Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2023/5729 E. 2023/2615 K. 03.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/5729
KARAR NO : 2023/2615
KARAR TARİHİ : 03.05.2023

İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun’un) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.

Sanık müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin, 7079 sayılı Kanun’un 94 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 299 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği cezanın süresi nedeniyle reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. …. Ağır Ceza Mahkemesinin, 25.02.2020 tarihli ve 2018/224 Esas, 2020/58 sayılı Kararı ile sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 314 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 5 nci maddesinin birinci fıkrası, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 62 nci maddesinin birinci fıkrası gereğince sanığın mahkumiyetine karar verilmiştir.
2. …Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 19.10.2021 tarihli ve 2020/555 Esas, 2021/1180 sayılı Kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
3. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 21.11.2022 tarih ve onama görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz sebepleri özetle;
1. Sanığın doçent olmasının örgütsel bir eylem olamayacağına,
2. Sanığa özel ilan çıkarılmadığına,
3. Tanık beyanlarının ve HTS kayıtlarının hükme esas alınamayacağına,
4. Beraat hükmü kurulması gerektiğine,
5. Temyiz dilekçesinde belirtilen sair temyiz sebepleri ve sair hususlara,
İlişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Sanık …’ın beyanına göre 2010 yılının eylül ayında …Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalında yardımcı doçent olarak göreve başladığı, dosyada mevcut … İl Emniyet Müdürlüğü Kom Şube Müdürlüğü tarafından hazırlanan havuz sorgu tutanağına göre, sanığın 672 sayılı KHK ile kamu görevinden çıkarıldığı bunun dışında herhangi bir kayda rastlanmadığı, tanık olarak dinlenen Y. K., sanığı tanımadığını beyan ettiği, yine tanık olarak dinlenen A. G., sanığın FETÖ ile iltisakına bizzat şahit olduğu bir şey olmadığını, sanığın sohbete katıldığına, himmet adı altında para verdiğine şahit olmadığını beyan ettiği, yine tanık olarak dinlenen Z. S., A. G. ile örgüt içerisinde mahrem yapıda müdür konumunda yer alan Y. P. vasıtası ile tanıştığını, sanık ile kendisini ise A. G.’nin tanıştırdığını, bu nedenle sanığında örgüt içerisinde olabileceğini düşündüğünü, örgütsel faaliyet kapsamında herhangi bir olayına şahit olmadığını beyan ettiği, yine tanık olarak dinlenen E. G., kendisinin dekan yardımcısı olarak görev yaptığı dönemde dekan O. A. Ö.’nün kendisine bölüme “kıymetli bir meslektaşım gelecek” dediğini, sonrasında sanığın öğretim üyesi olarak geldiğini, sanığın FETÖ ile iltisaklı olup olmadığını bilmediğini, ilanın sanığa özel çıkarılıp çıkarılmadığını da bilmediğini beyan ettiği, yine tanık olarak dinlenen gizli tanık A., sanığın FETÖ bağı ile üniversiteye alındığını, A. G. sayesinde kadro sahibi olduğunu, doçentliğe yükseltilmesinde ise FETÖ bağının etkin olduğunu düşündüğünü beyan ettiği, sanığın iddianamede de belirtildiği üzere Namık Kemal Üniversitesinde göreve başlama sürecinde başvurduğu ilanın spesifik olup olmadığı ile ilgili Üniversiteler arası kurul başkanlığının 28.06.2019 tarihli cevabi yazısına göre özetle, sanığın atandığı Temel Tıp Bilimleri Bölümü Biyokimya Ana Bilim Dalı kadrosuna ilan şartı olarak belirlenen “Adipositokinlerin Kolon Kanserindeki rolü üzerine çalışma yapmış olmak” ifadesinin belli bir kişiyi tarif ettiğinin bildirildiği, yine söz konusu ilana sanıktan başka başvuran olup olmadığı ile ilgili 17.04.2019 tarihli Namık Kemal Üniversitesi Rektörlüğü Personel Daire Başkanlığı tarafından cevabi yazıya göre, sanıktan başka başvuran olmadığının belirtildiği, tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerden, sanığın Namık Kemal Üniversitesinde açılan kadroya bir tek kendisi başvurarak ilgili kadroya şahsına özel çıkarılan spesifik ilan ile yerleştiği, yine örgüt içerisinde mahrem yapıda Öğretmen konumunda yer alan, mahkememizin 2017/80 esas sayılı dosyasında yargılanan ve hakkında mahkumiyet hükmü verilen Z. S. ile tanıştırıldığı, yine Tıp Fakültesi eski Dekanı olan ve … 2. Ağır Ceza mahkemesince 2018/96 esas sayılı dosyada yargılaması yapılan ve hakkında mahkumiyet hükmü verilen O. A. Ö.’nin sanıktan “kıymetli bir meslektaşım gelecek” şeklinde bahsettiği, bu kapsamda örgüt ile iltisaklı olan kişiler ile de irtibat kurduğu toplanan tüm deliller, tanık anlatımları ile sabit olmakla, sanığın silahlı terör örgütü FETÖ/PDY’nin hiyerarşik yapısına dahil olarak örgüt üyesi olduğu kabul edilerek eylemine uyan maddelere göre cezalandırılmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
