YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/9439
KARAR NO : 2023/3874
KARAR TARİHİ : 31.05.2023
TUTUKLU
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ :1.Silahlı terör örgütüne üye olma, tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirmesi (… yönünden),
2.Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte bilerek ve isteyerek yardım etmek (Ziyat Sinayiç yönünden)
2.Ziyat Sinayiç yönünden 2020 yılının Mart ayı (silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte bilerek ve isteyerek yardım etmek)
HÜKÜMLER :İstinaf başvurularının esastan reddi kararı
TEMYİZ EDENLER :Sanık … ve müdafii, sanık Ziyat Sinayiç müdafii
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ :Bozma
İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümlere yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
A. Şanlıurfa 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 14.10.2021 tarihli ve 2020/445 Esas, 2021/427 sayılı Kararı İle sanıklar hakkında
1.Sanık … yönünden silahlı terör örgütüne üye olma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 314 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun (3713 sayılı Kanun) 5 inci maddesinin birinci fıkrası, 5327 sayılı Kanun’un 221 inci maddesinin dördüncü fıkrasının ikinci cümlesi, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları, 58 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası, 63 üncü maddesi uyarınca 5 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına, cezanın mükerrirlere özgü ceza rejimine göre çektirilmesine ve mahsuba,
2.Sanık … yönünden tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirmesi suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 174 üncü maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası delaletiyle 3713 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesinin birinci ve 5 inci maddesinin ikinci fıkraları, 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 52 inci maddesinin ikinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları, 58 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası, 63 üncü maddesi uyarınca 5 yıl 6 ay 20 … hapis ve 6 … (120,00 TL) adli para cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına, cezanın mükerrirlere özgü ceza rejimine göre çektirilmesine ve mahsuba,
3.Sanık Ziyat Sinayiç yönünden silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte bilerek ve isteyerek yardım etmek suçundan 5237 sayılı Kanun’un 314 üncü maddesinin üçüncü ve 220 nci maddesinin yedinci fıkrasının yollaması suretiyle 314 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 220 inci maddesinin yedinci fıkrası, 3713 sayılı Kanun’un 5 inci maddesinin birinci fıkrası, 5327 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları, 63 üncü maddesi uyarınca 3 yıl 1 ay 15 … hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve mahsuba karar verilmiştir.
B. Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin 10.12.2021 tarihli 2021/1070 Esas, 2021/1179 sayılı Kararı ile sanıklar hakkında
İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümlere yönelik sanıklar müdafiileri ile O yer Cumhuriyet savcısının istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Sanık … ve müdafinin temyiz istemleri
Suriye ülkesinde çıkan iç savaş nedeni ile mülteci olarak Türkiye’ye geldiğine, belli bir süre Niğde İlinde inşaat işlerinde çalışarak geçimini sağladığına, daha sonra ailesinin bir kısmının Suriye ülkesinde kalması sebebi ile tekrar Suriye ülkesine geçtiğine, orada farklı örgütler olması sebebi ile bilmediği tanımadığı örgüt üyeleri tarafından ailesinin yanından alındığına, bilmediği bir yerde üç dört … kapalı yerde tutulduğuna, daha sonra kendisine “sigara paketlerine sığdırılmış bombaları Türkiye’ye götüreceksin, orada birileri seni karşılayacak ve senden alacaktır” dendiğine, ancak bu talimata uymayarak örgüt üyelerini reddettiğine, verilen paketleri götürmemesi halinde örgüt üyelerinin ailesini ve çocuklarını öldürmekle tehdit ettiğine, zor durumda kalarak verilen paketleri Türkiye’ye getirdiğine, Türkiye’ye giriş yaptıktan sonra verilen talimatlara uymayarak kendisine verilen paketleri hiçbir yerde patlatmayarak güvenlik güçlerine teslim ettiğine, iddianamede tamamen soyut iddialar ile suçlamaların isnat edildiğine, iddianamede herhangi bir maddi delilin söz konusu olmadığına, örgütle bağlantılı olduğuna dair herhangi bir unsur olmadığına, ayrıca yerel mahkeme huzurunda örgüte dair bütün bildiklerini samimi bir şekilde anlattığına, tutuklu bulunduğu cezaevinde güvenlik güçlerine ait örgüt arşivinden tek tek fotoğraflar gösterilerek güvenlik güçlerine yardımcı olmak amacı ile bildiği tanığı örgüt adına çalışan bütün şahısları teşhis ettiğine, üzerine atılı suçu işlemediği ve vicdani olarak rahat olmasından ötürü örgütle ilgili bildiklerini tüm samimiyetiyle söylemekten çekinmediğine, bu davranışının suçluluk psikolojisinden uzak olup devlete yardım amacıyla hain terör örgütü adına bildiği bütün bilgileri paylaşmasının suçsuz ve iyi niyetli olduğunun göstergesi olduğuna, dava dosyasında silahlı terör örgütü ile en ufak bir ilgisinin dahi bulunduğuna dair her türlü kuşkudan uzak, kesin, inandırıcı ve samimi herhangi somut bir delil bulunmadığına, silahlı terör örgütü üyeliğine ilişkin olarak gerek yargı mercileri tarafından benimsenen kriterler ve gerekse idari merciler tarafından dikkate alınan suç unsurlarından hiçbirinin dosyada söz konusu olmadığına, suç işlemek için hareket ettiği ya da suç işlendiğini işleneceğini bilerek hangi oluşumun içine girdiğine dair tek bir delil olmadığına, yerel mahkeme huzurunda örgüte ait tüm bildiklerini anlatmasına, örgüte ait üyeleri teşhis etmesine rağmen fahiş bir ceza almış olmasının hukuka aykırı olduğuna, dosya kapsamına göre örgütle alakalı tüm bildiklerini anlatması ve yerel mahkemeye yardımcı olması nedeni ile etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanması gerekirken yerel mahkemenin dosya kapsamına bakmadan hakkında ileride telafisi mümkün olmayan ceza verdiğine, isteği dışında patlayıcılarla yurt dışına gönderildiğine, Türkiye’ye gelince de patlayıcıları çöplük olarak kullanılan bir harabeye attığına ve kolluk kuvvetlerine bildiği her şeyi anlattığına,
B. Sanık Ziyat Sinayiç müdafinin temyiz istemleri
Yerel mahkemenin karar verirken tamamen farazi gerekçelerle hareket edip suçun yasal unsurları oluşmadan karar verdiğine, diğer sanık Mohammed Al Haajj Bakar’ın ifade vermesi üzerine başlatılan soruşturmada örgüt üyeliğinden kamu davası açıldığına, kendi içerisinde tutarsız olan ve yan delillerle desteklenmeyen bu beyana esas olarak düzenlenmiş olan mütalaayı kabul etmediğine, gerek ulusal gerekse uluslararası mevzuatta kendi içinde tutarlılık arz etmeyen, mahkeme huzurunda desteklenmeyen beyanın içeriğini destekler mahiyette yan delil bulunmaması durumunda mahkumiyet hükmünün kurulamayacağına, tüm aşamalarda vermiş olduğu beyanlarda ısrarla ve tutarlı olarak bahse konu olayla alakasının bulunmadığına, diğer sanığı ücret karşılığında aracına aldığına, dosyada bu beyanların aksini gösterebilecek somut delil bulunmadığına, örgüt üyeliği suçuna ilişkin Yargıtayın yerleşmiş içtihatlarında belirtilen ve aranması gereken yasal unsurların hiçbirinin mütalada gösterilmediğine, Yargıtay kararlarına da yansıdığı üzere ceza yargılamasında amacın maddi gerçeğin hiçbir kuşkuya yer vermeyecek derecede açığa çıkarılması olduğuna, yine Yargıtay kararlarına yansıdığı üzere mahkeme huzurunda desteklenmeyen tek bir tanık beyanına dayanarak mahkumiyet kurulamayacağına,
İlişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
1.Sanık … yönünden yapılan değerlendirme
“I- Silahlı terör örgütüne üye olma suçu yönünden;
Yukarıda açıklandığı ve yerleşik Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere; örgüt üyeliğinin kabul edilebilmesi için failin, örgütün amacını benimseyerek örgütle organik bağ kurması, örgütün hiyerarşik yapısına dahil olması, bu suretle verilen her türlü emir ve talimatı sorgulamaksızın tamamen teslimiyet duygusuyla yerine getirmeye hazır olması ve öylece ifa etmesi, ayrıca kural olarak süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gerektiren eylem ve faaliyetlerinin bulunması gerekmektedir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, özellikle sanığın etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak maksadıyla verdiği ikrar içeren ve istikrar arz eden tutarlı savunmalarından anlaşılacağı üzere; sanığın yakalanarak göz altına alındığı tarihten 1-1,5 yıl önce Suriye ülkesinden Türkiye’ye geçerek YPG silahlı terör örgütü adına para karşılığı araç kundaklama ve yakma gibi eylemler yapmak üzere Türkiye’ye geçtiğini ikrar ettiği anlaşılmakla, sanığın PKK/KCK/YPG/PYD silahlı terör örgütüne organik olarak bağlı olmak suretiyle örgütün hiyerarşik yapısı içerisinde yer alıp emir ve talimatları doğrultusunda hareket ederek çeşitlilik, devamlılık ve yoğunluk arz eden eylemleri ile tüm dosya kapsamındaki delillerden üzerine atılı olan “silahlı terör örgütüne üye olma” suçunu işlediğinin sabit olduğu mahkememizce tam bir vicdani kanaatle kabul edilmiştir. Sanığın terör örgütü içerisindeki eylemlerinin yoğunluğu nazara alınarak mahkememizce teşdiden sanık hakkında alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle ceza tayin edilmesine karar verilmiştir.
5237 sayılı TCK’nın 221. maddesi göz önünde bulundurulduğunda; örgüt üyesi olduğu sabit görülen sanığın hakkında soruşturma başladıktan sonra örgütün yapısı ve faaliyetleri çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili faydalı bilgiler verdiği, böylelikle sanığın etkin pişmanlık gösterdiği anlaşılmakla, sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 221/4 üncü maddesinin ilk cümlesinin uygulanması gerektiği kanaatine varılarak sanık hakkında mahkemece takdir edilen cezadan 5237 sayılı TCK’nın 221/4 üncü maddesinin ilk cümlesi gereği 1/3 oranında indirim yapılması kararlaştırılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
II- Tehlikeli Maddelerin İzinsiz Olarak Bulundurulması Veya El Değiştirmesi suçu yönünden;
Sanık … El Haajj Bakkar hakkında açılan Tehlikeli Maddelerin İzinsiz Olarak Bulundurulması veya El Değiştirmesi Suçu kapsamında yapılan araştırmalar neticesinde;
Dosya arasında yer alan Cizre İlçe Emniyet Müdürlüğü Bomba İmha ve İnceleme Büro Amirliği’nin 05.08.2020 tarihli inceleme raporu ve sanık … El Haajj Bakkar’ın ikrar içeren tutarlı ve istikrarlı beyanları nazara alınarak; sanığın beraberinde 4 adet el yapımı bomba getirdiği, sanıktan ele geçirilen 4 adet el yapımı bombasının her birinin içinden alınan numunelerin incelenmesi neticesinde ana patlayıcı madde olarak Potasyum Klorat içerdiği, el yapımı bombaların patlamamış zaman ayarlı basınç etkili olduğu, canlılar üzerinde öldürücü ve yaralayıcı, cansızlar üzerinde yakıcı, yıkıcı ve tahrip edici özelliğe sahip olduğu, böylece sanıktan ele geçirilen el yapımı bombaların tehlikeli madde olduğu anlaşılmıştır.
Sanık … El Haajj Bakkar’ın ikrar içeren istikrarlı savunmalarından anlaşılacağı üzere; sanığın Suriye Ülkesinden Türkiye’ye araç kundaklama ve yakma gibi eylemleri para karşılığı YPG terör örgütü adına geldiğini ve yanında kendisine verilen 4 adet Marlboro sigara paketine sarılı halde paket verildiği, yapılan incelemeler sonucu söz konusu paketlerin yukarıda izah edilen nitelikteki patlayıcı maddeler olduğunun tespit edilmesi ile yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre de taşınması, nakledilmesi veya bulundurulması ayrı bir suç niteliğinde olan tehlikeli madde niteliğindeki el bombalarının sanık tarafından taşınarak getirilmesi, suçun sübutu açısından Mahkememizce yeterli görülmüş olup sanığın üzerine atılı “tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirmesi” suçunun sübuta erdiği mahkememizce tam bir vicdani kanaatle kabul edilmiştir. Buna göre;
Sanığın “tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirmesi” suçunu işlediği sabit görülmekle, eylemine uyan 5237 sayılı TCK’nın 174/1 inci maddesi gereğince takdiren alt hadden cezalandırılmasına karar verilmiştir.
Sanığın üzerine atılı “silahlı terör örgütüne üye olma” suçu sabit görüldüğünden, sanığın ikrar içeren savunmaları da gözetilerek, sübuta eren “tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirmesi” eylemini silahlı terör örgütü faaliyeti çerçevesinde işlemiş olduğu kanaatine varılmakla, 5237 sayılı TCK’nın 174/2 nci maddesi delaletiyle sanığa verilen cezada 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 4/1-a ve 5/2 nci maddeleri uyarınca takdiren 2/3 oranında artırım yapılmıştır.
Sanığın yargılama sürecindeki davranışları ve cezanın sanığın geleceği üzerinde olası etkileri bir arada değerlendirilerek 5237 sayılı TCK’nın 62/1 inci maddesi gereğince sanığın cezasından takdiren 1/6 oranında indirim yapılarak netice hapis cezası belirlenmiştir.
Sanığa verilen hapis cezasının süresi dikkate alınarak yasal koşulları oluşmadığından, 5271 sayılı CMK’nın 231 inci maddesi ile 5237 sayılı TCK’nın 50 ve 51 inci maddeleri uygulanmamıştır.
Öte yandan 5237 sayılı TCK’nın 221 inci maddesinde düzenlenen “etkin pişmanlık” müessesesinin yalnızca aynı Kanunun 314. maddesi uyarınca örgütü kuran, yöneten veya örgüte üye olan failler ya da Kanun’un 220 nci maddesi uyarınca örgüt üyesi olarak cezalandırılan failler hakkında uygulanabileceği, örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen diğer suçlardan dolayı ise Kanun’un 221 inci maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanamayacağı, ancak o suça ilişkin Kanunda düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin bulunması ve mezkur düzenlemede yer alan şartların fail tarafından yerine getirilmesi halinde etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesinin söz konusu olabileceği, tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirmesi suçuna yönelik olarak kanunda herhangi bir etkin pişmanlık hükmünün yer almadığı anlaşılmakla, sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 221 inci maddesi uyarınca etkin pişmanlık hükümleri uygulanmamıştır. Nitekim, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 20.03.2018 tarihli ve E:2014/9-408, K:2018/114 sayılı Kararı da bu yöndedir.”
2.Sanık … yönünden yapılan değerlendirme
“Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; sanık …’in dosya sanıklarından Türkiye’ye Suriye Ülkesinden YPG silahlı terör örgütü adına para karşılığı araç yakma ve patlatma gibi eylemler yapmak için geldiğini ikrar eden Mohammad El Haajj Bakkar’ı aracı ile Şanlıurfa İline getirerek bıraktığını ikrar etmesi ile Yargıtay (kapatılan) 16. Ceza Dairesinin 21.06.2021 tarihli 2019/7263 Esas ve 2021/4192 sayılı Kararınca “Dosya kapsamına göre, PKK/KCK silahlı terör örgütü ile hiyerarşik bağlantı içinde organik ilişkiye girdiğine dair süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk içeren faaliyeti saptanamayan sanığın, sadece örgüte katılması amacıyla …’yı örgütün dağ kadrosuna teslim etmek üzere birlikte otobüse binmekten ibaret eyleminin örgüte yardım suçunu oluşturacağı gözetilerek TCK’nın 314/3 ve 220/7 nci maddesi yollamasıyla 314/2 nci maddesi uyarınca, TCK’nın 61 inci maddesindeki kriterler nazara alınarak cezalandırılması yerine delillerin değerlendirilmesinde ve suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması…” şeklindeki kararı nazara alınarak sanığın eyleminin örgüt üyeliği için aranan şartlar olan süreklilik, çeşitlilik ve devamlılık unsurlarını taşımadığı, ancak sanığın söz konusu eylemleri ile örgüte yardım kastıyla hareket etmek suretiyle değişen vasıfla ”örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek” suçunu işlediği ve sanığın aksi yöndeki savunmalarının suçtan kurtulmaya yönelik beyanlardan ibaret olduğu mahkememizce tam bir vicdani kanaatle kabul edilmiş olup sanığın savunmalarına itibar edilmeyerek eylemine uyan 5237 sayılı TCK’nın 314/3 üncü ve 220/7 nci maddeleri yollamasıyla TCK’nın 314/2 nci maddesi gereği ve aynı Kanun’un 61 inci maddesi gereğince suçun işleniş biçimi dikkate alınarak sanık hakkında takdiren alt hadden ceza tayin edilmek suretiyle cezalandırılmasına karar verilmiştir.
Sanığın hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek yardım etmesi ve yardımının niteliği nazara alınarak, 5237 sayılı TCK’nın 220/7 nci maddesi uyarınca cezasından takdiren 2/3 oranında indirim yapılmıştır.
Sanığın sabit görülen eyleminin 3713 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesi kapsamındaki terör suçu olması nedeniyle aynı Kanun’un 5/1 inci maddesi gereğince cezasında 1/2 oranında artırım yapılmıştır.
Sanığın yargılama sürecindeki davranışları ve cezanın sanığın geleceği üzerinde olası etkileri bir arada değerlendirilerek 5237 sayılı TCK’nın 62 nci maddesi gereğince sanığın cezasından takdiren 1/6 oranında indirim yapılarak netice hapis cezası belirlenmiştir.
Sanığa verilen hapis cezasının süresi dikkate alınarak yasal koşulları oluşmadığından sanık hakkında 5271 sayılı CMK’nın 231 inci maddesi ile 5237 sayılı TCK’nın 50 ve 51 inci maddeleri uygulanmamıştır.”
Tespitlerine yer verilmiştir.
B.Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
A.Sanık Ziyat Sinayiç hakkında silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte bilerek ve isteyerek yardım etmek suçundan kurulan hüküm yönünden
Duruşma zabıtları incelendiğinde mahkemece sanık Ziyat Sinayiç’in Koronavirüs tedbirleri kapsamında SEGBİS ile hazır edildiğinin bildirildiği, yine celselerde sanığın SEGBİS vasıtasıyla ifade vermeye rızasının olduğunu belirttiği, ayrıca sanık müdafinin temyiz dilekçesinde de bu hususa ilişkin bir temyiz sebebinin olmadığı görülmekle tebliğnamede bozma isteyen görüşe iştirak edilmemiştir.
Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte bilerek ve isteyerek yardım etmek suçu bakımından suç tarihi yardım eyleminin gerçekleştirildiği tarih olduğundan Bölge Adliye Mahkemesi ve İlk Derece Mahkemesi gerekçeli karar başlığında “2020 yılının Mart ayı” yerine “22.03.2020” olarak yazılması mahallinde düzeltilebilir yazım hataları olarak kabul edilmiştir.
Mahallinde hukuka uygun olarak ikame olunup usulünce tartışılan delillere ve dosya kapsamına göre, sanık …’ın Cudi Mahallesi, Yeni Toki Konutları, D6 Blok, 2 numaralı dairede bir gece kaldığını, bahse konu paketleri mutfak camının penceresinden binanın önünde yer alan toprağa gömülü vaziyette ağzı açık elektrik panosunun içine attığını beyan ettiği, söz konusu malzemelerin belirtilen yerde ele geçirildiği, sanık …’ın kaldığı evin sahibi M.D.in oğlu E.D.in 23.03.2020 tarihli kolluk beyanında bu evi Ziyat Sinayiç’e kiraladığını beyan ettiği görülmekle,
Sanık Ziyat Sinayiç’in, bomba yapımında kullanılan malzemelerle gelen diğer sanık …’ı Türkiye sınırını geçtikten sonra arabayla alıp ikametine götürdüğü, bir gece burada konaklamasını sağladığı, …’ın söz konusu malzemeleri bu evin bahçesine sakladığı, ertesi … …’a bir telefon hattı temin ettiği, “bu hat üzerinden seni arayacaklar” diyerek örgütün … ile irtibatını sağlamak suretiyle eylemlerde kullanılmak amacıyla Türkiye’ye patlayıcı madde malzemeleri getirdiği değerlendirilen sanık …’a yardım eden sanığın eyleminin örgütün amaçlarını gerçekleştirmesi için örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme suçunu oluşturduğu görülmekle;
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak eksiksiz yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla sanık hakkında kurulan mahkumiyet hükmü ile buna bağlı hak yoksunlukları kararlarında hukuka aykırılık görülmemiştir.
B.Sanık … hakkında silahlı terör örgütüne üye olma ve tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirmesi suçlarından kurulan hükümler yönünden
Duruşma zabıtları incelendiğinde mahkemece sanık …’ın Koronavirüs tedbirleri kapsamında SEGBİS ile hazır edildiğinin bildirildiği, yine celselerde sanığın SEGBİS vasıtasıyla ifade vermeye rızasının olduğunu belirttiği, ayrıca sanık ve müdafinin temyiz dilekçelerinde de bu hususa ilişkin bir temyiz sebebinin olmadığı görülmekle tebliğnamede bu yönde bozma isteyen görüşe iştirak edilmemiştir.
Mahallinde hukuka uygun olarak ikame olunup usulünce tartışılan delillere ve dosya kapsamına göre,
1-Örgüt üyesi, örgüt amacını benimseyen, örgütün hiyerarşik yapısına dahil olan ve bu suretle verilecek görevleri yerine getirmeye hazır olmak üzere kendi iradesini örgüt iradesine terk eden kişidir. Örgüt üyeliği, örgüte katılmayı, bağlanmayı, örgüte hakim olan hiyerarşik gücün emrine girmeyi ifade etmektedir. Örgüt üyesi örgütle organik bağ kurup faaliyetlerine katılmalıdır. Organik bağ, canlı, geçişken, etkin, faili emir ve talimat almaya açık tutan ve hiyerarşik konumunu tespit eden bağ olup, üyeliğin en önemli unsurudur. Örgüte yardımda veya örgüt adına suç işlemede de, örgüt yöneticileri veya diğer mensuplarının emir ya da talimatları vardır. Ancak örgüt üyeliğini belirlemede ayırt edici fark, örgüt üyesinin örgüt hiyerarşisi dahilinde verilen her türlü emir ve talimatı sorgulamaksızın tamamen teslimiyet duygusuyla yerine getirmeye hazır olması ve öylece ifa etmesidir.
Silahlı örgüte üyelik suçunun oluşabilmesi için örgütle organik bağ kurulması ve kural olarak süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gerektiren eylem ve faaliyetlerin bulunması aranmaktadır. Ancak niteliği, işleniş biçimi, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı, örgütün amacı ve menfaatlerine katkısı itibariyle süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk özelliği olmasa da ancak örgüt üyeleri tarafından işlenebilen suçların faillerinin de örgüt üyesi olduğunun kabulü gerekir. Örgüte sadece sempati duymak ya da örgütün amaçlarını, değerlerini, ideolojisini benimsemek, buna ilişkin yayınları okumak, bulundurmak, örgüt liderine saygı duymak gibi eylemler örgüt üyeliği için yeterli değildir (Evik, Cürüm işlemek için örgütlenme, Syf 383 vd.).
Örgüt üyesinin, örgüte bilerek ve isteyerek katılması, katıldığı örgütün niteliğini ve amaçlarını bilmesi, onun bir parçası olmayı istemesi, katılma iradesinin devamlılık arz etmesi gerekir. Örgüte üye olan kimse, bir örgüte girerken örgütün kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla kurulan bir örgüt olduğunu bilerek üye olmak kastı ve iradesiyle hareket etmelidir. Suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olmak suçu için de saikin “suç işlemek amacı” olması aranır (… özel kısım syf.263-266, Alacakaptan Cürüm İşlemek İçin Örgüt syf. 28, Özgenç Genel Hükümler syf.280).
Suç örgütünün tanımlanıp yaptırıma bağlandığı 5237 sayılı TCK’nın 220 nci maddesinin 7. fıkrasında yardım fiiline yer verilmiştir. “Örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişinin, örgüt üyesi olarak” cezalandırılacağı belirtilmiş, anılan normun konuluş amacı, gerekçesinde; “örgüte hakim olan hiyerarşik ilişki içinde olmamakla beraber, örgütün amacına bilerek ve isteyerek hizmet eden kişi, örgüt üyesi olarak kabul edilerek cezalandırılır.” şeklinde açıklanmış, 765 sayılı TCK’nın sistematiğinden tamamen farklı bir anlayışla düzenlenen maddede yardım etme fiilleri de örgüt üyeliği kapsamında değerlendirilerek, bağımsız bir şekilde örgüte yardım suçuna yer verilmemiştir.
Yardım fiilini işleyen failin örgütün hiyerarşik yapısına dahil olmaması, yardımda bulunduğu örgütün TCK’nın 314 üncü maddesi kapsamında silahlı terör örgütü olduğunu bilmesi, yardımın örgütün amacına hizmet eder nitelikte bulunması yardım ettiği kişinin örgüt yöneticisi ya da üyesi olması gereklidir. Yardımdan fiilen yararlanmak zorunlu değildir. Örgütün istifadesine sunulmuş olması ve üzerinde tasarruf imkanının bulunması suçun tamamlanması için yeterlidir.
Yardım fiilleri örgüte silah sağlama ve terörün finansmanı dışında tahdidi olarak sayılmamıştır. Her ne surette olursa olsun örgütün hareketlerini kolaylaştıran ve yaşantısını sürdürmeye yönelik eylemler yardım kapsamında görülebilir (Yargıtay Ceza Genel Kurulu 11.11.1991 tarih, esas 9-242, karar 305). Yardım teşkil eden hareketin başlı başına suç teşkil etmesi gerekmez. Yardım bir kez olabileceği gibi birden çok şekilde de gerçekleşebilir. Ancak yardım teşkil eden faaliyetlerde devamlılık, çeşitlilik veya yoğunluk var ise örgüt üyesi olarak da kabul edilebilecektir.
TCK’nın 315 inci maddesinde düzenlenen suç, örgüte yardımın özel bir şeklidir. Madde ile, Devletin güvenliğine, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçları işlemek amacıyla kurulan silahlı terör örgütlerinin faaliyetlerinde kullanılmak maksadıyla, bunların amaçlarını bilerek; üretmek, satın almak ve ülkeye sokmak suretiyle silah, cephane veya nitelik ve nicelik yönünden önem arz eden benzeri maddelerin temin edilmesi, nakledilmesi ve depolanması bağımsız bir suç olarak düzenlenmiş ve suçla korunan hukuki yarar dikkate alınarak örgüte yardım suçuna göre daha ağır bir yaptırıma bağlanmıştır. Görüldüğü üzere suçun maddi unsuru failin, “üretmek, satın almak, ülkeye sokmak suretiyle silah temin etmek” veya “nakletmek” ya da “depolamak” şeklinde sayılan seçimlik hareketlerden birinin gerçekleştirmesidir. Suçun manevi unsuru ise, bu eylemlerin, örgütün amaçları bilinerek gerçekleştirilmesidir.
Tüm bu açıklamalar çerçevesinde; sanığın bilirkişi raporlarına göre TCK’nın 174 üncü maddesinde düzenlenen tehlikeli madde kapsamında kalan el bombası yapımında kullanılan malzemeleri Suriye’den Türkiye’ye getirdiği, sanık Ziyat Sinayiç’in evinin bahçesine sakladığı, her ne kadar sanık … savunmalarında örgüt üyesi olmadığını, tehditle bu işi yaptığını beyan etmişse de, silahlı terör örgütlerinin eylemlerde kullanılacak silah, bomba gibi malzemeleri güvendikleri kişiler vasıtasıyla taşıdıklarının bilinen bir gerçek olduğu, söz konusu malzemelerin yakalanmasını önlemek için gizliliğin en üst seviyede uygulandığı, dolayısıyla bir terör örgütünün, güvenmediği üçüncü bir kişiye tehdit suretiyle bu malzemeleri taşıtmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu dairemizce değerlendirilmekle birlikte dosya kapsamına yansıyan eylem ve faaliyetleri itibariyle süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk içeren eylemlerine rastlanmaması karşısında örgüt üyesi olduğu her türlü şüpheden uzak kesin şekilde kanıtlanamayan sanığın, silahlı terör örgütünün eylem ve faaliyetlerinde kullanmak maksadıyla patlayıcı madde temin etmesi, yurt dışından ülkeye sokması ve saklaması şeklindeki eyleminin yardımın özel bir şekli olan 5237 sayılı Kanun’un 315 inci maddesinde düzenlenen örgüte silah sağlama suçunu oluşturduğu gözetilmeden hukuki nitelendirme ve delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi;
2-Suç işlemek amacıyla örgüt kurma, yönetme, örgüte üye olma, üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme veya örgüte bilerek isteyerek yardım etme suçlarında etkin pişmanlık, şahsi cezasızlık veya cezadan indirim yapılması gereken hâl olarak kabul edilmiştir.
Amaç suçun işlenişine iştirak etmeksizin, hakkında bir soruşturma başlamadan önce örgütten gönüllü olarak ayrıldığını ilgili makamlara bildirmesi halinde (TCK’nın 221 inci maddesinin ikinci fıkrası), hakkında soruşturma başladıktan sonra gönüllü olarak teslim olup örgütün yapısı ve faaliyetleri çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermesi halinde (TCK’nın 221 inci maddesinin dördüncü fıkrasının ilk cümlesi), verilen bilgilerin samimi ve örgütlü suçlarla mücadelede yararlı olması durumunda yakalandıktan sonra pişmanlık duyarak örgütün dağılmasını veya mensuplarının önemli ölçüde yakalanmasını sağlamaya elverişli bilgi vermesi halinde (TCK’nın 221 inci maddesinin üçüncü fıkrası) sanık hakkında şahsi cezasızlık nedeni uygulanacaktır.
Amaç suça elverişli vahim nitelikte sayılan eylemler gerçekleştirilmeden yakalanmış olup örgüt kuran, yöneten, örgüte üye olan, üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen veya örgüte bilerek isteyerek yardım edenlerin örgütün yapısı ve faaliyetleri hakkında bilgi vermesi halinde cezasından indirim yapılacaktır (TCK’nın 221 inci maddesinin dödüncü fıkrasının ikinci cümlesi)
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; silahlı terör örgütüne yardım etmenin özel bir şekli olan örgüte silah sağlama suçunu işlediği anlaşılan sanığın incelenen dosya kapsamı, deliller ve mahkeme kabulüne göre, yakalandıktan sonra soruşturma ve yargılama aşamasında örgütün yapısı, faaliyetleri ve diğer örgüt mensupları ile ilgili verdiği bilgilerin niteliği, örgütün yapısı ve faaliyetleri çerçevesinde işlenen suçlarla ya da diğer örgüt mensuplarının tespiti ile ilgili olmak üzere faydalılık derecesi ve yargılama sürecinde etkin pişmanlıkta bulunulan aşama gözetildiğinde, uygulanan kanun maddesinin amaç ve gerekçesi ile orantılılık ilkesi çerçevesinde belirlenen ceza üzerinden dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun bir şekilde daha fazla indirim yapılması gerektiği gözetilmeksizin yazılı şekilde fazla ceza tayini,
3-Kabul ve uygulamaya göre,
a-Silahlı terör örgütüne üye olma suçu temadi eden suçlardan olup yakalanma ile temadi kesileceğinden, suç tarihinin Bölge Adliye Mahkemesi ve İlk Derece Mahkemesi gerekçeli karar başlığında “22.03.2020” yerine “21.03.2020” olarak yazılması, tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirmesi suçu bakımından ise suç tarihinin söz konusu tehlikeli maddelerin ele geçirildiği tarih “23.03.2020” yerine Bölge Adliye Mahkemesi ve İlk Derece Mahkemesi gerekçeli karar başlığında “22.03.2020” olarak yazılması mahallinde düzeltilebilir yazım hataları olarak kabul edilmiştir.
b-Tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma suçundan kurulan hükümde de 5237 sayılı TCK’nın 221 inci maddesinin beşinci fıkrasının uygulanamayacağının gözetilmemesi,
V. KARAR
A.Sanık Ziyat Sinayiç hakkında silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte bilerek ve isteyerek yardım etmek suçundan kurulan hüküm yönünden
Gerekçe bölümünde A bendinde açıklanan nedenlerle Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 10.12.2021 tarihli ve 2021/1070 Esas, 2021/1179 sayılı Kararında sanık Ziyat Sinayiç müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
B.Sanık … hakkında silahlı terör örgütüne üye olma ve tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirmesi suçlarından kurulan hükümler yönünden
Gerekçe bölümünde B bendinde açıklanan nedenlerle sanık ve müdafinin temyiz istemleri bu itibarla yerinde görüldüğünden Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin 10.12.2021 tarihli ve 2021/1070 Esas, 2021/1079 sayılı Kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA, CMK’nın 283 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 307 nci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca ceza miktarı yönünden sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına,
Sanığın üzerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, verilen ceza miktarı, bozma nedenleri, kaçma şüphesi ve tutuklulukta geçirdiği süre dikkate alındığında, sanık ve müdafinin tahliye taleplerinin reddi ile tutukluluk halinin devamına,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Şanlıurfa 5. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
31.05.2023 tarihinde karar verildi.