YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/7605
KARAR NO : 2022/9151
KARAR TARİHİ : 06.12.2022
I-TALEP;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 27.01.2022 tarih ve 2022/7504 sayılı yazısı ile; Silahlı terör örgütü (PKK/KCK) içinde yer alıp, bu örgüt adına hendek, barikat, çukur açılması ve bombalı tuzakların etkisiz hale getirilmesi amacıyla yapılan eylemler sebebiyle şüpheli … hakkında yürütülen soruşturma sonucunda, hendek barikat kazımında kullanılan sarı renkli üzerinde CAT ibaresi bulunan CAR0434ELFSH01091-numaralı seri no: 7K2446 supplier ref:991790-1 customer ref: 293-5073S01 ibaraleri bulunan lastikli kepçenin muhafaza altına alınmasına ve el konulmasına dair Mardin 2. Sulh Ceza Hâkimliğinin 16/07/2020 tarihli ve 2020/1760 değişik iş sayılı kararına karşı yapılan itiraz hakkında, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 127/3. maddesi uyarınca bahse konu elkoyma kararının 24 saat içerisinde görevli hakimin onayına sunulmadığından elkoyma kararı kendiliğinden kalkacağından bahisle itirazın kabulüne, anılan elkoyma kararının kaldırılmasına ilişkin Mardin 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 24/12/2020 tarihli ve 2020/3374 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre, anılan kepçenin Dargeçit İlçesinde meydana gelen ve PKK/KCK terör örgütü mensupları tarafından gerçekleştirilen hendek barikat eylemleri sırasında kullanıldığı, Mardin Cumhuriyet Başsavcılığınca anılan kepçenin suçta kullanıldığı değerlendirilerek muhafaza altına alınmasına ve el konulmasına yönelik talebi üzerine Mardin 2. Sulh Ceza Hâkimliğinin 16/07/2020 tarihli ve 2020/1760 değişik iş sayılı kararıyla anılan kepçeye el konulması yönünde karar verildiği, anılan karara karşı şüpheli müdafii tarafından yapılan itiraz hakkında, Mardin 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 24/12/2020 tarihli ve 2020/3374 değişik iş sayılı kararı ile “5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 127/3. maddesi uyarınca bahse konu elkoyma kararının 24 saat içerisinde görevli hakimin onayına sunulmadığından elkoyma kararının kendiliğinden kalkacağı” gerekçesiyle itirazın kabulüne, anılan elkoyma kararının kaldırılmasına karar verilmiş ise de;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 123. maddesinde yer alan “(1) İspat aracı olarak yararlı görülen ya da eşya veya kazanç müsaderesinin konusunu oluşturan malvarlığı değerleri, muhafaza altına alınır.(2) Yanında bulunduran kişinin rızasıyla teslim etmediği bu tür eşyaya elkonulabilir.” ve 127. maddesinde yer alan
“(1)Hâkim kararı üzerine veya gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısının, Cumhuriyet savcısına ulaşılamadığı hallerde ise kolluk amirinin yazılı emri ile kolluk görevlileri, elkoyma işlemini gerçekleştirebilir. (2)Kolluk görevlisinin açık kimliği, elkoyma işlemine ilişkin tutanağa geçirilir. (3)Hâkim kararı olmaksızın yapılan elkoyma işlemi, yirmidört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur.” şeklindeki düzenlemeler ve silahlı terör örgütü içinde yer alıp bu örgüt adına hendek, barikat, çukur ve bombalı tuzakların etkisiz hale getirilmesi amacıyla şüphelinin eyleminin, silahlı terör örgütünün hiyerarşisi içinde ve örgüte duyulan bağlılık duygusu kapsamında örgütün amaçları doğrultusunda işlendiğinin iddia edilmiş olması karşısında, şüphelilerin silahlı terör örgütüne üye olmak eyleminin bir bütün halinde işlendiğinin kabulü ile ispat aracı olarak yararlı görülen ve gerçeğin ortaya çıkarılması için gerekli olduğu anlaşılan silahlı terör örgütü mensupları tarafından gerçekleştirilen hendek barikat kazımında kullanılan sarı renkli üzerinde CAT ibaresi bulunan CAR0434ELFSH01091 numaralı, seri no: 7K2446 supplier ref: 991790-1 customer ref: 293-5073S01 ibaraleri bulunan lastikli kepçenin el konulmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, itirazın reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 11/01/2022 gün ve 94660652-105-47-14146-2021-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak dairemize gönderilmiştir.
II-OLAY;
10.11.1978 doğumlu Eşref Kılıç, 09.07.2020 tarihli dilekçesi ve 21.11.2016 tarihli müşteki sıfatı ile Cumhuriyet Başsavcılığında verdiği ifadesine göre el koyma işleminin yapıldığı tarihte Mardin ili Dargeçit ilçesinde müteahhitlik yapmakta, ayrıca iş bu süreçte de Bağözü ile Safa Mahallelerinde bildirdiği adreslerde ikamet etmektedir. Sunulan vekaletname ve satış sözleşmesi ile tutanak içeriklerinden ayrıca sicil ve de oda kayıtlarından anlaşılacağı üzere aynı zamanda Bahçebaşı Mahallesi Turgut Özal Bulvarı Hükümet Konağı Caddesinde bulunan 20.09.2013 tescil tarihli ve tek ortaklı, Ektar İnşaat Nakliye Turizm Tarım Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin, tek ortağı ve yetkilisidir. “Kamu Görevlisinin Resmi Belgede Sahteciliği” suçundan 30/05/2016 tarihli teslim tesellüm tutanağı ile Midyat M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğüne teslim edildiğine dair kaydı görülen …’ın “30.05.2016- 08.09.2016” tarihleri arasında hükümlü olarak ceza infaz kurumunda bulunduğuna dair UYAP sisteminde kaydı bulunmaktadır. Adli sicil kaydında sabıka kaydı bulunmakta ise de UYAP sisteminde terör suçlarına ilişkin her hangi bir dosya bilgisi bulunmamaktadır.
