Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2023/10255 E. 2023/10588 K. 13.12.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/10255
KARAR NO : 2023/10588
KARAR TARİHİ : 13.12.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2019/484 E., 2022/215 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Sivas 3. Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2017/273 E., 2018/416 K.
SUÇ : Silahlı terör örgütüne üye olma
HÜKÜM :1-Sanık …(…) hakkında; TCK’nın 221/4-1 inci cümle, 221/5 ve 5271 … CMK’nın 223/4-a maddeleri uyarınca ceza verilmesine yer olmadığı kararına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddi,
2-Sanıklar … (…), …( …) hakkında; CMK’nın 223/2-e maddesi uyarınca verilen beraat kararlarına ilişkin istinaf başvurularının esastan reddi,
3-Sanıklar …, …, …(…) hakkında; TCK’nın 314/2, 3713 … Kanun’un 3-5, TCK’nın 221/4-son cümle, 221/5, 62/1-2, 53/1-2-3, 58/9, 63 üncü maddeleri uyarınca mahkumiyet kararlarına ilişkin istinaf başvurularının esastan reddi
4-Sanıklar …, …, …, … …, …, …(…), … … , …(…), …, …, … (…), …, … … …, …, …, …, … …, …, …, … (…), …, …, …, … hakkında; TCK’nın 314/2, 3713 … Kanun’un 3-5, TCK’nın 62/1-2, 53/1-2-3, 58/9, 63 üncü maddeleri uyarınca mahkumiyet kararlarına ilişkin istinaf başvurularının esastan reddi
5-… hakkında; TCK’nın 314/2, 3713 … Kanun’un 3-5, TCK’nın 62/1-2, 53/1-2-3, 58/9, 221/5, 63 üncü maddeleri uyarınca mahkumiyet kararına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle temyiz edenlerin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Ceza süreleri itibariyle yasal şartları oluşmadığından sanıklar müdafilerinin duruşmalı inceleme isteminin CMK’nın 299 uncu maddesi uyarınca REDDİNE,

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede:

I. Sanık …( …) hakkında verilen ceza verilmesine yer olmadığı ile sanıklar … (…) ve …( …) haklarında kurulan beraat hükümleri yönünden;

Yapılan yargılama sonunda, örgüt üyesi olan sanık … (…)’nın gönüllü olarak teslim olup, örgütün yapısı ve faaliyetleri hakkında bilgi verdiğinin, sanıklar … (…) ve … (…)’in ise yüklenen suçu işlendiklerinin sabit olmadığına ilişkin mahkemenin takdir ve değerlendirmesinin ilgili ve yeterli gerekçeyle ortaya konmuş olmasına göre; sanık … (…) müdafii ile Bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet savcısının temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1 inci maddesi gereğince temyiz davalarının esastan reddiyle beraat ve ceza verilmesine yer olmadığı hükümlerinin ONANMASINA,

II. Sanık … hakkında verilen mahkumiyet hükmü yönünden

Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükmümlere esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde ileri sürdükleri sair nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1 inci maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddine, ancak;

Sanığa silahlı terör örgütüne üye olma suçundan verilen temel cezanın 3713 … Kanun’un 5/1 inci maddesi ile artırılması sırasında artırım oranının doğru uygulanmasına karşın uygulanan kanun maddesinin fıkra belirtilmeksizin aynı Kanun’un 5 inci maddesi olarak gösterilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu nedenle BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmeden CMK’nın 303/1-c maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasının ikinci paragrafında yer alan “5. maddesi” ibaresinin çıkarılması ve yerine “5/1 inci maddesi” ibaresi eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

III. Sanıklar …, …, …, …, …, …(…), …, …, …, …(…), …, …, … (…), …, …, …, …, …, …, …, …(Ök), …, … (…), …, …, …, … hakkında verilen mahkumiyet hükümleri yönünden;

