Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2023/2213 E. 2023/778 K. 22.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/2213
KARAR NO : 2023/778
KARAR TARİHİ : 22.02.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2022/201 E., 2022/1377 K.
SUÇ : Silahlı terör örgütüne üye olma
HÜKÜM : Mahkûmiyet, istinaf başvurusunun esastan reddi

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

Sanık müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin, 7079 sayılı Kanun’un 94 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 299 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği takdîren reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ

1. Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 23.12.2021 tarihli ve 2021/292 Esas, 2021/425 sayılı kararı ile sanığın silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 314 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun (3713 sayılı Kanun) 5 inci maddesinin birinci fıkrası ve 5237 sayılı Kanun’un 62 nci, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları, 58 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

2. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesinin, 27.10.2022 tarihli ve 2022/201 Esas, 2022/1377 sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

3. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, onama görüşünü içeren Tebliğname eklenerek dava dosyası Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

Sanık müdafilerinin temyiz istemleri özetle; istinaf mahkemesi kararının gerekçesiz olduğuna, sanık hakkında başka dosyada aynı suçtan dolayı yargılama yapılıp hüküm kurulması sebebi ile bu dosya hakkında 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin yedinci fıkrası gereği ret kararı verilmesi gerektiğine, sanık hakkındaki dinleme kayıtlarının kanuna aykırı olduğuna, sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerektiğine ve sair sebeplere ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR

Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü

İlk Derece Mahkemesince özetle, sanığın başka şahıs adına kayıtlı 0546 … .. .. nolu GSM hattı kullandığı, sanığın N…. T… ile yapmış olduğu telefon görüşmesinde N…. ‘nin sanığa “…” kod adı ile seslendiği, “… içeriz beraber kızlar soru sormuş olur sonra doğal sohbet ederiz.” şeklinde görüşmesinin olduğu, sanığın nişanlısı olduğunu beyan ettiği M…. Ş…. ile yapmış olduğu telefon görüşmesinde, “21” isimli bir gruptan, başka bir telefon ve programdan evliliğe izinden oturacakları evin yerine izin verilmesinden, prensiplerden ve terör örgütü lideri …’den bahsedildiği, sanığın A…. B…. isimli Whatsapp kullanıcı ile yapmış olduğu yazışmada A…. B…. ‘nın sanığa “Hmm, aslında abla bizimkiler aslında sizinle görüşmüyor biliyor da benim seninle onunla konuşmam lazım bu 15 tatilin başında bir şeyler oldu, onlar ısrar etti artık görüşme falan dediler. Ben de mecbur tamam dedim. O an A. ile görüşmeye devam ediyorum. Ama hala seneye ne olur bilemiyorum yani, ablam kontrole de gelebilir, şüpheleniyor.” şeklinde mesaj yazdığı açıklanan tüm bu deliller bağlamında sanığın hakkında Örgüt üyeliği suçundan kamu davası açıldıktan sonra örgütle olan irtibatını devam ettirerek … kod adını kullanması, “tedbir” amaçlı olarak yabancı

şahıslar adına kayıtlı telefon hattını ve diğer haberleşme programlarını kullanması, örgütsel toplantılara katılmaya devam ettiği ve hatta bu toplantıları düzenlediği ve evliliği konusunda örgütün onayını bekleyen sanığın halen örgüt hiyerarşisi içerisinde hareket ederek böylelikle FETÖ/PDY silahlı terör örgütü hiyerarşisinde organik yapıya dahil olarak yukarıda belirtildiği şekilde örgüt adına süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gösteren eylemlerde bulunduğu ve üzerine yüklenen FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği mahkemece kesin olarak kabul edilerek cezalandırılmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü

Bölge Adliye Mahkemesince, mahkemenin kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığı, delillerde ve işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığı, ispat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğu, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği anlaşıldığından, sanık müdafiinin istinaf talepleri yerinde görülmemiş olmakla, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan inceleme sonunda;

1. Amacı, yapılanması ve faaliyet yöntemlerine ilişkin ayrıntıları, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2017 tarih, 2017/16-956 Esas ve 2017/370 sayılı kararı ile onanarak kesinleşen, Yargıtay (kapatılan) 16. Ceza Dairesinin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 Esas, 2017/3 sayılı kararında ve dairemizin müstakar kararlarında açıklandığı üzere, FETÖ/PDY, cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmayı ve yerine başka bir düzen getirmeyi amaçlayan bir terör örgütüdür.

