YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/18936
KARAR NO : 2010/550
KARAR TARİHİ : 21.01.2010
MAHKEMESİ : ÇARŞAMBA SULH HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/07/2009
NUMARASI : 2008/361-2009/954
Dava dilekçesinde fazla hak saklı tutularak 1.500 TL ecrimisilin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın görev yönünden reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davada, kök muristen intikal eden 15 ve 1 parsel sayılı mesken ve işyerlerini davalının kiraya verdiği ve bizzat kullandığı ileri sürülerek fazla hak saklı tutulmak kaydı ile 1.500 TL ecrimisilin işlemiş faizi ile tahsili istenilmiş; mahkemece, bilirkişi raporuna göre davacı hissesine isabet eden ecrimisil miktarının toplam 20.770.94 TL olduğu böylece davada Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli bulunduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak, hükme esas alınan bilirkişi ek raporunda ecrimisil istenen dönem itibariyle davalının fiilen kullandığı ve kira geliri elde ettiği bağımsız bölümlere ilişkin toplam ecrimisil tutarı 46.777 TL. tespit edilmiş, davacının 1/8 hissesine isabet eden ecrimisil miktarı ise 5847 TL olarak gösterilmiş, davacı vekili de müvekkiline verilmesi gereken ecrimisilin 5847 TL olduğunu yazılı olarak beyan etmiştir. Böylece davacının talep edebileceği toplam ecrimisil miktarı 5847 TL olduğu ve miktar itibariyle Sulh Mahkemesi görevli olduğu halde delillerin yanılgılı değerlendirmesi sonucu görevsizlik kararı verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Kabule göre de; görevsizlik kararı ile birlikte davadan el çekildiği böylece yargılama giderlerinin hüküm altına alınması gerektiği gözetilmeden, bu hususun görevli mahkemece dikkate alınmasına şeklinde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun bulunmamıştır. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 21.01.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.