Batman 4.Noterliğinin 07.10.2015 tarihli satış sözleşmesine göre Ektar İnşaat Nakliye Turizm Tarım Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi, 07/10/2015 tarihli satış sözleşmesi ile 61.000-TL karşılığında Zenyol İnşaat Nakliye Gıda Petrol Temizlik Enerji Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinden, 34-08-9416 plaka ve CRS52605 motor
nolu, FSH01091 şase no ile kayıtlı 2008 model Caterpıllar marka kanal kazıcı ve yükleyici cinsi iş makinesini satın almıştır. Bahse konu satış sözleşmesini Batman ilinde faaliyet gösteren Zenyol İnşaat Nakliye Gıda Petrol Temizlik Enerji Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi adına Kemal Zengin, Ektar İnşaat Nakliye Turizm Tarım Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi adına ise … imzalamıştır. Batman Ticaret ve Sanayi Odasının iş makinesı tescil belgesinde de 29.01.2014 tarihinde trafiğe çıkış izni verilen aracın “07.10.2015” tarihli satış senedi ile satışının yapıldığı belirtilmiştir.
Dargeçit Kaymakamlığı İlçe Emniyet Amirliğinin 28.09.2015 tarih ve 2015/10 sayılı yazıları ile ilçede ve çevre illerde meydana gelen asayiş ve terör olaylarının artmasından dolayı kamu kurum ve kuruluşlarına karşı yapılabilecek hırsızlık ve terör saldırılarının önlenmesi, milli güvenlik ve kamu düzeninin, genel sağlık ve genel ahlakın, başkalarının hak ve hürriyetlerinin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi taşınması ve bulundurulması yasak olan her türlü silah, patlayıcı madde ve eşyanın tespit edilebilmesi, ilçeye gelebilecek şüpheli şahısların, araçların ve aranan şahısların yakalanabilmesi amacıyla ilçede bulunan umuma açık yerlerde, yapım aşamasında bulunan inşaat alanlarında, metruk binalarda ilçe giriş ve çıkışlarında her türlü toplu taşıma araçlarında, kişiler üzerinde, araçlarında, eşyalarında Adli Önleme Arama Yönetmeliğinin 18 ve devamı maddelerince arama izni talep edilmiş; Dargeçit Sulh Ceza Hakimliğinin, 28.09.2015 tarih ve 2015/223 değişik iş sayılı kararı ile de talebin kabulü ile “İlçe Emniyet Amirliği ekiplerince 01.10.2015 perşembe günü saat 00.00 dan, 31.10.2015 cumartesi günü saat 23.59 a kadar ilçede bulunan umuma açık yerlerde, yapım aşamasında bulunan inşaat alanlarında, metruk binalarda, ilçe giriş ve çıkışlarında, her türlü toplu taşıma araçlarında, kişiler üzerinde, araçlarında (özel kağıt ve zarflar hariç), eşyalarında” arama yapılmasına izin verilmiştir.
01.10.2015 tarihli tutanağa göre; 28.09.2015 günü saat 13.00 sıralarında terör örgütü mensupları tarafından Dargeçit Belediyesine ait bir adet iş makinası (kepçe) ile bir adet kamyon gasp edilmiş ve akabinde örgüt mensupları tarafından Safa Mahallesinin bir kısım sokaklarına hendekler kazılmaya ve barikatlar kurulmaya başlanılmış, devamında 29.09.2015 günü saat 05.00 sıralarında güvenlik güçlerince operasyon düzenlenmiş ancak bahse konu iş makinası, kamyon veya örgüt üyesi şahıslara rastlanılamamış, Ilısu Caddesi ve bağlı sokaklarına hendek kazılarak barikat kurulduğu görülmüş, saat 05.30 sıralarında operasyona son verilmiş, aynı gün yani 29.09.2015 günü saat 20.00 sıralarında bahse konu kepçe ve kamyonun yine hendek ve barikat çalışmalarına başlaması üzerine 30.09.2015 günü saat 01.30 sıralarında Ilısu Caddesi üzerine operasyon düzenlenmiş, operasyon esnasında bahse konu kepçe ve kamyona Ilısu caddesi üzeri Şirin market önünde rastlanmış, güvenlik güçlerine çevrede bulunan örgüt mensuplarından ateş açılmış, buna aynı şekilde karşılık verilmiş, örgüt mensubu şahısların kaçması üzerine saat 02.15 sıralarında operasyona herhangi mal ve can kaybı olmadan son verilmiş, bahse konu kamyon zarar gördüğünden olay yerinden ayrılamamış ancak kepçe olay yerinden 100 metre kadar uzaklaşmış ve orada kalmış, 30.09.2015 günü saat 23.00 sıralarında da aynı kepçenin
Tepebaşı Mahallesi Şalker sokak üzerinde hendek kazdığının tespiti üzerine olay yerine intikal edilmiş, kepçenin hendek kazmasını durdurmaya yönelik lastik ve motor kısmına silahla müdahalede bulunularak kullanılamaz hale getirilmiş ve ekipler saat 23.30 sıralarında ilçe emniyet amirliğine intikal etmiş, ilerleyen saatlerde de terör örgütü mensupları tarafından ilçe emniyet amirliği ve bağlı noktalarına taciz atışı yapılmış, her hangi bir can ve mal kaybı meydana gelmemiştir.
Genel güvenliğin tehlikeye sokulması suçundan tanzim olunan 12.10.2015 tarihli savcı görüşme tutanağı ile diğer tutanak içeriklerinde belirtildiği üzere, 28.09.2015 tarihinde Dargeçit Belediyesine ait 1 adet kepçe ve 1 adet kamyonun ve 29.09.2015 tarihinde de yine Dargeçit Belediyesine ait 1 adet kamyon ve traktörün terör örgütüne müzahir şahıslarca gasp edilerek, Bahçeşehir ve Safa Mahalleleri ile Ilısu caddesinde hendek kazma ve patlayıcı madde tuzaklama şeklinde eylem hazırlıkları yaptıkları hususunun tespiti üzerine 10.10.2015 tarihinde saat 07.00 den itibaren Dargeçit Kaymakamlığınca sokağa çıkma yasağı ilan edilmiş ve sonrasında güvenlik güçlerince bahse konu şahıslara ve yapılan barikat, hendek ve tuzaklanmış patlayıcıların imhasına yönelik operasyon başlatılmış; 12.10.2015 tarih saat 23.59’a kadar da devam eden operasyon sürecince de Cumhuriyet savcısının talimatları doğrultusunda şüpheliler hakkında 2015/592 ve 2015/619 soruşturma numaralarına kayden tahkikat yapılmıştır.