A. Sanıklar … ve … yönünden;

Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 15.05.2012 tarih ve 2011/1-872 Esas, 2012/198 … kararında ayrıntıları belirtildiği üzere; sanıkların soruşturma ve kovuşturma aşamasında birbirleri aleyhe beyanlarda bulunduğu anlaşılmakla aynı müdafii tarafından temsil edilen sanıklar arasında savunmalarına zaafiyet yaratacak düzeyde zarar verebilecek menfaat çatışması oluştuğundan ayrı müdafilerce temsil edilmelerine imkan sağlaması gerekirken CMK’nın 152/1 inci maddesine aykırı şekilde yargılamaya devam edilerek hüküm kurulmak suretiyle sanıkların savunma haklarının kısıtlanması,

B. Sanıklar …, …, …, …, …(…), …, …, …, …, …, …, …, …, … … ve … yönünden;
Diğer delillerin atılı suçun sübutu için yeterli olduğu görülmekle sanıklar …, … ve …’nin ByLock kullanıcısı olduğuna ilişkin ayrıntılı ByLock tespit ve değerlendirme tutanağının gelmesi beklenilmeden karar verilmesi sonuca etkili bulunmamıştır.

Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu anlaşılmakla yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;

1-Anayasa’nın 138/1 inci maddesi hükmü, TCK’nın 61 inci maddesinde düzenlenen cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine ilişkin ölçütlerle 3/1 inci maddesinde düzenlenen orantılılık
ilkesi çerçevesinde, suçun işleniş biçimi ve kasta dayalı kusurunun ağırlığı bağlamında, sanıkların örgüt içindeki konumları, kaldıkları süre, faaliyetlerinin nitelik süreklilik ve çeşitliliği ile faaliyet alanları gözetilerek, dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun … bir cezaya hükmedilmesi gerekirken; sanıklar …, …, …, …, … ve … yönünden yetersiz gerekçe ile teşdidin derecesinde hataya düşülmesi, sanıklar …, …, …, …(…), …, …, …, …, … ve … yönünden ise temel cezanın belirlenmesinde suçun unsurlarının teşdit sebebi kabul edilip, TCK’nın 61/3 üncü maddesine muhalefet edilerek yerinde olmayan gerekçe ile fazla ceza tayini,

2-Kabule ve uygulamaya göre de;

Sanıklara silahlı terör örgütüne üye olma suçundan verilen temel cezanın 3713 … Kanun’un 5/1 inci maddesi ile artırılması sırasında artırım oranının doğru uygulanmasına karşın uygulanan kanun maddesinin fıkra belirtilmeksizin aynı Kanun’un 5 inci maddesi olarak gösterilmesi,

C. Sanıklar … ve … yönünden;

1- Ayrıntıları ve hukuki mahiyeti Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından onanarak kesinleşen Yargıtay (Kapatılan) 16. Ceza Dairesinin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 Esas, 2017/3 … kararında ve dairemizin müstakar kararlarında açıklandığı üzere,

Örgüt üyesi, örgüt amacını benimseyen, örgütün hiyerarşik yapısına dahil olan ve bu suretle verilecek görevleri yerine getirmeye hazır olmak üzere kendi iradesini örgüt iradesine terk eden kişidir. Örgüt üyeliği, örgüte katılmayı, bağlanmayı, örgüte hakim olan hiyerarşik gücün emrine girmeyi ifade etmektedir. Örgüt üyesi örgütle organik bağ kurup faaliyetlerine katılmalıdır. Organik bağ, canlı, geçişken, etkin, faili … ve talimat almaya açık tutan ve hiyerarşik konumunu tespit eden bağ olup, üyeliğin en önemli unsurudur. Örgüte yardımda veya örgüt adına suç işlemede de, örgüt yöneticileri veya diğer mensuplarının … ya da talimatları vardır. Ancak örgüt üyeliğini belirlemede ayırt edici fark, örgüt üyesinin örgüt hiyerarşisi dahilinde verilen her türlü … ve talimatı sorgulamaksızın tamamen teslimiyet duygusuyla yerine getirmeye hazır olması ve öylece ifa etmesidir.