2. Ayrıntıları Yargıtay (kapatılan) 16. Ceza Dairesinin 2017/1809 esas ve 2017/5155 sayılı kararında ve Dairemizce de benimsenen, istikrar kazanmış yargısal kararlarda açıklandığı üzere;

Örgüt üyesi, örgüt amacını benimseyen, örgütün hiyerarşik yapısına dahil olan ve bu suretle verilecek görevleri yerine getirmeye hazır olmak üzere kendi iradesini örgüt iradesine terk eden kişidir. Örgüt üyeliği, örgüte katılmayı, bağlanmayı, örgüte hakim olan hiyerarşik gücün emrine girmeyi ifade etmektedir. Örgüt üyesi örgütle organik bağ kurup faaliyetlerine katılmalıdır. Organik bağ, canlı, geçişken, etkin, faili emir ve talimat almaya açık tutan ve hiyerarşik konumunu tespit eden bağ olup, üyeliğin en önemli unsurudur. Örgüte yardımda veya örgüt adına suç işlemede de, örgüt yöneticileri veya diğer mensuplarının emir ya da talimatları vardır. Ancak örgüt üyeliğini belirlemede ayırt edici fark, örgüt üyesinin örgüt hiyerarşisi dahilinde verilen her türlü emir ve talimatı sorgulamaksızın tamamen teslimiyet duygusuyla yerine getirmeye hazır olması ve öylece ifa etmesidir.

Silahlı örgüte üyelik suçunun oluşabilmesi için örgütle organik bağ kurulması ve kural olarak süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gerektiren eylem ve faaliyetlerin bulunması aranmaktadır. Ancak niteliği, işleniş biçimi, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı, örgütün amacı ve menfaatlerine

katkısı itibariyle süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk özelliği olmasa da ancak örgüt üyeleri tarafından işlenebilen suçların faillerinin de örgüt üyesi olduğunun kabulü gerekir. Örgüte sadece sempati duymak ya da örgütün amaçlarını, değerlerini, ideolojisini benimsemek, buna ilişkin yayınları okumak, bulundurmak, örgüt liderine saygı duymak gibi eylemler örgüt üyeliği için yeterli değildir (Evik, Cürüm İşlemek İçin Örgütlenme, S. 383 vd.).

Örgüt üyesinin, örgüte bilerek ve isteyerek katılması, katıldığı örgütün niteliğini ve amaçlarını bilmesi, onun bir parçası olmayı istemesi, katılma iradesinin devamlılık arz etmesi gerekir. Örgüte üye olan kimse, bir örgüte girerken örgütün kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla kurulan bir örgüt olduğunu bilerek üye olmak kastı ve iradesiyle hareket etmelidir. Suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olmak suçu için de saikin “suç işlemek amacı” olması aranır (… Özel Kısım s.263-266, Alacakaptan Cürüm İşlemek İçin Örgüt s.28, Özgenç Genel Hükümler s.280).

3. Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; Aynı suçtan Muğla 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 10.07.2018 tarihli ve 2018/126 Esas, 2018/278 sayılı kararı ile 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilen sanığın, bu kez hukuki ve fiili kesinti gerçekleştikten sonra … kod adı ile, tedbir amaçlı olarak yabancı şahıslar adına kayıtlı telefon hattını ve münhasıran örgüt mensuplarınca kullanıldığına ilişkin yargısal ve teknik belirleme bulunmayan diğer haberleşme programlarını kullanmak suretiyle örgütle olan irtibatını devam ettirdiği kabul olunarak ikinci kez cezalandırıldığı görülmekte ise de, olgusal temelleri sair delillerle ortaya konamayan tape kayıtları dışında kesin ve yeterli delil ikame olunamadığından ispat edilemeyen müsnet suçtan beraati yerine delillerin değerlendirilmesinde düşülen yanılgı sonucu yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi hukuka aykırıdır.

V. KARAR

Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle sanık müdafilerinin temyiz istemleri yerinde görüldüğünden İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesinin, 27.10.2022 tarihli ve 2022/201 Esas, 2022/1377 sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrası (a) bendi uyarınca Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

22.02.2023 tarihinde karar verildi.