07.10.2015 tarihli telefonla görüşme tutanağına göre ilçe dahilinde kepçe ve oto tamirciliği yapan şahıslar aranmak sureti ile idare dahilinde terör örgütüne müzahir şahıslarca gasp edilerek hendek kazma ve barikat yapma işlerinde kullanılan kepçe, kamyon, traktör ve hiçbir aracın tamiri vb işler için çağrıldığında gitmeyecekleri, zorla götürülse dahi bu tamir işlerini yapmayacakları, hiç bir surette yedek parça vb. malzeme temininde bulunmayacakları ve bu şekilde bir durumla karşılaştıklarında ivedi ilçe emniyet amirliğini bilgilendirecekleri hususları tebliğ edilmiştir.
İş bu operasyon sürecinde gecikmesinde sakınca bulunan hal nedeniyle Cumhuriyet savcısınca verilen arama kararlarına istinaden arama yapılan mahallerle ve de Sulh Ceza Hakimliğinin 28.08.2015 tarih, 2015/223 değişik iş sayılı önleme araması kararına istinaden Bahçebaşı Mahallesinde bulunan metruk bina aramasında ele geçen, 12.10.2015 tarihli kolluk fezlekesinde belirtilen suç unsurlarına ve eşyalarına ilişkin olarak yapılan isteme müsteniden Cumhuriyet savcılığının 12.10.2015 tarihli yazısı ile yapılan talebe istinaden, Dargeçit Sulh Ceza Hakimliğinin 13.10.2015 tarihli 2015/232 ve 2015/233 değişik iş sayılı kararları ile CMK’nın 134 maddesince inceleme izni verilmiş, CMK’nın 127 maddesi uyarınca da iş bu arama ve el koyma kararları onanması talebinin kabulü ile kararlar onaylanmıştır. 12.10.2015 tarihli kolluk fezlekesi ve ekinde belirtilen suç unsurları veya eşyaları arasında, “CAT 434 E model kepçe” bulunmamaktadır.
“18.10.2015” tarihli tutanağa göre, 10.10.2015 tarihinde sokağa çıkma yasağı ilan edilmesi akabinde başlatılan operasyonlarda, olaylarda kullanıldığı tespit edilen ve uzman personellerce etkisiz hale getirilen bir adet BMC kamyon; bir adet üzerinde
Dargeçit Belediyesi yazılı kamyon; bir adet 432 D. Dargeçit Belediyesi yazılı Caterpiller marka kepçe ve bir adet “CAT 434 E model kepçe” Dargeçit Hükumet Konağı bahçesine getirilerek muhafaza altına alınmıştır.
“17.05.2016 tarih ve saat 14.39” ibareli teslim tesellüm tutanağına göre; 10.10.2015 günü sokağa çıkma yasağının başlamasının akabinde olaylarda kullanıldığı tespit edilen Belediyeye ait iş makineleri muhafaza altına alınmış, aynı gün saat 11.03’te Cumhuriyet savcısınca muhafaza altına alınan iş makinalarının Dargeçit Belediyesine teslim edilmesi talimatı verilmiş, Dargeçit Hükumet Konağı bahçesinde muhafaza altına alınan, Kılavuz Belediyesi ibaresi olan hasarlı kamyon; bir adet CAT0432DLTDR00312 ibareli ve Dargeçit Belediyesi yazılı, sarı renkli, hasarlı kepçe; bir adet sarı renkli, hasarlı, plakası olmayan Dargeçit Belediyesi ibaresi bulunan plakası Dargeçit Belediyesinde memur olarak çalışan A.S. isimli şahıstan öğrenilen kamyon, A. S. adlı şahsa teslim edilmiştir.
“17.05.2016 tarih ve saat 16.46” ibareli araştırma tutanağında, sokağa çıkma yasağı ilanının akabinde yapılan operasyonda, olaylarda kullanıldığı tespit edilerek muhafaza altına alınan “CAT0434ELFSH01091” numaralı, sarı renkli, hasar görmüş kepçenin kime ait olduğuna dair yapılan araştırmalarda; POLNET sisteminde bilgisine ulaşılamadığı, aynı tarihte Mardin Ticaret Odası yetkilisi ile yapılan telefon görüşmesinde kaydının olmadığının belirtildiği, aynı gün kepçenin içerisi kontrol edildiğinde bulunan kartvizitte yazılı telefondan A.K ile yapılan görüşmede kepçesinin olmadığını ve kime ait olduğunu bilmediğini beyan ettiği, Batman Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğünden M.A ile yapılan telefon görüşmesinde, kayıp bir kepçe olmadığının beyan ediliği, kartvizitte yer alan telefon saat 16.36 da tekrar aranıp A.K adlı şahısla tekrar görüşüldüğünde kepçe sahipleriyle görüştüğünü ve kepçesinin kaybolduğunu söyleyen kimse olmadığını beyan ettiği, ilçede harfiyat işleriyle uğraşan ve kepçelerinin olduğu bilenen şahıslarla yapılan telefon görüşmelerinde kayıp herhangi bir kepçelerinin olmadığını beyan ettikleri, hasarlı kepçenin kime ait olduğunun tespit edilemediği, kepçenin ilçe emniyet amirliği binası önündeki boş alana koyularak muhafaza altına alındığı, kime ait olduğuna dair araştırmaların ise devam ettiği belirtilmiştir.
