Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2009/21457 E. 2010/4153 K. 11.03.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/21457
KARAR NO : 2010/4153
KARAR TARİHİ : 11.03.2010

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde itirazın iptali icra inkar tazminatının faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davada, davacı Rektörlük tarafından asıl kadrosu Teknik İdare Başkanlığında makine mühendisliği olan davlının … Fakültesine sayman-mutemet olarak görevlendirildiği, usulsüz olarak Tıp Fakültesi döner sermayesinden ödeme yapıldığı … sürülerek alacağın tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istenilmiştir.
Mahkemece, davacı tarafça mevzuata aykırı ödendiği iddia olunan paranın geri tahsiline yönelik idari işlemin, 60 günlük idari dava süresi içinde istenmediği böylece ilgili işlemin hukuka uyarlığının bulunmadığı gerekçesiyle idari yargı mahkemesince iptal edildiği hususun kesinleştiği belirtilerek istemin reddine karar verilmiştir.
Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosya kapsamından, davalıya yapılan ödemenin daha önce bu yolda alınmış bir idari karara dayandığı iddia ve ispat edilmediği anlaşılmaktadır. Davalıya yapılan ödemenin hatadan kaynaklandığı kabul edilmektedir.
BK.nun 62.maddesi gereğince, borç olmayanı rızası ile ödeyen kimse, yanlışlığa düştüğünü ispat ettiği takdirde ödediğini geri isteyebilir. Bu maddede belirtilen yanlışlık, … ile ilgili olup, edada bulunan da bağışlama irade ve arzusunun bulunmadığını gösteren bir yanılmadır. Başka bir deyişle davacı idarenin hataya düşmeseydi, davalıya edada bulunmayacağı anlamına gelmektedir.
O halde dava konusu alacağın BK.nun 62.maddesindeki koşullara göre geri istenebileceği anlaşılmaktadır.
Bu durumda mahkemece dosyada mevcut 19.03.2007 tarihli rapora göre karar verilmesi gerekir.

Bu İ.B.K.nun idare tarafından yapılan bütün ödemelere uygulanması halinde, idarenin haksız iktisap kurallarından hiçbir zaman yararlanamaması ve memurların yapmış oldukları bütün hatalı ödemelerin idare tarafından gerek ödeme yapılan kişilerden, gerekse ödemeyi yapandan geri alınamaması gibi bir sonuç doğuracağı ve bununda idareyi işlemez duruma getireceği kabul edilmelidir.
Herhangi bir şart tasarrufuna dayanmayan salt hatalı ödemenin Borçlar Hukukunun haksız iktisap kuralları çerçevesinde istenip istenemeyeceği tartışılmadan yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
Çünkü idari yargı kararına gerekçe olan Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun 22.12.1973 günlü, 1968/8 E.-1973/14 sayılı kararı ile aynı mahiyetteki Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 27.01.1973 tarih 1972/6 E.-1973/2 sayılı kararında çözümlenen husus; hatalı intibak veya hatalı terfi işlemi gibi bir şart tasarrufun sonradan idare tarafından geri alınması halinde, daha önce bu şart tasarrufa dayanılarak memura yapılmış olan fazla ödemenin nedensiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri istenmesinin idare hukuku ilkelerine göre mümkün olup olmadığına ilişkindir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11.03.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.