Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2009/19429 E. 2010/4298 K. 15.03.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/19429
KARAR NO : 2010/4298
KARAR TARİHİ : 15.03.2010

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 19.975 TL borçlu olmadığının tespiti istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı dilekçesinde, mahkemece verilen karar gereğince eşine nafaka ödediğini, nafakanın kaldırılması isteği ile açtığı sonraki davada davayı kabul ettiğini ve nafaka talebinden vazgeçtiğini, buna rağmen icra yoluyla takip yaparak vazgeçtiği nafakayı talep ettiğini beyanla borcu bulunmadığının tespitini istemiştir.
Davalı cevabında, … Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/303 E.-2005/502 sayılı davasındaki beyanın nafakadan feragat anlamında yorumlanamayacağını savunmuştur.
Mahkemece, davalının anılan davadaki beyanının, nafakadan feragat olarak yorumlanamayacağı nedeni ile davanın reddine karar verilmiştir.
… Aile Mahkemesinin 2004/303-2005/502 sayılı dava dosyasının incelenmesinde; davacı, davalı eşine 200 TL nafaka ödediğini, gelirinin düştüğünü, eşinin iki evini kiraya verdiğini, birinde oturduğunu … sürerek nafakanın kaldırılmasını istemiş, davalı cevap dilekçesinde “davayı kabul ediyorum. Eşimden herhangi bir nafaka talebim yoktur” beyanında bulunmuş, takip eden celseye davacı gelmemiş, dosyanın işlemden kaldırılmasına ve takiben davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
HUMK.nun 92. maddesi uayrınca “kabul iki taraftan birinin diğerinin davada ki talebini kabul etmesidir ve kat’i hükmün sonucunu doğurur. Bu halde davacının celsede hazır bulunmamış olması nedeni ile dosyanın işlemden kaldırılmasına ve davanın açılmamış sayılmasına da karar verilemez, verilmiş olması da sonucu değiştirmez. Davalı nafakanın kaldırılması davasında dava edilmeyen bir konuda nafaka alacağının bulunmadığını da beyan etmiştir. Bu beyanı da “ikrar” mahiyetindedir. O nedenle nafakanın kaldırılması davasından önce doğmuş nafaka borcunun bulunmadığı da ikrar ile sabittir.
Davanın yukarıdaki nedenlerle kabulüne karar verilmesi gerekir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.03.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.