“06.06.2016 tarih saat 16.00” ibareli araştırma tutanağına göre, 10.10.2015 günü saat 07.00 sıralarında sokağa çıkma yasağının ilan edilmesinin akabinde yapılan operasyonlarda olaylarda kullanıldığı tespit edilerek muhafaza altına alınan kepçenin kime ait olduğuna dair yapılan araştırmalarda araştırmaların devam ettiği belirtilmiştir.
Süreçte, kepçe sahibinin tespitine dair işlemlere devam edilmiştir. Safahatte kollukça yapılan çalışmalara bu aşamada değinilmeyecek ise de, netice itibari ile yapılan çalışmaların özetle bildirildiği, “24.07.2016 tarih saat 17.18” ibareli tutanağa göre, özetle; “Dargeçit Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/592 soruşturması kapsamında 10.10.2015- 12.10.2015 tarihlerinde PKK/KCK silahlı terör örgütü mensuplarınca yapılan barikat, çukur, bombalı tuzaklamalarının etkisiz hale getirilmesi amacı ile yapılan operasyon esnasında örgüt mensuplarınca kullanıldığı tespit edilerek etkisiz hale getirilen akabinde İlçe Emniyet Amirliği önünde muhafaza altına alınan, bugüne kadar da herhangi bir müracaatçısı olmayan ve sahibine ulaşılmasına yönelik çalışmalar yapılan sarı renkli, üzerinde “CAT” ibaresi bulunan “CAR0434ELFSH01091 -numaralı, seri no:7K2446″, Supplier Ref:991790-1 Customer Ref:293-5073S01” ibareleri bulunan lastikli kepçe ile ilgili olarak yapılan çalışmalarda; 18.10.2015 tarihli tutanak ile kepçenin olaylarda kullanıldığı tespit edilerek muhafaza altına alındığının, 17.05.2016 tarihli teslim tesellüm tutanağı ile Belediyeye ait muhafaza altına alınan iş makinalarının Belediyeye teslim edildiğinin anlaşıldığı; 18.05.2016 tarihli Trafik Denetleme Büro Amirliğine yazılan yazıya ilişkin gönderilen cevabi yazı ve eklerinde kepçenin yapılan sorgulamasında sahibine ulaşılamadığı anlaşılmış, 18.05.2016 tarihli yazılarla Batman Belediyesinden, Mardin Ticaret ve Sanayi Odasından ve Diyarbakır Borusan Makine ve Güç Sistemleri San. Tic. Aş.’den kepçenin sahibinin tespit edilerek bilgi verilmesi istenilmiş, Mardin Ticaret ve Sanayi Odasının 27.05.2016, Batman Belediye Başkanlığının 01.06.2016 tarihli cevabi yazıları ile de kepçenin sahibinin tespit edilemediği belirtilmiş, Diyarbakır Borusan Makine ve Güç Sistemleri San. Tic. A.ş. unvanlı firmanın 30.05.2016 günü yolladığı faksta kepçenin satışının Konya’da faaliyet gösteren Doğu-Batı Yapı-İsa Güda unvanlı firmaya yapıldığı ancak daha sonrası farklı kişilere devredilmiş olabileceğinin ve süreçlerinin takibinin mümkün olmadığı belirtilmiş, 06.06.2016 tarihli araştırma tutanağında bildirilen telefon hattının sahibi olarak görünen şahıs aranmış ve şahıs ile arkadaşıyla görüşme gerçekleştirilmiş, kepçenin sahibine ulaşılmasına yönelik çalışmalara devam edildiği anlaşılmış, 09.06.2016 tarihli yazıya istinaden gelen Konya Ticaret Odası cevabi yazısında Doğu-Batı Yapı-İsa Güda Unvanlı firmanın kaydına rastlanmadığı belirtilmiş, 18.05.2016 tarihli yazı ile Batman İ1 Emniyet Müdürlüğünden kepçe içerisinde bulunan kartvizit ile ilgili çalışma yapılması istenilmiş fakat cevabi bir yazı ulaşmamış; 17.05.2016 tarihli araştırma tutanağı ile kartvizit üzerinde bulunan numara arandığında telefonu açan şahsın kepçeden bilgisinin olmadığını beyan ettiği, Mardin Ticaret Odası, Batman Belediyesi Fen İşleri ve ilçede bulunan, ulaşılabilen, bilinen kepçe sahipleri ile görüşüldüğü ancak kepçe ile ilgili bilgilerinin olmadığını beyan ettikleri anlaşılmış; Konya Esnaf ve Sanatkarlar Odası Birliğine gönderilen 09.06.2016 tarihli yazıya gelen 12.07.2016 tarihli yazı ve eklerinde Doğu-Batı Yapı İsa Güda’nın kayıtları bildirilmiş, Polnet üzerinden sorgulandığında İ.Ö. isimli şahıs bilgisine ulaşılmış, yapılan telefon görüşmesinde kepçeyi 2011 yılında Siirt ilinde noterden sattığını, yakıldığını duyduğunu ama nerede yakıldığını bilmediğini, kepçeyi … isimli Batmanlı bir şahsa sattığını beyan etmiş, yapılan çalışmalarda Batman/Merkez’de ikamet eden Mehmet Mahsum Zengin isimli şahsın tespiti yapılarak 15.07.2016 günü saat 17.09 sıralarında telefonla görüşülmüş, şahıs müteahhitlik işi ile uğraştığını, kepçeyi 7-8 ay öncesinde sattığını, satış işlemini Batman 4. noterinden gerçekleştirdiğini, 18.07.2016 günü satış sözleşmesini temin edebileceğini beyan etmiş, 18.07.2016 günü saat 15.58 sıralarında mail yoluyla
Batman 4. Noterliği tarafından düzenlenen satıcısının Zenyol İnşaat Nakliye Gıda Petrol Temizlik Enerji Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi, alıcısının Ektar İnşaat Nakliye Turizm Tarım Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi olduğu 07.10.2015 tarihli satış sözleşmesi gönderilmiş, incelendiğinde Bahçebaşı Mahallesi Turgut Özal Bulvarı Hükümet Konağı Caddesinde faaliyet gösterdiği görülen Ektar İnşaat Nakliye Turizm Tarım Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin yetkilisi ve kepçenin alıcısının … isimli şahıs olduğu tespit edilmiş, şahsın ikamet adresinin Kayapınar/Diyarbakır olarak göründüğü, tespit edilen telefonunun kapalı olduğu, şahsın idare dahilinde ikamet eden akrabalarının bulunduğunun görülmesi üzerine kardeşi Sadık Kılıç’ın 21.07.2016 günü arandığı, telefonda Metin Kılıç olarak kendisini tanıtan şahısla görüşüldüğü, …’ın 50 gündür Midyat Cezaevinde bulunduğunu, kepçeden bilgisinin olmadığını, kendisinin Safa Mahallesi Ezgi 2 Sokakta ikamet ettiğini beyan ettiği; arşiv araştırmasında …’ın 29.05.2016 tarihli tutanakla “Kamu Görevlisinin Resmi Belgede Sahteciliği” suçundan 2015/1424 karar no ile aranıyor olduğunun tespit edildiği akabinde 30.05.2016 tarihli teslim tesellüm tutanağı ile Midyat M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğüne teslim edildiği anlaşılmış, şahsın cezaevine teslim edildiği anlaşıldığından kepçenin başkaca kişilere devredilip devredilmediği tespit edilememiş olduğu belirtilmiştir.
