Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2022/7697 E. 2023/534 K. 16.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/7697
KARAR NO : 2023/534
KARAR TARİHİ : 16.02.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2021/1595 E., 2021/1803K.
SUÇ : Silahlı terör örgütüne üye olma
HÜKÜMLER : İstinaf başvurularının esastan reddi kararı

İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümlere yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararların; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir oldukları, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
Sanıklar müdafilerinin duruşmalı inceleme taleplerinin, yasal şartları oluşmadığından CMK’nın 299 uncu maddesi gereğince reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
A. Manisa 3. Ağır Ceza Mahkemesinin, 19.10.2021 tarihli ve 2020/232 Esas, 2021/230 sayılı Kararı ile sanıklar hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 314 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 62 inci maddesi, 53 üncü maddesinin birinci, üçüncü fıkraları, 58 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası, 63 üncü maddesi ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 5 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 8 yıl 1 ay 15 … hapis cezası ile cezalandırılmalarına, hak yoksunluklarına, cezalarının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve cezalarının infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verilmiştir.
B. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 19.11.2021 tarihli ve 2021/1595 Esas, 2021/1803 sayılı Kararı ile sanıklar hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümlere yönelik sanıklar müdafilerinin istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
C. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 26.01.2022 tarihli ve onama görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Sanık … müdafiinin temyiz istemi; davada delillerin güvenilirliği, kesinliği ve savunmaları mahkemece incelenmeden ve irdelenmeden çelişkili tanık beyanlarıyla mahkumiyet hükmü verildiğine, hükmün haksız ve hukuka aykırı olduğuna, istinaf mahkemesince de somut delil gösterilmeksizin yerel mahkemenin hukuksuz kararının kabul edildiğine, sanığın örgütle organik bağının bulunduğunu, süreklilik, çeşitlilik ve talimatla hareket ettiğini gösterir delil bulunmadığına, iş bulamaması nedeniyle örgütle iltisaklı olduğunu bilmediği kurumda çalıştığına, emir talimat almadığına, örgütle bağı olmadığına, 5 yıldır Akhisar’da yaşadığına, örgütle bağlantılı olsa idi ülkeyi terk etmesi gerektiğine, sanığın örgüte müzahir sendikaya üye olmadığına, bilgisi dışında üye yapılmışsa dahi bundan haberdar olmadığına, bu delilin suç delili olarak kabul edilemeyeceğine, Bank Asyada örgüt talimatı doğrultusunda işlem yapmadığına, Bank … hesabının maaş hesabı olduğuna, sadece hesap açılmasının delil olarak kabul edilmesinin hukuka aykırı olduğuna, sanıktan elde edilen dijital materyallerin yasak delil kapsamında olduğuna, tanık beyanlarını kabul etmediklerine, sanığın ByLock kullandığı iddialarını reddettiğine, bu mesajlaşma programının Whatsapp gibi bir uygulama olduğunu düşündüğüne, bu programı kullandığı düşünülse dahi kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesinin gözetilmesi gerektiğine, ByLock’un hukuka aykırı ve yasak delil olduğuna, ByLock tespit ve değerlendirme tutanağını’nın güvenilir olmadığına, CGNAT kayıtlarının delil olarak kabul edilemeyeceğine, şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince ve her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmaması nedeniyle beraat kararı verilmesi gerektiğine ve sair temyiz itirazlarına ilişkindir.
