YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/18857
KARAR NO : 2010/5464
KARAR TARİHİ : 30.03.2010
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Dava dilekçesinde fazlaya ilişkin hak saklı tutularak toplam 50.000 lira alacak + ecrimisilin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davalılar vekili tarafından istenilmekle; taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz eden Davalılar vek.Av…. geldi. Aleyhine temyiz olunan Davacılar vek.Av…. geldi. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00’e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar, vekili; müvekkillerinin, hisseli taşınmazı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile satın aldıktan sonra üzerine iki katlı bina yaptıklarını, davalıların murisinin bu durumu bilmesine rağmen taşınmazı tapudan satın alarak kötü niyetli davrandığını ve açtığı dava ile de kendilerini men ettirdiğini, böylece yapılan bina nedeniyle haksız zenginleştiğini iddia ederek; sebepsiz zenginleşme nedenine dayalı alacak talebinde bulunmuştur.
Mahkemece, bozmaya uyularak alacak talebinin kısmen kabulü ile 40.180 TL’nin ilk dava tarihi olan 04.12.2003 tarihinden hesap edilecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle davacılara ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Mahkemece, bozmaya uyularak hüküm verilmiş ise de; bozma ilamı gereğince inceleme ve araştırma yapılmamıştır. Zira, bozma ilamında “…sebepsiz zenginleşme olgusu, davalıların murisinin açtığı meni müdahale davası sonucunda verilen (davacıların taşınmaza vaki müdahalelerinin men-i’ne ilişkin) kararla gerçekleşmiş bulunmaktadır.” denilerek, iade borcunun kapsamının hangi tarih itibariyle belirleneceği ifade edilmiş bulunmaktadır. Oysa, mahkemenin hükme esas aldığı bilirkişi raporunda; dava konusu binanın değerinin dava tarihi olan 22.03.2005 tarihi itibariyle belirlendiği anlaşılmaktadır.
O halde, mahkemece; bozma ilamında ifade edilen meni müdahale kararının kesinleştiği tarihteki (30.12.1993 tarihindeki) binanın değeri esas alınarak alacağın belirlenmesi gerekmektedir. Yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 750 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı tarafa verilmesine,
ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 30.3.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.