Dargeçit Cumhuriyet Başsavcılığına sunduğu 19.09.2016 tanzim ve havale tarihli dilekçesi ile …, Bahçebaşı mahallesinde bulunan kendisine ait kilitli parke taşı şantiyesinde bulunan 2008 model kanal kazıcı ve yükleyici caterpıllar marka 434E tipi 34-08-9416 plakalı iş makinesinin, kendisinden habersiz PKK terör örgütünce alındığı ve hendeklerde kullandığı, örgüt mensuplarınca tahrip edilen makinanın tarafına verilmesini istemiştir.
Dargeçit Cumhuriyet Başsavcılığının 14.11.2016 tarih ve 2015/592 sayılı çağrı kağıdı ile tanık sıfatı ile beyanı alınacağı belirtilerek … ifadeye çağrılmıştır. Çağrı kağıdını içerir davetiye 21.11.2016 tarihinde bizzat … tarafından tebliğ alınmıştır.
21.11.2016 tarihinde, 2015/592 sayılı soruşturma kapsamında Dargeçit Cumhuriyet Başsavcılığında, müşteki sıfatı ile verdiği ifadesinde …, tanıklık yapmak istediğini, 2008 model, 34089416 plakalı Caterpiller marka kepçenin şahsıan ait olduğunu, 07.10.2015 tarihinde Batman’da faaliyet gösteren …İnşaat şirketi isimli şirketten parke döşeme işi yaptığından satın aldığını, kepçeyi çalıştığı yerde bıraktığını, Hendek olayları olduğu zaman evde otururken yüzü kapalı 3 kişi ve yüzü açık daha sonra öldürülen adını Rezzan olarak bildiği kişinin kamyonunu almak için evine geldiklerini, kendisinin de kamyonu kurtarmak amacıyla kamyonunu alarak Bağözü Köyüne gittiğini ve 5 gün köyde kaldığını, daha sonra köyden dönerek Dargeçit ilçesindeki parke taşı işine devam edeceğini ancak inşaat alanına gittiğinde kepçenin yerinde olmadığını, bununla ilgili yazılı olarak hiçbir yere müracaatının olmadığını, sorduğunda 2-3 kepçenin Bahçebaşı Mahallesinde olduğunun söylendiğini ve gittiğinde kepçesinin orada durduğunu, kabloları sökük çalıştırdıklarını gördüğünü, anahtarın sadece kendisinde bulunduğunu, kepçeyi inşaat alnına götürmek istediğini ancak polislerin savcının emri olduğunu, kimsenin araçlara dokunmayacağını kendisine söylediklerini, daha sonra kepçeyi Hükümet Konağının bahçesine çektiklerini, daha öncesinde kepçenin tarafına iade edilmesi için dilekçe verdiğini, kepçesini alıp hendek işlerinde kullanan şahıs ya da şahıslardan davacı ve şikayetçi olduğunu, kepçenin iade edilmesini istediğini beyan etmiştir.
Süreçte tanzim olunan Dargeçit İlçe Emniyet Amirliğinin fezlekelerinde … yahut söz konusu kepçeden bahsedilmemiştir. Ancak Gizli tanık ifadesinde belediyeye ait kepçelerin hendek kazmada kullanıldığına dair örgüt mensuplarına ilişkin anlatımda bulunulduğu görülmüştür.
Dargeçit Cumhuriyet Başsavcılığının 03.12.2018 tarih 2015/592 soruşturma, 2018/158 karar sayılı yetkisizlik kararı ile tahkikat evrakları, gereğinin taktir ve ifası için Mardin Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiştir. Kararda, 28-29 Eylül 2015 gününden itibaren Dargeçit ilçesinde terör örgütü üyelerince hendek kazma, barikat kurma faaliyetlerine başlanıldığı, 10-12/10/2015 günlerinde sokağa çıkma yasağı ilan edilerek güvenlik kuvvetlerince terör eylemine müdahalede bulunulduğu belirtilmiş başlık kısmında ise … ve Mehmet Cüneyt Gündüz’ün müşteki olarak adlarına yer verilmiştir. Şüpheliler ise …. …ve faili meçhul sanık olarak belirtilmiştir. Şüphelilere atfedilen suç ise silahlı terör örgütüne üye olma suçudur.
Soruşturma evrakı, Mardin Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/14410 soruşturmasına kayıt edilmiştir. Süreçte şüphelilerden bir kısmı hakkında ölmüş olmaları ve sair gibi nedenlerle ek kovuşturmaya yer olmadığına dair kararlar verildiği, Ali Kaya hakkında ki evrakın ayrıldığı, bir kısmı için yetkisizlik kararı verildiği, faili meçhul sanık yönünden ise daimi arama kararı verildiği görülmüş, KYO kararları içeriklerinde belirtilen Belediyeye ait iş araçlarına ilişkin olarak Van 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/131 esasında yargılamanın yapıldığı anlaşılmış ve celp edilen Van 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 17.05.2019 tarih, 2017/131 esas 2019/584 karar sayılı gerekçeli kararında … ile ilgili yahut söz konusu kepçe ile ilgili bir bilgiye yer verilmemiştir.