B. Sanık … müdafiinin temyiz istemi; davada delillerin güvenilirliği, kesinliği ve savunmaları mahkemece incelenmeden ve irdelenmeden çelişkili tanık beyanlarıyla mahkumiyet hükmü verildiğine, hükmün haksız ve hukuka aykırı olduğuna, istinaf mahkemesince de somut delil gösterilmeksizin yerel mahkemenin hukuksuz kararının kabul edildiğine, sanığın örgütle organik bağının bulunduğu, süreklilik, çeşitlilik ve talimatla hareket ettiğini gösterir delil bulunmadığına, bilinçli bir şekilde yapıya girmediğine, iş bulamaması nedeniyle örgütle iltisaklı olduğunu bilmediği yurtta çalıştığına, emir talimat almadığına, örgütle bağı olmadığına, darbe girişiminden sonra bu kurumdan istifa ettiğine, 4 yıldır Akhisar’da yaşadığına, örgütle bağlantılı olsa idi ülkeyi terk etmesi gerektiğine, kaçma şüphesi bulunmadığına, yasa dışı olmayan kurumlara üye olmanın suç delili olarak kabul edilemeyeceğine, Bank Asyada 40.000 TL artış olduğunun söylendiği ancak hesap açılışının sanık tarafından yapılmadığına, kim tarafından yapıldığının belli olmadığına, tevsi-i tahkikat talepleri mahkemece dikkate alınmadan eksik inceleme yapıldığına, Bank … hesabının maaş hesabı olduğuna, sanıktan elde edilen dijital materyallerin yasak delil kapsamında olduğuna, tanıkların çelişkili beyanlarını kabul etmediklerine, sanığın eğitim standartlarına göre isnat edilen vazifeleri alabilecek durumda olmadığına, sanığın ByLock kullandığı iddialarını reddettiğine, bu programı kullandığı düşünülse dahi kanunsuz suç ve caza olmaz ilkesinin gözetilmesi gerektiğine, ByLock’un hukuka aykırı ve yasak delil olduğuna, ByLock tespit ve değerlendirme tutanağını’nın güvenilir olmadığına, CGNAT kayıtlarının delil olarak kabul edilemeyeceğine, şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince ve her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmaması nedeniyle beraat kararı verilmesi gerektiğine ve sair temyiz itirazlarına ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince;
“Sanık … yönünden” hakkında çıkarılan 04.08.2017 tarihli yakalama emrine istinaden sanığın uzun süre bulunamadığı, aranmakta iken 06.11.2020 tarihinde Akhisar ilçesinde yakalandığı, FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne has gizlilik unsuru içeren, örgüt üyelerinin mobil cihazlarına şifreli olarak özel yöntemlerle kurulan ve örgüt üyeleri tarafından gizli haberleşme aracı olarak kullanılan ByLock programını telefonuna yüklediği ve kullandığı, Bank Asyadaki hesap hareketlerinin işlem hacmini yükseltmek, mali yönden desteklemek ve rasyonel durumunu korumak amacına yönelik olduğu, dinlenen tanık beyanları kapsamında, sanığın örgüt içinde Gümüşpala Büyük Bölgesinde bir küçük bölgenin sorumlu imamı olduğu, örgüt adına himmet parası toplayıp muhafaza ettiği, esnaf toplantılarına katıldığı, Ö. A. isimli örgüt mensubunun kasa görevini yürüttüğü, kod adı kullandığı ve terör örgütü ile müzahir kurumlarda SGK kaydının bulunduğu hususları hep birlikte değerlendirildiğinde, sanığın örgütün hiyerarşik yapısına dahil olduğu ve FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile süreklilik, yoğunluk ve çeşitlilik arz eden organik bağının bulunduğu sanığın eylemlerinin bir bütün halinde 5237 sayılı TCK’nın 314/2 nci maddesinde düzenlenen silahlı terör örgütü üyesi olma suçunu oluşturduğu, sanık savunmalarında hakkındaki terör örgütü üyeliği iddiasını kabul etmediğini beyan etmişse de; tartışılan tespit ve değerlendirmeler karşısında sanığın savunmalarının suçtan kurtulmaya yönelik savunmalar olduğu ve itibar edilemeyeceği kanatine varıldığı, sanığın üzerine atılı silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği toplanan deliller ve yapılan yargılama ile sabit olmakla, sübut bulan suçtan eylemine uyan TCK’nın 314/2 nci maddesi uyarınca suçun işleniş şekli, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı gözetilerek takdiren ve teşdiden alt sınırdan uzaklaşmak suretiyle hapis cezası ile cezalandırılmasına,