a) Amacı, yapılanması ve faaliyet yöntemlerine ilişkin ayrıntıları, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2017 tarih, 2017/16-956 Esas ve 2017/370 sayılı Kararı ile onanarak kesinleşen, Yargıtay (Kapatılan) 16. Ceza Dairesinin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 Esas, 2017/3 sayılı Kararında ve Dairemizin müstakar kararlarında açıklandığı üzere, FETÖ/PDY, cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmayı ve yerine başka bir düzen getirmeyi amaçlayan bir terör örgütüdür.
b) Örgüt üyesi, örgüt amacını benimseyen, örgütün hiyerarşik yapısına dahil olan ve bu suretle verilecek görevleri yerine getirmeye hazır olmak üzere kendi iradesini örgüt iradesine terk eden kişidir. Örgüt üyeliği, örgüte katılmayı, bağlanmayı, örgüte hakim olan hiyerarşik gücün emrine girmeyi ifade etmektedir. Örgüt üyesi örgütle organik bağ kurup faaliyetlerine katılmalıdır. Organik bağ, canlı, geçişken, etkin, faili emir ve talimat almaya açık tutan ve hiyerarşik konumunu tespit eden bağ olup, üyeliğin en önemli unsurudur. Örgüte yardımda veya örgüt adına suç işlemede de, örgüt yöneticileri veya diğer mensuplarının emir ya da talimatları vardır. Ancak örgüt üyeliğini belirlemede ayırt edici fark, örgüt üyesinin örgüt hiyerarşisi dahilinde verilen her türlü emir ve talimatı sorgulamaksızın tamamen teslimiyet duygusuyla yerine getirmeye hazır olması ve öylece ifa etmesidir. Silahlı örgüte üyelik suçunun oluşabilmesi için örgütle organik bağ kurulması ve kural olarak süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gerektiren eylem ve faaliyetlerin bulunması aranmaktadır. Ancak niteliği, işleniş biçimi, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı, örgütün amacı ve menfaatlerine katkısı itibariyle süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk özelliği olmasa da ancak örgüt üyeleri tarafından işlenebilen suçların faillerinin de örgüt üyesi olduğunun kabulü gerekir. Örgüte sadece sempati duymak ya da örgütün amaçlarını, değerlerini, ideolojisini benimsemek, buna ilişkin yayınları okumak, bulundurmak, örgüt liderine saygı duymak gibi eylemler örgüt üyeliği için yeterli değildir (Evik, Cürüm işlemek için örgütlenme, Syf 383 vd.). Örgüt üyesinin, örgüte bilerek ve isteyerek katılması, katıldığı örgütün niteliğini ve amaçlarını bilmesi, onun bir parçası olmayı istemesi, katılma iradesinin devamlılık arz etmesi gerekir. Örgüte üye olan kimse, bir örgüte girerken örgütün kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla kurulan bir örgüt olduğunu bilerek üye olmak kastı ve iradesiyle hareket etmelidir. Suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olmak suçu için de saikin “suç işlemek amacı” olması aranır (… özel kısım syf.263-266, Alacakaptan Cürüm İşlemek İçin Örgüt syf. 28, Özgenç Genel Hükümler syf.280).
Somut olayda, toplanan deliller, sanık savunması, tanık beyanı ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, sanığın üniversitedeki yardımcı doçent ve doçent kadrolarına FETÖ ile irtibatı sebebiyle alındığına dair kesin delil bulunmadığından, silahlı terör örgütü üyeliği suçunu oluşturacak çeşitlilik, yoğunluk ve süreklilik olmaması nedeniyle sanığın örgüt üyeliği suçunu işlediği sabit olmadığı, beraati yerine delillerin değerlendirilmesinde düşülen yanılgı sonucu yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi hukuka aykırı bulunmaktadır.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle sanık müdafiinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 19.10.2021 tarihli ve 2020/555 Esas, 2021/1180 sayılı Kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca … 3. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise …. Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
03.05.2023 tarihinde karar verildi.

… … … … …