Ayrıca Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma ihbar yazısında adı geçen …’ünde kepçe ile ilgili bir beyanına yahut bilgisine rastlanılmamıştır.
Fezleke incelendiğinde, genel güvenliğin tehlikeye sokulması suçundan, Hendek olayları nedeni ile zarara uğradıklarını belirten şahıslar un müşteki sıfatı ile ifadeleri çeşitli tarihlerde alınmıştır. 15.09.2017 tarihinde de …, olaylar nedeni ile ikametinin zarar gördüğünü belirterek müşteki sıfatı ile kollukta ifade vermiştir. 11.09.2017 tarihinde kaymakamlığa zararının tespit ve tazmin edilmesine dair dilekçe ibraz etmiştir. Kaymakamlığın 12.09.2017 tarihli yazısı ile de müştekinin dilekçesinde bahsedilen konunun araştırılması kolluktan istenmiştir. 15.09.2017 tarihli fezleke ile de tanzim olunan evraklar Dargeçit Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiştir. Yine suça sürüklenen çocuklarla ilgili de tahkikat evrakları Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/513 ve bir kısım şüpheliler yönünden de 2016/514 numaralarına tefrikle kayıt edilmiştir.
“20.12.2019 tarihli” teslim tutanağında ise Dargeçit Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/592 sayılı soruşturması kapsamında Dargeçit İlçesinde meydana gelen 10-12.10.2015 tarihlerinde barikat çukur bombalı tuzaklamaların etkisiz hale getirilmesi amacı ile yapılan operasyon esnasında örgüt mensuplarınca kullanıldığı tespit edilerek etkisiz hale getirilen ve akabinde Dargeçit İlçe Emniyet Amirliği önünde muhafaza edilen sarı renkli üzerinde CAT ibaresi bulunan “CAR0434ALFSH01091” numaralı, lastikli kepçenin; Mardin Merkez Cumhuriyet savcılığının 2018/14410 dosyasına kayden henüz işlemlerinin devam ettiği bilgisinin alındığı ayrıca kepçenin yanında bulunan ve herhangi bir soruşturma kaydı tespit edilemeyen su tankeri ile birlikte, kepçenin şahsa ait arsada bulunduğundan güvenlik amacı ile soruşturma savcısına bilgi verilerek Dargeçit Belediyesi deposuna çekilip, görevliye muhafaza için teslim edildiği belirtilmiştir.
09.07.2020 havale tarihli, Mardin Cumhuriyet Başsavcılığına, 2018/14410 dosyasına sunduğu dilekçesi ile …, Mardin ili Dargeçit ilçesi Bağözü mahallesinde ikamet ettiğini, müteahhit olarak resmi kurum ve kuruluşlarda iş yaptığını, 11.10.2015 tarihinde terör örgütü tarafından oluşturulan hendeklerde kullanmak üzere inşaat alanında bulunan iş makinasının gece vakti götürüldüğünü, şu an iş makinasının ilçe emniyet amirliği önünde bulunduğunu ve tarafına verilmesini istemiştir.
Mardin Cumhuriyet Başsavcılığının 13.07.2020 tarih, 2018/14410 soruşturma sayılı müzekkeresi ile Dargeçit İlçe Emniyet Amirliğinden, yürütülmekte olan soruşturmaya esas olmak üzere müşteki …’ın talep dilekçesi gönderilerek, talebi doğrultusunda şahsa ait olan ve halen Dargeçit İlçe Emniyet Müdürlüğünü önünde bulunan, ekte gönderilen evraklarda ruhsat bilgileri yazılı bulunan iş makinesinin 2015 yılı sonunda Dargeçit ilçesinde meydana gelen hendek barikat olaylarında kullanılıp kullanılmadığı, söz konusu araca ilişkin herhangi bir mahkemeden verilmiş olan el koyma kararının bulunup bulunmadığı ve aracın hangi olaylarda kullanıldığına ilişkin araştırma yapılması ile buna ilişkin olarak cevabi yazının çok ivedi şekilde gün içinde gönderilmesi rica olunmuştur.
13.07.2020 tarihli İlçe Emniyet Amirliği yazısı ile de Cumhuriyet başsavcılığına yukarıda belirtilen bir kısım tutanaklarda ekli halde, tanzim olunan “13.07.2020 tarih saat 12:30” ibareli tutanak gönderilmiştir. Bahse konu tutanakta özetle; Mardin Cumhuriyet Başsavcılığı Zamanaşımı Bürosunun talimatı ile müşteki …’ın dilekçesine istinaden yapılan araştırmalarda, dosya içeriğinden yapılan araştırmalarda konu ile ilgili Dargeçit TEM Büro Amirliğimiz 2015/275 suç numaralı dosyası, Dargeçit Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/592 sayılı soruşturması kapsamında tahkikat yürütüldüğü, akabinde dosyanın Mardin Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/14410 sayılı dosyasına gönderilmiş olduğunun anlaşıldığı, bahse konu olayın Dargeçit ilçesinde meydana gelen iki hendek/ barikat olayından ilki olduğu, 10.12.2015-12.10.2015 tarihlerinde iki gün süresince, ilan edilen sokağa çıkma yasağında gerçekleştirilen hendek, barikat, bombalı tuzakların bertaraf edilmesi için operasyonların yapıldığı, … isimli şahsın kepçesine istinaden yapılan araştırmalarda, 01.10.2015 tarih ve 01:00 saatli tutanakla Dargeçit Belediyesine de ait bir kısım iş makinaları ile Tepebaşı Mah. Şalker sokak üzerinde hendek kazıldığının, silahlı müdahale ile de bir kepçenin işlemez hale getirildiğinin belirtildiği görülmüşse de bahse konu kepçenin …’a ait olup olmadığının tutanakta marka model bilgisi belirtilmediğinden anlaşılamadığı, 18.10.2015 tarih, 17:56 saatli bir başka tutanakta … isimli şahsa ait olduğu değerlendirilen kepçe ile Dargeçit Belediyesine ait bir kısım iş makinasının Hükümet Konağı bahçesine getirilerek muhafaza altına alındığı, 17.05.2016 tarihli tutanakla belediyeye ait araçların teslim edildikleri, … isimli şahsa ait olduğu sonradan 24.07.2016 tarihli tutanakla tespit edilen kepçe ile ilgili bu tutanağın Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği, ancak tutanak tanzim tarihinde … isimli şahsın cezaevinde bulunduğunun tespit edildiğinin anlaşıldığı; bahse konu kepçe ile alakalı herhangi bir el koyma kararı içerikli belge veya mahkeme kararına dosyada rastlanılmadığı; 20.12.2019 tarihinde kepçenin şahsa ait arazide bulunması sebebiyle soruşturma savcısına bilgi verilerek Dargeçit Belediyesi deposuna muhafazası için teslim edilmiş olduğu ve halen Dargeçit Belediyesi deposunda muhafaza edilmekte olduğunun anlaşıldığı belirtilmiştir.
