Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2009/21016 E. 2010/2727 K. 22.02.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/21016
KARAR NO : 2010/2727
KARAR TARİHİ : 22.02.2010

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Dava dilekçesinde 2.650 TL alacağın yasal faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili dilekçesinde, müvekkili olan davacının petrol ofisi bayii olup , davalıya motorin sattığını, ancak bedelinin ödenmediğini beyan ederek, 2650 TL. alacağın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı savunmasında, davacıdan 2002 yılına kadar motorin aldığını, 2003 ve 2004 tarihlerinde davacıdan alışveriş yapmadığını ve davacının dayandığı veresiye fişlerindeki imzanın da kendisine ait olmadığını savunmuştur.
Bu durumda taraflar arasında 2003 ve 2004 yıllarında mazot alışverişine dair hukuki ilişkinin varlığı, alacağın miktar (litre) ve değeri davacı tarafça usule uygun şekilde ispat edilmelidir. Ayrıca davaya konu alacak tutarı gözetilerek iddianın yazılı şekilde kanıtlanması da zorunludur.
Davacının delil olarak ibraz ettiği veresiye fişlerindeki imzalar inkar edildiğine göre, belgelerdeki imzanın davalıya ait olup olmadığı araştırılmamıştır.
Mahkemece iddianın ispatı yönünde tüm deliller toplanmadan eksik incelemeye dayalı hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
Ayrıca, taraflardan her biri iddia ve savunmasını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü olup (TMK.md.6) öncelikle iddianın ispatı hususu gözetilmesi gerekirken salt davalının soyut ödeme savunmasında bulunduğu gerekçesiyle savunmanın ispat edilemediği nedenine dayalı davanın reddi usul ve yasaya uygun bulunmamıştır.
Kabule göre de, ödeme savunmasının (davalı yazılı beyanında yemin deliline başvurmakla) yeminle ispatı mümkün olup, bu yönde davalının davacıya yemin teklif etme hakkı hatırlatılmadan davalı aleyhine hüküm kurulması isabetli görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 22.02.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.