Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2009/19941 E. 2010/1881 K. 11.02.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/19941
KARAR NO : 2010/1881
KARAR TARİHİ : 11.02.2010

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 3.202.16 TL alacak için girişilen icra takibine itirazın iptali, inkar tazminatının masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili dilekçesinde, davaya konu işyerinin (iş merkezi WC’leri) su faturalarının ödenmemesi nedeniyle, daha önce yönetim kurulu başkanı sıfatı ile kurumlarına başvurarak kendileri ile sözleşme yapan ve taksitlendirme taahhütnamesi imzalayan davalı … hakkında ödenmeyen su bedellerinin tahsili için girişilen icra takibine itirazın iptali ile inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında; dava konusu yerin kalıcı iş merkezi olduğunu, bu nedenle davalının şahsi borcu olamayacağını, davalının iş merkezi yönetim kurulu başkanı olarak dilekçe verdiğini ve yönetici sıfatıyla sözleşme imzaladığını, takibin müvekkilinin şahsına yapılamayacağını belirterek, husumet nedeniyle davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; yerleşmiş Yargıtay uygulamaları ve HGK.nun 23.12.1992 tarih 1992/13-643-749 … kararı uyarınca ve sözkonusu işlemler esnasında davalının yönetim kurulu başkanı olarak hareket etmesi nazara alındığında, yöneticinin bu sıfatla hareket etmesi durumunda kendisine husumet yöneltilebileceği, yöneticinin daha sonra kat maliklerine rücu etme hakkının saklı olduğu gerekçe gösterilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü davalı vekili temyiz etmektedir.
Takip konusu borç, iş merkezindeki WC’lere ilişkin su borcudur. İş merkezinin yönetim kurulunca aboneliğe geçiş kararı alınmış, buna ilişkin dilekçe davalı tarafından yönetim kurulu başkanı sıfatıyla davacı kuruma verilmiş ve sözleşme yönetim kurulunca imzalanmıştır.
Bu durum mahkemenin de kabulünde olup, kendi adına değil temsilci sıfatıyla hareket eden davalının davada davalı sıfatı bulunmadığı dikkate alınmadan yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11.02.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.