Mardin Cumhuriyet Başsavcılığının 14.07.2020 tarih, 2018/14410 soruşturma sayılı, “elkoyma hk.” konulu yazısı ile Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğinden, yürütülmekte olan soruşturmaya esas olmak üzere PKK/KCK Örgüt mensupları tarafından hendek barikat kazımında kullanılan sarı renkli üzerinde CAT ibaresi bulunan CAR0434ELFSH01091- numaralı Seri no:7K2446 Supplier Ref:991790-1 Customer Ref:293-5073S01 ibaraleri bulunan, yapılan araştırma neticesinde 07.10.2015 tarihli satış sözleşmesi uyarınca Ektar İnşaat Nakliye Turizm Tarım
Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi yetkilisi …’a ait olduğu tespit edilen, ruhsat bilgilerine göre 34-08-9416 tescil plakalı, şasi seri no:FSH01091 CRS526505 motor seri numaralı, 2008 model Zenyol İnş. Nakliye Gıda Pet. Temizlik Enerji Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’ne ait lastikli kepçenin muhafaza altına alındığı belirtilerek, muhafaza altına alınan kepçeye, CMK’nın 127 ve devamı maddeleri uyarınca el konulmasına karar verilmesi istenmiştir.
Mardin 2. Sulh Ceza Hakimliğinin 16.07.2020 tarih ve 2020/1760 değişik iş sayılı kararı ile özetle; ele geçirilen malzemelerin suçta kullanıldığına ilişkin şüphe olması sebebiyle delil mahiyeti bulunabileceği dikkate alınarak usul ve yasaya uygun talebin kabulü ile talep yazısında belirtilen materyallere CMK’nın 127.vd maddeleri gereği el konulmasına, itiraz yolu açık olmak üzere karar verilmiştir.
Mardin Cumhuriyet Başsavcılığının 21.07.2020 tarih, 2018/14410 soruşturma sayılı, müsadere talebi konulu yazısı ile Mardin 2. Ağır Ceza Mahkemesinden, soruşturmaya esas olmak üzere Mardin 2. Sulh Ceza Hakimliği’nin 16.07.2020 tarih, 2020/1760 değişik iş sayılı kararı el konulmasına karar verilen ve PKK/KCK terör örgütü mensupları tarafından hendek, barikat kazınlarında kullanılan, yapılan araştırma neticesinde de 07.10.2015 tarihli satış sözleşmesi uyarınca Ektar inşaat Nakliye Turizm Tarım Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi yetkilisi …’a ait olduğu tespit edilen, ruhsat bilgilerine yer verilen lastikli kepçenin CMK’nın 54. maddesi uyarınca müsaderesine karar verilmesi istenmiştir.
Mardin 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 21.07.2020 tarih 2020/235 değişik iş sayılı kararı ile mütalaa alındıktan sonra bir klasör halinde fıziken gönderilen dosyanın incelendiği belirtilerek özetle; her ne kadar söz konusu kepçenin müsaderesi talep edilmiş ise de, 5271 sayılı CMK’nın 259.maddesinin “Suç konusu olmayıp sadece müsadereye tabi bulunan eşyanın müsaderesine sulh ceza hâkimi tarafından duruşma yapılmaksızın karar verilir.” şeklinde düzenlendiği, bu nedenle söz konusu kepçenin müsaderesinin Sulh Ceza Hakimliğinden talep edilmesi gerektiği kanaatine varılmakla, Cumhuriyet başsavcılığının talebinin görev yönünden reddine, dosyanın Cumhuriyet başsavcılığına iadesine, itiraz kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verilmiştir.
Mardin Cumhuriyet Başsavcılığının 23.07.2020 tarih, 2018/14410 soruşturma sayılı müzekkeresi ile Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğinden, yürütülmekte olan soruşturmaya esas olmak üzere Mardin 2. Sulh Ceza Hakimliği’nin 16.07.2020 tarih, 2020/1760 değişik iş sayılı kararı el konulmasına karar verilen ve PKK/KCK terör örgütü mensupları tarafından hendek, barikat kazınlarında kullanılan, yapılan araştırma neticesinde de 07.10.2015 tarihli satış sözleşmesi uyarınca Ektar İnşaat Nakliye Turizm Tarım Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi yetkilisi …’a ait olduğu tespit edilen, ruhsat bilgilerine yer verilen lastikli kepçenin CMK’nın 54. maddesi uyarınca müsaderesine karar verilmesi istenmiştir.
