YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/17447
KARAR NO : 2010/276
KARAR TARİHİ : 19.01.2010
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/04/2009
NUMARASI : 2008/178-2009/135
Dava dilekçesinde şimdilik 40.000 lira alacağın yasal faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece dava dilekçesinin görevsizlik nedeni ile reddi cihetine gidilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir. Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili dilekçesinde, dava dışı müteahhit ile davalılar olan arsa sahipleri arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, davalıların arsa paylarının ½ ‘sini müteahhite devrettiklerini, davacının ise müteahhitten bir daire satın aldığını, yüklenicinin binayı kaba inşaat halinde bıraktığını, davacının ise daireye bir takım masraflar yaparak tamamladığını, sonradan davalıların tapu iptal ve tescil davası açarak, davacı adına olan tapu kaydını iptal ettirdiklerin beyan ederek daireye yapılan masrafların bedelinin ya da, dairenin rayiç bedelinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, tüketici mahkemesinin görevli olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir.
4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1.maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2.maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir.
Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir.
4077 sayılı yasının 23.maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağı öngörülmüştür.
Somut olayda, uyuşmazlık sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanmakta olup, davanın taraflarından birisinin satıcı konumunda bulunmadığı gibi taraflar arasında da 4077 sayılı kanunun aradığı anlamda bir sözleşme ilişkisi bulunmadığından dolayı ortada tüketici mahkemesinin görevine giren bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Öyle ise mahkemece, yukarıdaki ilke ve esaslar gözetilerek, yapılacak yargılama neticesinde işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu görevsizlik kararı verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 19.1.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.