Sanık … yönünden yapılan değerlendirmede; hakkında çıkarılan 04.08.2017 tarihli yakalama emrine istinaden sanığın uzun süre bulunamadığı, aranmakta iken 06.11.2020 tarihinde Akhisar ilçesinde yakalandığı, FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne has gizlilik unsuru içeren, örgüt üyelerinin mobil cihazlarına şifreli olarak özel yöntemlerle kurulan ve örgüt üyeleri tarafından gizli haberleşme aracı olarak kullanılan ByLock programını telefonuna yüklediği ve kullandığı, aynı zamanda Kakao adlı programında kullanıcısı olduğu, Bank Asyadaki hesap hareketlerinin işlem hacmini yükseltmek, mali yönden desteklemek ve rasyonel durumunu korumak amacına yönelik olduğu, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü tarafından mevcut sendikalara alternatif olarak kurulan ve örgütsel faaliyetlerde birliktelik amacını güden … İş Sendikasına üye olduğu, silahlı terör örgütü ile iltibaslı … Özel Eğitim Basın Yayın A.Ş. İsimli firmada çalışma kaydının bulunduğu, bu kapsamda, … ili … ilçesinde Atlas öğrenci yurdunda yurt müdürü olarak görev yaptığı, dinlenen tanık beyanları ve ByLock içerikleri kapsamında FETÖ/PDY terör örgütünün mensuplarının sadakat ve bağlılıklarını arttırmak, örgütsel faaliyetleri planlayıp düzenlemek, örgüte yeni eleman kazandırmak, örgüte mali kaynak sağlamak ve örgütsel eğitim vermek adına sistemli ve düzenli olarak organize ettiği sohbet adı altındaki toplantılarına katıldığı gibi bu tür toplantıların bizzat organizasyonu ve yönetiminde yer aldığı, eğitim danışmanı ve arama tarama mesulü olarak görev aldığı hususları hep birlikte değerlendirildiğinde, sanığın örgütün hiyerarşik yapısına dahil olduğu ve FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile süreklilik, yoğunluk ve çeşitlilik arz eden organik bağının bulunduğu sanığın eylemlerinin bir bütün halinde 5237 sayılı TCK’nın 314/2 nci maddesinde düzenlenen silahlı terör örgütü üyesi olma suçunu oluşturduğu, sanık savunmalarında hakkındaki terör örgütü üyeliği iddiasını kabul etmediğini beyan etmişse de; yukarıda tartışılan tespit ve değerlendirmeler karşısında sanığın savunmalarının suçtan kurtulmaya yönelik savunmalar olduğu ve itibar edilemeyeceği kanatine varıldığı, sanığın üzerine atılı silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği toplanan deliller ve yapılan yargılama ile sabit olmakla, sübut bulan suçtan eylemine uyan TCK’nın 314/2 nci maddesi uyarınca suçun işleniş şekli, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı gözetilerek takdiren ve teşdiden alt sınırdan uzaklaşmak suretiyle hapis cezası ile cezalandırılmasına” karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
Amacı, yapılanması ve faaliyet yöntemlerine ilişkin ayrıntıları, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2017 tarihli ve 2017/16-956 Esas ve 2017/370 sayılı Kararı ile onanarak kesinleşen, Yargıtay (Kapatılan) 16. Ceza Dairesinin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarihli ve 2015/3 Esas 2017/3 sayılı Kararında ve Dairemizin müstakar kararlarında açıklandığı üzere, FETÖ/PDY’nin cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmayı ve yerine başka bir düzen getirmeyi amaçlayan bir terör örgütü niteliğinde olduğu, söz konusu kararda; “ByLock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bu suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının her türlü şüpheden uzak kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespiti halinde kişinin örgütle bağlantısını gösteren delil olacağı” kabul edilmiştir.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun 29.05.2015 tarihli kararı ile temüttü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimi TMSF’ye devredilen ve 22.07.2016 tarihli kararı ile de 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 107 inci maddesinin son fıkrası gereğince faaliyet izni kaldırılıncaya kadar yasal bankacılık faaliyetlerine devam eden, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile iltisaklı … Katılım Bankası A.Ş’de (Bank …) gerçekleştirilen rutin hesap hareketlerinin örgütsel faaliyet ya da örgüte yardım etmek kapsamında değerlendirilemeyeceği gözetilerek, örgüt liderinin talimatı üzerine örgütün amacına hizmet eden ve bankanın yararına yapılan ödeme ve sair işlemlerin, örgüte üye olmak suçu bakımından örgütsel faaliyet, tek başına ise örgüte yardım etmek olarak kabul edilebilecektir.