Silahlı örgüte üyelik suçunun oluşabilmesi için örgütle organik bağ kurulması ve kural olarak süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gerektiren eylem ve faaliyetlerin bulunması aranmaktadır. Ancak niteliği, işleniş biçimi, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı, örgütün amacı ve menfaatlerine katkısı itibariyle süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk özelliği olmasa da ancak örgüt üyeleri tarafından işlenebilen suçların faillerinin de örgüt üyesi olduğunun kabulü gerekir. Örgüte sadece sempati duymak ya da örgütün amaçlarını, değerlerini, ideolojisini benimsemek, buna ilişkin yayınları okumak, bulundurmak, örgüt liderine saygı duymak gibi eylemler örgüt üyeliği için yeterli değildir (Evik, Cürüm İşlemek İçin Örgütlenme, s. 383 vd.).

Örgüt üyesinin, örgüte bilerek ve isteyerek katılması, katıldığı örgütün niteliğini ve amaçlarını bilmesi, onun bir parçası olmayı istemesi, katılma iradesinin devamlılık arz etmesi gerekir. Örgüte üye olan kimse, bir örgüte girerken örgütün kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla kurulan bir

örgüt olduğunu bilerek üye olmak kastı ve iradesiyle hareket etmelidir. Suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olmak suçu için de saikin “suç işlemek amacı” olması aranır (… Özel Kısım s. 263-266, Alacakaptan Cürüm İşlemek İçin Örgüt s. 28, Özgenç Genel Hükümler s. 280).

BDDK’nın 29.05.2015 tarihli kararı ile temüttü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimi Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilen ve 22 Temmuz 2016 tarihli kararı ile de 5411 … Bankacılık Kanunu’nun 107 nci maddesinin son fıkrası gereğince faaliyet izni kaldırılıncaya kadar yasal bankacılık faaliyetlerine devam eden, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile iltisaklı … Katılım Bankası AŞ’de gerçekleştirilen mutad bankacılık işlemlerinin örgütsel faaliyet ya da örgüte yardım etmek kapsamında değerlendirilemeyeceğinin kabul edilmesi gerekir. Ancak örgüt liderinin talimatı üzerine ve örgüte yardım kastıyla yapılan, örgütün amacına hizmet eden ödeme ve sair bankacılık işlemlerinin, örgüte üye olmak suçu bakımından örgütsel faaliyet, tek başına ise örgüte yardım etmek olarak değerlendirilmesi mümkündür.

2-Suçun oluşması kastın varlığına bağlıdır. Kast, suçun kanuni tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesidir(TCK madde 21/1). Fiilin icrası sırasında suçun kanuni tanımındaki maddi unsurları bilmeyen bir kimse, kasten hareket etmiş olmaz(TCK madde 30/1). 5237 … TCK’nın, “Hata” kenar başlıklı 30/1.maddesinde düzenlenen suçun maddi unsurlarında hata şartlarının gerçekleştiği durumlarda, sanığın kasten hareket ettiğinden bahsedilemeyecek ve somut olayda tipik eylem gerçekleşmiş olsa da 5271 … CMK’nın 223/2-c maddesi gereğince beraat kararı verilecektir.

Hata(yanılma); kişinin tasavvuru, zihninden geçirdikleri ile gerçeğin birbirine uymaması anlamına gelen bir kavramdır. Hata kural olarak iradenin oluşum sürecine etki eder ve gerçeğin yanlış biçimde tasavvuru veya bilinmesi nedeniyle irade bozulmuş olarak doğar. Failin tasavvurunun konusu dış dünyaya ait bir şeye ilişkin olabileceği gibi, normatif dünyaya (kurallar alanına) dair de olabilir. Dış dünyayla ilgili şey olduğundan farklı bir biçimde algılanması halinde unsur yanılgısından (tipiklik hatası), normatif dünyaya ait gerçekliğin farklı biçimde değerlendirilmesi halinde ise yasak hatasından bahsedilir. Kısaca unsur hatası bir algılama hatası olduğu halde, yasak hatası bir değerlendirme hatasıdır.

Dairemizin 2015/3 Esas, 2017/3 Karar … dosyasında ayrıntılı olarak açıklandığı üzere; FETÖ/PDY terör örgütünün, başlangıçta bir ahlak ve eğitim hareketi olarak ortaya çıkması ve toplumun her katmanında büyük bir kesimce böylece algılanması, amaca ulaşmak için her yolu mübah gören fakat sözde meşruiyetini sivil alanda dinden, kamusal alanda ise hukuktan aldığı izlenimi vermek için yeterli güce erişinceye kadar alenen kriminalize olmamaya özen göstermesi gerçeği nazara alındığında, örgütün ustaca gizlenen amacını bilenler ve bu amaçla örgütte görev alanlar açısından, suç tarihine bakılmaksızın ve suç tarihinden önce anılan yapının terör örgütü olduğuna ilişkin bir mahkeme kararı verilmiş olması da aranmaksızın hata savunmalarına itibar edilemeyeceğinde kuşku bulunmamakta ise de; terör örgütü olduğunu bilmeksizin içinde yer alan veya yardım eden sanıklar yönünden mensup olduğu ya da yardım ettiği yapının Anayasal düzeni zorla değiştirme, Anayasa’ya uygun olmayan yöntemlerle iktidarı ele geçirmeyi amaçlayan bir terör örgütü olduğunu veya terör örgütüne dönüştüğünü anladığı veyahut expost bir değerlendirme ile dış aleme yansıyan olay ve olgular itibariyle kendisinden anlamasının beklendiği tarihten itibaren davranışları ile bu örgütten ayrılma iradesini ortaya koyup koymadığı ve bu bağlamda TCK’nın 30/1 inci maddesinde düzenlenen suçun maddi unsurlarında hata şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği somut olayın özelliğine göre değerlendirilmelidir.

Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; sanıkların silahlı terör örgütünün hiyerarşik yapısına organik bağla katılarak süreklilik çeşitlilik ve yoğunluluk arz eden faaliyetlerde bulunduğuna ilişkin maddi gerçeğin şüpheye yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılması özellikle faaaliyetlerinin hangi tarihe kadar devam ettiğinin belirlenmesini teminen temyiz aşamasında geldiği anlaşılan ve sanıklar hakkında beyanda bulunan F. G., M. K., Z. T. nin teşhis ve ifade tutanaklarının CMK’nın 217 nci maddesi uyarınca duruşmada okunup tartışılması, anılan şahısların usulüne uygun olarak tanık sıfatıyla dinlenmelerinden sonra sanıkların hukuki durumlarının 5237 … Kanun’un 30 uncu maddesinin birinci fıkrası bağlamında değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,

3- Kabule ve uygulamaya göre de;

a- Sanıklara silahlı terör örgütüne üye olma suçundan verilen temel cezanın 3713 … Kanun’un 5/1 inci maddesi ile artırılması sırasında artırım oranının doğru uygulanmasına karşın uygulanan kanun maddesinin fıkra belirtilmeksizin aynı Kanun’un 5 inci maddesi olarak gösterilmesi,

b- Sanık … hakkında etkin pişmanlık hükümleri uygulanmamasına rağmen uygulama yeri bulunmayan TCK’nın 221/5 maddesinin tatbikine karar verilmesi,

c-Silahlı terör örgütüne üye olduğu ve TCK’nın 221/4-2 nci cümlesinde öngörülen etkin pişmanlık şartlarını taşıdığı anlaşılan sanık …’nun, incelenen dosya kapsamı ve delillere göre, yakalandıktan sonra yargılama aşamasında örgütte kaldığı süre ve konumu itibarıyla, örgütün yapısı, faaliyetleri ve diğer örgüt mensupları ile ilgili verdiği bilgilerin, niteliği ve faydalılık derecesi ile yargılama sürecinde etkin pişmanlıkta bulunulan aşama gözetilerek dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun bir indirim yapılması gerekirken yeterli ve hukuki gerekçe gösterilmeksizin TCK’nın 221 inci maddesinde yazılı etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına yer olmadığının kabulü ile yazılı şekilde hüküm kurulması,

D. Sanıklar …, … (…) ve … yönünden;

1- Ayrıntıları ve hukuki mahiyeti Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından onanarak kesinleşen Yargıtay (Kapatılan) 16. Ceza Dairesinin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 Esas, 2017/3 … kararında ve dairemizin müstakar kararlarında açıklandığı üzere,

Örgüt üyesi, örgüt amacını benimseyen, örgütün hiyerarşik yapısına dahil olan ve bu suretle verilecek görevleri yerine getirmeye hazır olmak üzere kendi iradesini örgüt iradesine terk eden kişidir. Örgüt üyeliği, örgüte katılmayı, bağlanmayı, örgüte hakim olan hiyerarşik gücün emrine girmeyi ifade etmektedir. Örgüt üyesi örgütle organik bağ kurup faaliyetlerine katılmalıdır. Organik bağ, canlı, geçişken, etkin, faili … ve talimat almaya açık tutan ve hiyerarşik konumunu tespit eden bağ olup, üyeliğin en önemli unsurudur. Örgüte yardımda veya örgüt adına suç işlemede de, örgüt yöneticileri veya diğer mensuplarının … ya da talimatları vardır. Ancak örgüt üyeliğini

belirlemede ayırt edici fark, örgüt üyesinin örgüt hiyerarşisi dahilinde verilen her türlü … ve talimatı sorgulamaksızın tamamen teslimiyet duygusuyla yerine getirmeye hazır olması ve öylece ifa etmesidir.

Silahlı örgüte üyelik suçunun oluşabilmesi için örgütle organik bağ kurulması ve kural olarak süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gerektiren eylem ve faaliyetlerin bulunması aranmaktadır. Ancak niteliği, işleniş biçimi, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı, örgütün amacı ve menfaatlerine katkısı itibariyle süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk özelliği olmasa da ancak örgüt üyeleri tarafından işlenebilen suçların faillerinin de örgüt üyesi olduğunun kabulü gerekir. Örgüte sadece sempati duymak ya da örgütün amaçlarını, değerlerini, ideolojisini benimsemek, buna ilişkin yayınları okumak, bulundurmak, örgüt liderine saygı duymak gibi eylemler örgüt üyeliği için yeterli değildir (Evik, Cürüm İşlemek İçin Örgütlenme, s. 383 vd.).

2-Suçun oluşması kastın varlığına bağlıdır. Kast, suçun kanuni tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesidir(TCK madde 21/1). Fiilin icrası sırasında suçun kanuni tanımındaki maddi unsurları bilmeyen bir kimse, kasten hareket etmiş olmaz(TCK madde 30/1). 5237 … TCK’nın, “Hata” kenar başlıklı 30/1.maddesinde düzenlenen suçun maddi unsurlarında hata şartlarının gerçekleştiği durumlarda, sanığın kasten hareket ettiğinden bahsedilemeyecek ve somut olayda tipik eylem gerçekleşmiş olsa da 5271 … CMK’nın 223/2-c maddesi gereğince beraat kararı verilecektir.

Hata(yanılma); kişinin tasavvuru, zihninden geçirdikleri ile gerçeğin birbirine uymaması anlamına gelen bir kavramdır. Hata kural olarak iradenin oluşum sürecine etki eder ve gerçeğin yanlış biçimde tasavvuru veya bilinmesi nedeniyle irade bozulmuş olarak doğar. Failin tasavvurunun konusu dış dünyaya ait bir şeye ilişkin olabileceği gibi, normatif dünyaya (kurallar alanına) dair de olabilir. Dış dünyayla ilgili şey olduğundan farklı bir biçimde algılanması halinde unsur yanılgısından (tipiklik hatası), normatif dünyaya ait gerçekliğin farklı biçimde değerlendirilmesi halinde ise yasak hatasından bahsedilir. Kısaca unsur hatası bir algılama hatası olduğu halde, yasak hatası bir değerlendirme hatasıdır.

