Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2009/18656 E. 2010/1234 K. 02.02.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/18656
KARAR NO : 2010/1234
KARAR TARİHİ : 02.02.2010

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 10.000 lira tazminatın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacılar vekili dava dilekçesinde, davacıların murisi … …’a ait taşınmazın sahte vekalet ile satılması nedeniyle taşınmazı satın … son malik davalı adına kayıtlı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacılar adına tescilini talep etmiş, sonradan talebini taşınmazın dava tarihindeki değerinin davalıdan tahsil edilmesi yönünde değiştirmiştir.
Davalı cevabında, iyiniyetli satın aldıklarını beyan etmiştir.
Mahkemece; kısa kararda “Hak düşürücü süre yönünden davanın reddine”, gerekçeli kararda ise “Husumet nedeniyle davanın reddine” karar verilmiştir.
Hükmü davacılar vekili temyiz etmiştir.
HUMK’nun 381, II.maddesi gereğince mahkemece tefhim edilen hükmün 388/son madde de belirtildiği gibi açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde duruşma tutanağına geçirilmesi ve okunması gerekir. Tefhim edilen hüküm sonucunun (kısa kararın), hüküm fıkrası niteliğinde olduğu için, kısa kararın tefhimi ile hüküm hukuki varlık kazanır.
Mahkemece verilen kısa karar ile gerekçeli kararın uyum içerisinde bulunması, kararların toplumda uyandırması gerekli saygı ve … duygusunun bir gereği olduğu gibi hukukun … kurallarından biridir. Kısa kararda, hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine, gerekçeli kararda ise husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesi, YİBK’nın 10.4.1992 tarih 1991/7-1992/4 sayılı kararında açıklandığı gibi kısa karar ile gerekçeli kararın çelişkili bulunması durumunu oluşturacağından bu husus mutlak bozma nedenidir.
Anılan İçtihat gereğince kısa kararla bağlı olmaksızın ve dosya münderecatına göre mahkemece bu hususlar gözönünde tutularak vicdani kanaate göre karar verilmelidir.

Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve şimdilik diğer yönlerin incelenmesine mahal olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 2.2.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.