Bu bilgiler ışığında;
A. Sanık … hakkında verilen mahkumiyet hükmü yönünden
1.Sanığın Bank Asyadaki hesap hareketlerinin mahiyeti hususunda bir değerlendirme yapılmaksızın, Bank …’da hesabının bulunmasının hükme esas alınması sonuca etkili bulunmamıştır.
2.Örgüt üyesi olan sanığın, deliller bir bütün olarak değerlendirildiğinde örgütün hiyerarşik yapısı içinde yer aldığını gösterir nitelikteki SGK kayıtlarının ve sendika üyeliğinin, diğer delillerle birlikte hükme esas alınmasında bir isabetsizlik bulunmamıştır.
3.Mahallinde hukuka uygun olarak ikame olunup usulünce tartışılan delillere ve dosya kapsamına göre, hakkında çıkarılan yakalama emrine istinaden uzun süredir aranmakta iken yakalanan, sanık tarafından kullanıldığı tespit edilen … ID numaralı ByLock tespit ve değerlendirme tutanağı içeriğine göre ByLock iletişim sistemini örgütsel iletişim amacıyla kullanan, Kakao isimli programın da kullanıcısı olan, örgütün sohbet adı altındaki toplantılarına katılan ve bu tür toplantıların organizasyonu ve yönetiminde yer alan, örgüt içinde eğitim danışmanı ve arama tarama mesulü olarak görev alan, örgütle müzahir … İş Sendikası’na üye olan, örgütle iltisaklı şirkette çalışma kaydı bulunan ve bu kapsamda yurt müdürü olduğu anlaşılan sanığın, süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gerektiren eylemler yürüterek örgütle organik bağ kurmak suretiyle örgüt üyesi olduğuna dair kabulde ve 5237 sayılı Kanun’un 61 inci maddesindeki ölçütler doğrultusunda temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesine dair gerekçelerde isabetsizlik görülmemiştir.
4.Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, temyiz dilekçesinde ileri sürülen savunmaların özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımın kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla,, sanık … hakkında kurulan hükümde hukuka aykırılık saptanmamıştır.
B. Sanık … hakkında verilen mahkumiyet hükmü yönünden
1.Sanığın Bank Asyadaki hesap hareketlerinin mahiyeti hususunda bir değerlendirme yapılmaksızın, Bank …’daki hesap hareketliliğinin hükme esas alınması sonuca etkili bulunmamıştır.
2.Örgüt üyesi olan sanığın, deliller bir bütün olarak değerlendirildiğinde örgütün hiyerarşik yapısı içinde yer aldığını gösterir nitelikteki SGK kayıtlarının, diğer delillerle birlikte hükme esas alınmasında bir isabetsizlik bulunmamıştır.
3.Mahallinde hukuka uygun olarak ikame olunup usulünce tartışılan delillere ve dosya kapsamına göre, hakkında çıkarılan yakalama emrine istinaden uzun süredir aranmakta iken yakalanan, sanık tarafından kullanıldığı tespit edilen … ID numaralı ByLock tespit ve değerlendirme tutanağı içeriğine göre ByLock iletişim sistemini örgütsel iletişim amacıyla kullanan, örgüt içinde Gümüşpala büyük bölgesinde bir küçük bölgenin sorumlu imamı olan, örgüt adına himmet parası toplayıp muhafaza eden, esnaf toplantılarına katılan, Ö.A. İsimli örgüt mensubunun kasa görevini yürüten, kod adı kullanan ve örgüte müzahir kurumlarda SGK kaydı bulunduğu anlaşılan sanığın, süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gerektiren eylemler yürüterek örgütle organik bağ kurmak suretiyle örgüt üyesi olduğuna dair kabulde ve 5237 sayılı Kanun’un 61 inci maddesindeki ölçütler doğrultusunda temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesine dair gerekçelerde isabetsizlik görülmemiştir.
4.Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, temyiz dilekçesinde ileri sürülen savunmaların özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımın kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla, sanık … hakkında kurulan hükümde hukuka aykırılık saptanmamıştır.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 19.11.2021 tarihli ve 2021/1595 Esas, 2021/1803 Karar sayılı kararında sanıklar müdafilerince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Manisa 3. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
16.02.2023 tarihinde karar verilmiştir.