Dairemizin 2015/3 Esas, 2017/3 Karar … dosyasında ayrıntılı olarak açıklandığı üzere; FETÖ/PDY terör örgütünün, başlangıçta bir ahlak ve eğitim hareketi olarak ortaya çıkması ve toplumun her katmanında büyük bir kesimce böylece algılanması, amaca ulaşmak için her yolu mübah gören fakat sözde meşruiyetini sivil alanda dinden, kamusal alanda ise hukuktan aldığı izlenimi vermek için yeterli güce erişinceye kadar alenen kriminalize olmamaya özen göstermesi gerçeği nazara alındığında, örgütün ustaca gizlenen amacını bilenler ve bu amaçla örgütte görev alanlar açısından, suç tarihine bakılmaksızın ve suç tarihinden önce anılan yapının terör örgütü olduğuna ilişkin bir mahkeme kararı verilmiş olması da aranmaksızın hata savunmalarına itibar edilemeyeceğinde kuşku bulunmamakta ise de; terör örgütü olduğunu bilmeksizin içinde yer alan veya yardım eden sanıklar yönünden mensup olduğu ya da yardım ettiği yapının Anayasal düzeni zorla değiştirme, Anayasa’ya uygun olmayan yöntemlerle iktidarı ele geçirmeyi amaçlayan bir terör örgütü olduğunu veya terör örgütüne dönüştüğünü anladığı veyahut expost bir değerlendirme ile dış aleme yansıyan olay ve olgular itibariyle kendisinden anlamasının beklendiği tarihten itibaren davranışları ile bu örgütten ayrılma iradesini ortaya koyup koymadığı ve bu bağlamda TCK’nın 30/1 inci maddesinde düzenlenen suçun maddi unsurlarında hata şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği somut olayın özelliğine göre değerlendirilmelidir.

Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; ekonomik sebeplerle örgütün öğrenci evlerinde kalan, bir süre ev ablalığı yapan, örgütün nihai amacının açıkça ortaya konulmaya başlandığı kamuoyunca da bilinen operasyonel eylemlerinden sonra ikrara dayanan olgular dışında örgütsel özel konum ya da faaliyeti saptanamayan ve öğrenci olan sanıklar hakkında TCK’nın 30/1 inci maddesinde düzenlenen hata hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilmeden delillerin hatalı değerlendirilmesi neticesinde yazılı şekilde mahkumiyet hükmü tesisi,

3- Kabule ve uygulamaya göre de;

a-Sanıklara silahlı terör örgütüne üye olma suçundan verilen temel cezanın 3713 … Kanunun 5/1 inci maddesi ile artırılması sırasında artırım oranının doğru uygulanmasına karşın uygulanan kanun maddesinin fıkra belirtilmeksizin aynı Kanun’un 5 inci maddesi olarak gösterilmesi,

b-Silahlı terör örgütüne üye olduğu ve TCK’nın 221/4-2 nci cümlesinde öngörülen etkin pişmanlık şartlarını taşıdığı anlaşılan sanık … (…)’nin incelenen dosya kapsamı ve delillere göre, yakalandıktan sonra yargılama aşamasında örgütte kaldığı süre ve konumu itibarıyla, örgütün yapısı, faaliyetleri ve diğer örgüt mensupları ile ilgili verdiği bilgilerin, niteliği ve faydalılık derecesi ile yargılama sürecinde etkin pişmanlıkta bulunulan aşama gözetilerek dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun bir indirim yapılması gerekirken yeterli ve hukuki gerekçe gösterilmeksizin TCK’nın 221 inci maddesinde yazılı etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına yer olmadığının kabulü ile yazılı şekilde hüküm kurulması,

E. Sanıklar …(…), … ve …(…) yönünden;

Temyiz aşamasında sanık …(…) müdafinin 05.12.2023, sanık … müdafinin 27.10.2023, sanık … (…) müdafiinin ise 13.12.2023 tarihlerinde gönderdikleri dilekçelerde müvekillerinin etkin pişmanlıktan yararlanmak istediklerinin belirtmesi karşısında; sanıklara etkin pişmanlık kurumunun mahiyet ve şartları da anlatılıp ayrıntılı ifadeleri alındıktan sonra gerekirse teşhis işlemi yaptırılıp verdikleri bilgilerin doğruluğu ve faydalılılığı ilgili kurumlardan da sorulduktan sonra hukuki durumlarının değerlendirilmesi ve 5237 … Kanun’un 221 inci maddesinin dördüncü fıkrasında düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmasından sonra karar verilmesinde zorunluluk bulunması,

G. Sanık …(Ök) yönünden;

Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 08.04.2008 tarih ve 9-18-78 … kararında açıklandığı üzere; etkin pişmanlık hükümlerinin amacı, bir yandan terör ve örgütlü suçlarla mücadele bakımından stratejik önemi nedeniyle en etkili bilgi edinme ve mücadele araçlarından olan örgütün kendi mensuplarını kullanmak, diğer taraftan da suç işlemeyi önlemek, mensup olduğu yasa dışı örgütün amaçladığı suçun işlenmesine engel olanları ve işlediği suçtan pişmanlık duyanları cezalandırmayarak ya da cezalarında belli oranlarda indirim yaparak yeniden topluma kazandırmaktır.

