Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2009/17339 E. 2010/2858 K. 23.02.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/17339
KARAR NO : 2010/2858
KARAR TARİHİ : 23.02.2010

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde toplam: 45.093,00-TL.ecrimisilin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. … 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/286 Esas sayılı dava dosyası ile 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/354 Esas sayılı dava dosyası da iş bu dosya ile birleştirilmiştir. Mahkemece davacılardan … ve …’in davalarının açılmamış sayılmasına; diğer davacıların davalarının kısmen kabulüne dair verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davalılar vekilleri tarafından istenilmekle; taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz eden Davalılar ve Vek.Av…. … ile … geldi. Aleyhine temyiz olunan Davacılar Vek.Av…. ile Davacılar … ile … geldiler. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00’e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacılar vekili, 3.6.2005 tarihli dilekçesi ile; davacı müvekkillerinin hissedar oldukları taşınmaz üzerinde, 1997 yılında müvekkillerinin rızası, bilgisi ve muvafakatları olmadan davalı kooperatif tarafından … ve ruhsatsız olarak inşaata başlandığını; açtıkları dava sonucunda davalının müdahalesinin haksızlığı tespit edilerek, müdahalesinin men’ine karar verildiğini; davalının hiç bir akti ilişkiye dayanmayan işgali nedeniyle, 2000-2005 yılları için, fazlaya ilişkin hak saklı tutularak toplam: 45.093,00-TL.ecrimisilin işgal tarihinden itibaren her bir aylara işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir

Davacılar vekilinin 22.6.2005 tarihli dava dilekçesi ile de; davalılar S.S.Birimler Konut Yapı Kooperatifi Başkanlığı ve … (Kooperatif Başkanı) aleyhinde dava açılmış, aynı dönemle ilgili olarak, fazlaya ilişkin hak saklı kalmak kaydıyla, toplam 35.250,00-TL.ecrimisilin işgal tarihinden itibaren her bir aylara işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili talep edilmiş; 27.9.2005 tarihli ıslah dilekçesi verilerek, talep edilen ecrimisil bedelleri yıllara göre belirtilmiş ve tahakkuk eden işlemiş faiz miktarı da gösterilerek toplam 26.537,00-TL.faiz miktarı üzerinden harcı tamamlanmış, dava dosyası iş bu dava dosyası ile birleştirilmiştir.
Davacı …’ın açtığı 11.8.2005 tarihli davada da; 1997 yılından 2005 yılı sonuna kadar fazlaya ilişkin hak saklı tutularak toplam 10.800,00-TL.ecrimisil alacağının tahakkuk eden aylardan itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı kooperatiften tahsili istenilmiş, iş bu dava dosyası ile birleştirilmiştir.
Davalı Kooperatif, davacı arsa paydaşlarının ecrimisil talebinin zamanaşımına uğradığını, davacıların kat karşılığı inşaat sözleşmesi yaptığı yükleniciler tarafından inşaatın yapımının davalı kooperatife devredildiği ve arsa üzerindeki yapının davalı kooperatif tarafından yapıldığı hususunun tartışmasız olduğundan; bu yapının imalat bedeli ödenmeden (ki, hapis hakkı olduğundan) ecrimisil talep edilemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Davalı … ise; kendisinin kooperatif başkanı olup, talep edilen ecrimisilden sorumlu tutulamayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davacılardan … 17.6.2009 tarihli ıslah dilekçesi ile; bilirkişi raporuna göre, ana para alacağı yönünden 19.325,00-TL.olan talebini; 4.349,45-TL.ilaveyle 23.674,45-TL.’ye çıkartmıştır. Davalı vekili tarafından, ıslah talebine karşı zamanaşımı def’inde bulunulmuştur.
Mahkemece; bilirkişi raporu esas alınarak, davacıların dava ve birleşen dosyalardaki dava dilekçeleri ve davacı …’nün ıslah dilekçeleri birlikte değerlendirilmek suretiyle davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı kooperatif vekili ile davalı … … vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak,
1- Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; “davacı taraf; ecrimisil bedeli belirlenirken davalıların işgali nedeni ile dava konusu taşınmaz üzerine inşaat yapımının engellendiği, dolayısıyla tamamlanamayan binaların kira gelirinden mahrum kalındığı hususunun da nazara alınması gerektiğini iddia ve itiraz dilekçelerinde belirttiklerinden; ecrimisil hesabı yapılırken, taşınmazın arsa olarak (otopark olarak veya açık depolama-teşhir alanı olarak) kiraya verilmesi halinde getirebileceği asgari kira tutarına (fedakarlığın denkleştirilmesi kuralı) gereğince bina yapımının engellenmiş olmasından ötürü de bir miktar ilave yapılması uygun olacaktır” denilerek, başlangıç yılı ecrimisil bedeli aylık 1800-TL.olarak belirlenmiştir. Oysa, davacıların; dava konusu taşınmazı haksız işgali nedeniyle, davalılardan isteyebilecekleri tazminat (ecrimisil); mahrum kaldıkları asgari arsa kira bedeli kadardır. Bilirkişilerce, taşınmazın arsa niteliği ve konumu gözetilerek otopark olarak veya
açık depolama-teşhir alanı olarak kiraya verilebileceği varsayıldığına göre; bu haliyle getirebileceği kira parası üzerinden ecrimisil hesabı yapılması gerekirken, tamamlanamayan binaların mevcudiyeti nedeniyle, “fedakarlığın denkleştirilmesi kuralı’ndan” bahisle rayiç kira parasına bir miktar ilave yapılarak ecrimisil miktarının saptanmış olması doğru görülmemiştir.
2- Öte yandan, ecrimisil davalarında; davalı tarafın zamanaşımı def’i bulunduğu takdirde, 25.5.1938 tarih ve 29/10 sayılı İçtihatları Birleştirme Kararı ve yerleşik Yargıtay uygulaması uyarınca; dava tarihinden (ıslah varsa, fazlaya ilişkin talep yönünden ıslah tarihinden) geriye doğru 5 yıl için ecrimisile hükmedileceği gözetilmeden, davacı …’in ıslah dilekçesiyle talep ettiği ecrimisilin hüküm altına alınması da doğru görülmemiştir.
Bundan ayrı; davacılar vekilinin, 27.9.2005 tarihli ıslah dilekçesindeki talep edilen ecrimisil miktarları ve işlemiş faize ilişkin miktarlar gözetilmeden, (HUMK’nun 74.maddesine aykırı olacak şekilde) talep aşılmak suretiyle hüküm kurulmuş olması da usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalılar için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 750’şer TL.vekalet ücretinin davacılardan alınıp davalı tarafa verilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 23.02.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.