Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2023/6229 E. 2023/4639 K. 03.07.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/6229
KARAR NO : 2023/4639
KARAR TARİHİ : 03.07.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi

SUÇ : Anayasayı ihlal suçuna yardım etme
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Düzeltilerek onama

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
Yargıtay 16. Ceza Dairesinin, 24.02.2020 tarihli ve 2019/8858 Esas, 2020/2935 Karar sayılı bozma kararı üzerine;
1…. 27. Ağır Ceza Mahkemesinin, 27.10.2022 tarihli ve 2020/222 Esas, 2022/346 sayılı Kararı ile sanık hakkında Anayasayı ihlal suçuna yardım etme suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 37 nci maddesinin birinci fıkrası delaletiyle 309 uncu maddesinin birinci fıkrası, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 5 inci maddesinin birinci fıkrası, 5237 sayılı Kanun’un 39 uncu maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinin birinci cümlesi, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesi, 58 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası ve 63 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca mahkûmiyet kararı verilmiştir.
2. Dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 03.01.2023 tarihli ve düzeltilerek onama görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz sebepleri özetle;
1.Sanığın ardışık araması veya periyodik araması bulunmadığına, mahkemenin sadece ankesör-büfe sorgu raporunun varlığından bahsetmesi ancak somut olarak Yargıtay’ın belirlediği ölçütlere uyup uymadığını değerlendirmeksizin basmakalıp şekilde delil saymasının hukuka aykırı olduğuna,
2.Sanığın atılı suçu işlediğine dair her türlü kuşkudan uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığına,
3. Sanığın darbeye iştirak iradesinin bulunmadığı, darbenin icrasını kolaylaştırmaya yönelen hareketleri gerçekleştirmediği, darbe kalkışmasına yönelik icrai hareketler gerçekleştiren faillerle aralarında fikir eylem birlikteliği bulunmadığına,
4. Suçun unsurlarının oluşmadığına,
5. Temyiz dilekçesinde belirtilen sair temyiz sebepleri ve sair hususlara,
İlişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
İlk Derece Mahkemesince sanığın eyleminin, Anayasayı ihlal suçuna yardım etme suçunu oluşturduğunun kabulü ile sanık hakkında mahkûmiyet kararı verilmiştir.
IV. GEREKÇE
Mahallinde hukuka uygun olarak ikame olunup usulünce tartışılan delillere, tanık beyanlarına ve dosya kapsamına göre, İlk Derece Mahkemesinin kararında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılan sanık hakkında;
Bozmaya uyularak yapılan yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, konumu, rütbesi ve mesleki tecrübesi itibariyle hakkında 5237 sayılı Kanun’un 24 üncü maddesinin birinci-dördüncü fıkraları ile 30 uncu maddesinin tatbik şartları bulunmayan sanığın eylemleri, FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün yönetimi tarafından planlanan genel darbe planı çerçevesinde kendisine verilen ve ülke çapında gerçekleştirilen anayasal düzeni ihlal suçunun icra hareketleriyle de illi bir değer taşıyan ve tek başına vahamet arz etmeyen görevi kabullenerek 5237 sayılı Kanun’un 39 uncu maddesinin ikinci maddesinin (c) bendi kapsamında anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs suçuna yardım olarak doğru kabul edilmiş olduğu anlaşılmakla; sanık müdafiinin yukarıda ilgili bölümde ileri sürdüğü temyiz sebepleri ve sair hususlar yerinde görülmemiştir. Ancak;
Yargıtay tarafından düzeltilmesi mümkün görülen “Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmeye yardım eden sanık hakkında yardım eden sıfatıyla ceza belirlenirken 5237 sayılı Kanun’un 39 uncu maddesinin ikinci maddesinin (c) bendinin delalet maddesi olarak gösterilmesi gerekirken anılan Kanunun 37 nci maddesinin birinci fıkrasının delalet maddesi olarak gösterilmesi, ” dışında bir hukuka aykırılık bulunmamıştır.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle sanık müdafiinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden …. 27. Ağır Ceza Mahkemesinin, 27.10.2022 tarihli ve 2020/222 Esas, 2022/346 sayılı Kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 303 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi gereği hükmün birinci maddesinin ikinci fıkrasından “TCK.’nın 37/1 maddesi” ibarelerinin çıkartılarak yerine “5237 sayılı Kanun’un 39 uncu maddesinin ikinci maddesinin (c) bendi” ibarelerinin eklenmesi suretiyle Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca … 27. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
03.07.2023 tarihinde karar verildi.