5237 … Kanun’un 221 inci maddesinin dördüncü fıkrasının birinci cümlesinin tatbiki için, “suç işlemek amacıyla örgüt kuran, yöneten veya örgüte üye olan ya da üye olmamakla birlikte örgüt

adına suç işleyen veya örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişinin, gönüllü olarak teslim olup örgütün yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermesi” gerektiğinden, hakkında ceza soruşturması bulunan şüphelinin yakalanmadan önce yetkili merciilere gönüllü olarak teslim olsa/kendiliğinden gelse bile bu aşamada örgütün yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermemesi halinde anılan normun uygulanma imkanı bulunmayacağı ve fakat şartları oluşmuş ise cezada indirim öngören şahsi sebep olarak düzenlenen ikinci cümlenin tatbik edilebileceği gözetilmelidir.

5237 … Kanun’un 221 inci maddesinin dördüncü fıkrasının ikinci cümlesinden yararlanabilmek için; failin yakalandıktan sonra bilgisi ölçüsünde örgüt içerisindeki konumuyla uyumlu şekilde kendisinin ve diğer örgüt üyelerinin eylemlerini, örgütün yapısı ve faaliyetleriyle ilgili yeterli ve samimi bilgi vererek suçtan pişmanlığını söz ve davranışlarıyla göstermesi gerekmektedir. Bu bilgi maddenin üçüncü fıkrasında aranan, örgütü çökertecek nitelikteki bilgi değildir. Verilen bilginin önemi cezanın belirlenmesinde dikkate alınmalıdır (Dairemizin 12.05.2015 tarih, 2015/1426 Esas 2015/1292 Karar 26.10.2015 tarih, 2015/1565-3464 Karar).

5237 … Kanun’un 221 inci maddesinin dördüncü fıkrasının ikinci cümlesi kapsamında etkin pişmanlıkta bulunduğunun kabulü halinde bu suçtan dolayı verilecek cezada 1/3’ten 3/4’e kadar bir indirim yapılacağı öngörülmektedir. Buna göre belirlenen cezadan en az 1/3, en fazla 1/4 oranında bir indirim yapılacaktır. Bu iki sınır arasında yapılacak indirim, verilen bilginin niteliği, örgütün yapısı ve faaliyetleri çerçevesinde işlenen suçlarla ya da diğer örgüt mensuplarının tespitiyle ilgili olmak üzere elverişlilik derecesi, ceza soruşturması ya da kovuşturmasının hangi aşamasında etkin pişmanlıkta bulunulduğu gibi kıstaslar nazara alınarak mahkeme tarafından takdir ve tayin edilecektir.

Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde: hakkında soruşturma başladıktan sonra 18.04.2017 tarihli yakalama tutanağından anlaşılacağı üzere gönüllü olarak kendiliğinden kolluk birimine gidip etkin pişmanlık kapsamında örgütle olan irtibatı ve diğer örgüt mensupları hakkında bilgiler veren, örgütte kaldığı süre, örgüt içindeki konum ve faaliyetlerine uygun olarak kovuşturma aşamasında da bilgi vermeye devam eden sanık hakkında TCK’nın 221/4-1 inci cümle uyarınca ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması,

Kanuna aykırı, sanıklar …, … (…), …, …, …, …, …, … ve sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, bu sebeplerden dolayı sanıklar …, … …(…), … ve …(…) yönünden sair yönleri incelenmeyen, hükümlerin CMK’nın 302/2 nci maddesi uyarınca BOZULMASINA, sanık … (…)’ nın tutuklulukta geçirdiği süre, bozma nedeni, atılı suç için kanun maddelerinde öngörülen ceza miktarı ve mevcut delil durumu gözetilerek tahliye talebinin reddi ile tutukluluk halinin devamına, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 … Kanun’un 8 inci maddesiyle değişik 5271 … Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca dosyanın Sivas 3. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

13.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.