Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2009/20621 E. 2010/2452 K. 18.02.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/20621
KARAR NO : 2010/2452
KARAR TARİHİ : 18.02.2010

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 1.380 TL taviz bedelinin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili 22.01.2007 tarihli dilekçesinde; haksız ve hukuka aykırı tahsil edilen taviz bedelinin istirdadını talep etmiştir.
Mahkemece; vakfiye örneği ve bilirkişi raporunda İbrahimpaşa Vakfının “sahih” vakıf olduğunun belirtildiğini ve tavize tabi olduğunu ancak, kadastro tespitinin kesinleşmesinden sonra 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten, konulan vakıf şerhinin hukuka aykırı olduğu ve konulan vakıf şerhinin terkini için davacıdan tahsil edilen taviz bedelinin de hukuki dayanağı bulunmadığı ve geri ödenmesi gerektiği belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
Oysa; 20.02.2008 … ve 5737 sayılı … Kanunun 18. Maddesinde konuyla ilgili farklı bir düzenleme getirilmiş ve bu … düzenlemenin devam etmekte olan davaları da kapsayacak şekilde geçmişe etkili olacağı geçici 5. Maddede belirtilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 16.07.2008 tarih ve 2008/3-498,2008/497 sayılı kararı ile geçici 5. Maddede yer … “Vakıf Şerhleri ile ilgili devam etmekte olan davalar ” ifadesinin, sadece vakıf şerhinin konulması ve silinmesi talebiyle açılan davaları değil, somut olayda olduğu gibi, taviz bedelinin alınmasına dayanak oluşturan vakıf şerhinin hukuka aykırı şekilde konulduğu iddiasına dayalı olarak açılmış olan ve ödenen taviz bedelinin istirdadı istemini içeren davaları da kapsadığını kabul etmiştir.
O halde mahkemece, yukarıda belirtilen kanun uyarınca araştırma yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın kabulü doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA18.02.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.