzeme sökülüp alınmazsa arazi maliki, malzeme sahibine uygun bir tazminat ödemekle yükümlüdür.
Yapıyı yaptıran malzeme sahibi iyiniyetli değilse, hakimin hükmedeceği miktar bu malzemenin arazi maliki için taşıdığı en az değeri geçmeyecek ve arazi malikinin malzemeden yarar şartı aranacaktır (723/son).
Somut olayda, davalı … …’in aynı Mahkemede 2008/56 Esas numarası ile davacı aleyhine açtığı el atmanın önlenmesi ve ecrimisil davasında, el atmasının önlenmesine ve 2004-2008 dönemi için 5 yıllık toplam 823,89 TL ecrimisilin yasal faizi ile beraber … …’e ödemesine hükmedildiği ve kararın kesinleştiği görülmüştür. Artık bu karar karşısında davacının iyiniyetinden söz edilemeyeceğinden TMK’nın 723/3. maddesi uyarınca işlem yapılması gerekir. Bu hükme göre hakimin hükmedeceği miktar, bu malzemenin arazi maliki için taşıdığı değeri geçmeyebilir. Anılan hüküm, esas itibariyle BK’nın 61 ve devamı maddelerinde düzenlenen sebepsiz zenginleşmenin özel bir halidir. Davacının iyiniyetli olmadığı saptandığına göre; davacının yaptığı giderleri değil, giderler nedeniyle taşınmaz malikinin zenginleştiği miktarın iadesini isteyebileceği düşünülerek yargılama yapılmalıdır. Mahkemenin hükme esas aldığı bilirkişi raporu az yukarıda açıklanan hususlara açıklık getiren bir rapor değildir.
Mahkemece açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapılmadan yetersiz bilirkişi raporu esas alınarak ve aynı dönem için hem davacının elde ettiği yarar düşülmek, hem de davalı lehine hükmedilen ecrimisil mahsup edilmek suretiyle davacı aleyhine mükerrer indirim ile yazılı şekilde hükmün kurulması bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek. halinde temyiz edene iadesine, 11.03.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi .