Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2022/9412 E. 2023/535 K. 16.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/9412
KARAR NO : 2023/535
KARAR TARİHİ : 16.02.2023

T. C.
Y A R G I T A Y
3. C E Z A D A İ R E S İ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I

TUTUKLU
DURUŞMA TALEPLİ

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2021/2063 – 2022/8
SUÇ : Silahlı terör örgütüne üye olma
HÜKÜMLER : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı

İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümlere yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir oldukları, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.
Sanık … müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin, yasal şartları oluşmadığından CMK’nın 299. maddesi gereğince reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
A. İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 16.11.2021 tarihli ve 2020/340 Esas, 2021/418 sayılı kararı ile
1.Sanık … hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 314 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 62 inci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci, üçüncü fıkraları, 58 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası, 63 üncü maddesi ve 3713 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 8 yıl 1 ay 15 … hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına, cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verilmiştir.
2.Sanık … hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 314 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 62 inci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci, üçüncü fıkraları, 58 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası, 63 üncü maddesi ve 3713 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 6 yıl 10 ay 15 … hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına, cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verilmiştir.
B. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesinin, 11.01.2022 tarihli ve 2021/2063 Esas, 2022/8 sayılı kararı ile sanıklar hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümlere yönelik sanık ve sanıklar müdafilerinin istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
C. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 21.02.2022 tarihli ve onama görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1.Sanık … müdafiinin temyiz istemi; sanığın hüküm duruşmasında hazır bulundurulmasına karar verilmesi karşısında savunmasının Segbis ile alınarak savunma hakkının ihlal edildiğine, yargılama boyunca sanığın beyanlarının dikkate alınmadığına, hükme esas oluşturan delillerin gerekçelendirilmediğine, sanığın ByLock kullanımının her türlü şüpheden uzak kat’i delil niteliğinde ispatlanmadığına, sanığın örgüt ile bağlantısı bulunmadığına, Bank … hesap hareketlerinin delil olarak kabul edilemeyeceğine, sanığın eylemlerinin örgüt üyesi olduğuna kesin delil teşkil etmediğine, şüpheden sanık yararlanır ilkesinin ihlal edildiğine, … kod adlı kişinin fişleme derecelendirmesinin iltisak gerekçesi yapılmasının ve gerekçe gösterilmeden ret kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğu, … fişlemesinin ve gizli tanık beyanının tek başına delil olarak kabul edilemeyeceğine, tanık F.T.’nin asılsız, tutarsız ve çelişkili beyanlarının mahkumiyet gerekçesi yapıldığına ve sair temyiz itirazlarına ilişkindir.
2.Sanık …’nin temyiz istemi; örgütün mahrem yapılanmasında yer aldığı hususuna ilişkin … kod adlı kişinin, dijital verilerde kendisi ile ilgili olduğu iddia edilen 14 kişinin ve zümre başkanı olduğu iddia edilen İ.E.’nin dinlenmesi talebinin yerine getirilmediğine, ByLock içeriklerinin getirtilmesi talebinin görmezden gelindiğine, çalıştığı dershane adına kampanya ve bilgilendirme amaçlı aradığını iddia ettiği ve HTS kayıtlarında tespit edilen polis memurları ile yüzleşme talebinin dikkate alınmadığına, tanığın beyanlarının iftiradan ibaret olduğu yönündeki savunmalarının dikkate alınmadığına, tanıkla çıkar çatışması olduğu savunmasının dikkate alınmadığına, lehine olabilecek hususların üstünün kapatıldığına, savunma hakkını yeterince kullanamadığına, isnat edilen suç ile ilgili eylemi olmamasına rağmen iddialar üzerinden karar verildiğine, her duruşmada farklı gerekçeler ile tutukluluk halinin devamına karar verildiğine, verilen cezanın orantısız olduğuna, tahliyesine, beraatine ve sair temyiz itirazlarına ilişkindir.
B. Sanık … müdafiinin temyiz istemi; gizli tanıktan elde edilen dijital verilerin hukuka aykırı olarak değerlendirmeye alındığına, gizli tanıklığa ilişkin şartların oluşmadığının dikkate alınmayarak savunma hakkının kısıtlandığına, üçüncü kişilerin sanık hakkında yaptıkları ByLock kayıtlarının gerekçe olarak gösterildiği, sanığın bilgisi ve rızası dışında kendine ait bilgilerin üçüncü kişiler tarafından kullanılmasının hükme esas alınamayacağına, sanığın örgüte ait kurumda geçimini temin etme maksadıyla çalıştığına, öğretmenlik görevinden başka görevle uğraşmadığına, tanık T.A’nın da sanığın öğretmen olduğunu, örgütsel faaliyeti olmadığını beyan ettiğine, tayine tabiiyetinin olmadığına, tanık T. A.’nın serrehber nitelendirmesi ve savcılığın serrehber nitelendirmesinin farklı olduğuna, tanığın beyanlarının aleyhe nitelendirilemeyeceğine ve mahkumiyet gerekçesi yapılamayacağına, dava dosyasında yer alan verilerdeki tutarsızlıklara rağmen ByLock’un mahkumiyet gerekçesi yapıldığına, ByLock’un hükme esas alınamayacağına, hukuka aykırı delil olduğuna, suçun unsurlarının oluşmadığına, sanığın beraati yönünden yapılacak incelemeyle hükmün bozulmasına ve sair temyiz itirazlarına ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince
“Sanık … yönünden; ByLock yazışma içerikleri, tanık beyanları ve tüm somut deliller doğrultusunda oluşan vicdani kanaate göre; sanığın FETÖ/PDY terör örgütünün emniyet mahrem yapılanması içerisinde faaliyet yürüttüğü, örgüt içinde polis memurlarından sorumlu mahrem imam (öğretmen) konumunda olduğu yönünde yapılan tespitlerin tüm dosya kapsamı itibariyle diğer somut delillerle desteklendiği, buna göre sanığın FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün emniyet yapılanması içerisinde mahrem sorumlu düzeyinde faaliyet yürüttüğü, polis memurlarından müteşekkil örgütsel toplantılarda sohbet hocalığı yaptığı, örgüt içi tayine tabi olarak çalıştığı, örgüt hiyerarşisine tam bir itaat içerisinde, örgütün gizli haberleşme programı olan ByLock programını kullanmak suretiyle gizlilik kaidelerine uygun hareket ettiği anlaşıldığından, sanığın üzerine atılı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği sabit görülmekle eylemine uyan TCK’nın 314/2 maddesi gereğince cezalandırılmasına, sanığın örgütün emniyet yapılanması içerisinde mahrem imam düzeyinde sorumluluk alması itibariyle kastının yoğunluğu gözetilerek hakkında teşdiden cezaya hükmolunması gerektiği kanaatine varıldığı, sanık hakkında silahlı terör örgütü kurma ve yönetme suçundan cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de; sanığın örgüt adına doğrudan karar ve talimat verme yetkisinin, örgütsel yönetici konumunun tespit edilememiş olması nedeniyle eylemlerinin örgüt üyeliği suçu kapsamında değerlendirildiği,
Sanık … yönünden; ByLock yazışma içerikleri, tanık beyanları ve tüm somut deliller doğrultusunda oluşan vicdani kanaate göre; sanığın örgüt ideolojisinin yayılmasında ve örgüte eleman kazandırılmasına önemli rol oynayan örgüt irtibatlı kurumda serrehber olarak faaliyet yürüttüğü, merkezden gelen örgütsel talimatlar doğrultusunda, örgütün gizli haberleşme programı olan ByLock programını kullanmak suretiyle gizlilik kaidelerine uygun hareket ettiği anlaşıldığından, sanığın üzerine atılı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği sabit görülmekle eylemine uyan TCK’nın 314/2 maddesi gereğince cezalandırılmasına, sanığın örgüt içindeki sorumluluğu ve dosyaya yansıyan tüm eylemleri itibariyle kastının yoğunluğu gözetilerek hakkında teşdiden cezaya hükmolunmasına” karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
Amacı, yapılanması ve faaliyet yöntemlerine ilişkin ayrıntıları, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2017 tarihli ve 2017/16-956 Esas ve 2017/370 sayılı kararı ile onanarak kesinleşen, Yargıtay (Kapatılan) 16. Ceza Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarihli ve 2015/3 Esas 2017/3 Karar sayılı kararında ve Dairemizin müstakar kararlarında açıklandığı üzere, FETÖ/PDY’nin cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmayı ve yerine başka bir düzen getirmeyi amaçlayan bir terör örgütü niteliğinde olduğu, söz konusu kararda; “ByLock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bu suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının her türlü şüpheden uzak kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespiti halinde kişinin örgütle bağlantısını gösteren delil olacağı” kabul edilmiştir.
Bu bilgiler ışığında;
A. Sanık … Hakkında Verilen Mahkumiyet Hükmü Yönünden
1. Sanığın zorunluluk nedeni gösterilmeden SEGBİS vasıtasıyla savunma alınmasına yargılamanın hiçbir aşamasında itiraz etmeyerek zımnen kabul etmiş olması ve özellikle sanığın 08.04.2021, 23.09.2021, 27.10.2021, 10.11.2021 tarihli dilekçeleri ile pandemi nedeniyle duruşmalara SEGBİS ile katılmayı talep etmesi karşısında, bu yöntemle savunma alınmasının silahların eşitliği ve adil yargılama ilkesi çerçevesinde savunmasında zaafiyet oluşturmadığı ve soyut hak ihlali iddialarının dayanaktan yoksun olduğunun anlaşılması karşısında bu yöndeki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Mahallinde hukuka uygun olarak ikame olunup usulünce tartışılan delillere ve dosya kapsamına göre; … ID numaralı ByLock kullanıcısı olduğu anlaşılan ve ByLock iletişim sistemini örgütsel iletişim amacıyla kullanan, emniyet mahrem yapılanması içerisinde faaliyet yürüten, örgüt içerisinde polis memurlarından sorumlu mahrem imam olan, polis memurlarından müteşekkil örgütsel toplantılarda sohbet hocalığı yapan ve örgüt içi tayine tabi olarak çalışan sanığın, süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gerektiren eylemler yürüterek örgütle organik bağ kurmak suretiyle örgüt üyesi olduğuna dair kabulde ve 5237 sayılı Kanun’un 61 inci maddesindeki ölçütler doğrultusunda temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesine dair gerekçelerde isabetsizlik görülmemiştir.
3. Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, temyiz dilekçesinde ileri sürülen savunmaların özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımın kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla, sanık … hakkında kurulan hükümde hukuka aykırılık saptanmamıştır.

B. Sanık … Hakkında Verilen Mahkumiyet Hükmü Yönünden
1. Mahallinde hukuka uygun olarak ikame olunup usulünce tartışılan delillere ve dosya kapsamına göre; … ID numaralı ByLock kullanıcısı olduğu anlaşılan ve ByLock iletişim sistemini örgütsel iletişim amacıyla kullanan, örgüt ideolojisinin yayılmasında ve örgüte eleman kazandırılmasına önemli rol oynayan örgüt irtibatlı kurumda serrehber olarak faaliyet yürüten sanığın, süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gerektiren eylemler yürüterek örgütle organik bağ kurmak suretiyle örgüt üyesi olduğuna dair kabulde ve 5237 sayılı Kanun’un 61 inci maddesindeki ölçütler doğrultusunda temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesine dair gerekçelerde isabetsizlik görülmemiştir.
2. Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, temyiz dilekçesinde ileri sürülen savunmaların özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımın kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla, sanık … hakkında kurulan hükümde hukuka aykırılık saptanmamıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesinin, 11.01.2022 tarihli ve 2021/2063 Esas, 2022/8 Karar sayılı kararında sanık … ve sanıklar müdafilerince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
16.02.2023 tarihinde karar verildi.