Mardin 1.Sulh Ceza Hakimliğinin, 24.07.2020 tarih, 2020/1660 değişik iş sayılı kararı ile Mardin 2. Ağır Ceza Mahkemesinin kararı ile reddedilmesi üzerine
müsadere talebinde bulunulduğu belirtilerek özetle; 13.07.2020 tarihli tutanak incelendiğinde, 01.10.2015 tarih, saat 01.00 saatli tutanakla Dargeçit Belediyesine de ait bir kısım iş makineleri ile Tepebaşı Mah. Şalker Sokak üzerinde hendek kazıldığının görüldüğü, yapılan silahlı müdahale ile kepçenin işlemez hale getirildiği, ancak bahse konu kepçenin marka ve modeli belirtilmediğinden …’a ait olup olmadığının anlaşılamadığı, 18.10.2015 tarihli ve 17.56 saatli başka bir tutanakta … isimli şahsa ait olduğu değerlendirilen kepçe ile Belediyeye ait bir kısım iş makinelerinin Hükümet Konağı bahçesine getirilerek muhafaza altına alındığı, …’a ait olduğu 24.07.2016 tarihli tutanakla tespit edilen kepçenin Dargeçit C. Başsavcılığına gönderildiğinin belirtildiği, dolayısıyla …’a ait kepçenin hendek barikat olaylarında kullanıldığı değerlendirildiğinden bu haliyle müsaderesi talep edilen kepçenin, 54/4 maddesi gereğince müsaderesine dair talebin kabulü ile; Mardin 2. Sulh Ceza Hakimliği’nin 16.07.2020 tarih ve 2020/1760 D. İş sayılı kararı ile el konulmasına karar verilen PKK/KCK örgüt mensupları tarafından hendek barikat kazıntında kullanılan, yapılan araştırma neticesinde satış sözleşmesi uyarınca Ektar İnşaat Nakliye Turizm Tarım Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi yetkilisi …’a ait olduğu tespit edilen, ruhsata göre Zenyol İnş. Nakliye Gıda Pet. Temizlik Eneryi Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’ne ait lastikli kepçenin TCK’nın 54/4 ve CMK’nın 259 maddeleri gereğince müsaderesine; kararın …’a tebliğine, karar kesinleştiğinde kararın gereği yapılmak üzere Mardin Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine, itiraz yolu açık olmak üzere karar verilmiştir.
… ve de Zenyol İnş. Nakliye Gıda Pet. Temizlik Eneryi Sanayi ve Ticaret Limited Şirketine ait vekaletname ibraz eden avukat Ömer İpek, 08.12.2020 tarihli Mardin 1. Sulh Ceza Hakimliğine sunulmak üzere Mardin 2. Sulh Ceza Hakimliğine gönderdiği dilekçe ile 2020/1760 Değişik iş sayılı kararına itiraz etmiştir. Karardan 08.12.2020 tarihinde …’ın haberdar olduğunu, tebligatın da usulsüz yapıldığını belirtildiği dilekçesinde özetle, müvekkili şirkete ait kepçeye el koyma kararı verildiğini, 2018/14410 soruşturma sayılı dosyada müvekkili …’ın gerek şahsi gerekse şirket yetkilisi sıfatıyla ifadesinin alınmadığını, soruşturma kapsamında ve değişik iş kararında yazıldığı üzere araca el konulma tarihinin fiili olarak 18.10.2015 tarihi olduğunu ancak hukuka aykırı olarak aradan 5 yıl geçtikten sonra el koyma kararının verildiğini, kararın ise müvekkili şirkete ve de …’a tebliğ edilmediğini, müsadereye konu kepçenin müvekkili şirkete ait olduğunu, kepçenin şirkete ait diğer araçlar ile birlikte Bahçebaşı Mahallesi Barış Bulvarı üzerinde bulunmakta iken sokağa çıkma yasağının ilan edildiğini, müvekkilinin daha sonra yaptığı araştırmalar neticesinde aracın Emniyet Müdürlüğü binası önünde olduğu bilgisine ulaştığını, taleplerini içerir dilekçelerini süreçte sunduğunu ancak taleplerinin değerlendirilmediğini, araca ait anahtar, ruhsat, plakanın müvekkilinde bulunduğunu ve müvekkilinin rızası ve bilgisi dışında bulunduğu yerden alındığını, müvekkilinin bu konuda beyanının alınmadığını fakat durumu öğrendikten sonra dilekçe ile savcılığa başvuruda bulunduğunu, belirtilen nedenlerle el koyma işleminin usulüne göre yapılmadığını, akabinde yapılan tebligatın da usulsüz olduğu, mevcut durumda el koymanın hukuka aykırı olduğunu, el koyma kararının kaldırılmasını istemiştir.
Mardin 2. Sulh Ceza Hakimliğinin,16.07.2020 tarih, 2020/3604 değişik iş sayılı kararı ile özetle; 2020/1760 değişik iş sayılı kararına … ve şirketi vekili tarafından itiraz edilmekle, el koyma kararının tebliğine dair dosya kapsamı itibarı ile tebliğ mazbatasının dosyada bulunmadığı, bu haliyle itiraz süresinin öğrenme ile başlayacağı ve itirazın süresinde olduğu anlaşılmakla, 2020/1760 değişik iş sayılı kararının yerinde olduğu kanaati ile talebin reddine, kararının değiştirilmesine yer olmadığına, CMK’nın 268/3-a maddesi gereği itirazın incelenmesi için dosyanın Mardin l. Sulh Ceza Hakimliğine gönderilmesine itiraz yolu açık olmak üzere karar verilmiştir. Mardin 2. Sulh Ceza Hakimliğinin 23.12.2020 tarihli yazısı ile de dilekçe ve dosya Mardin 1. Sulh Ceza Hakimliğine gönderilmiştir.
Mardin 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 2020/3374 değişik iş ve 24.12.2020 tarihli kararı ile özetle; 16.07.2020 tarihli el koyma kararının … ‘a tebliğ edilmediği, CMK’nın 127/5. maddesi uyarınca el koyma işleminin suçtan zarar gören mağdura gecikmeksizin bildirilmesi gerektiğinden el koyma kararına itirazın süresinde olduğu kanaatine varıldığı belirtilerek, 10.10.2015 ve 12.10.2015 tarihlerinde 2 gün ilan edilen sokağa çıkma yasağında hendek, barikat, bombalı tuzakların bertaraf edilmesi için yürütülen operasyonların olduğu, 01.10.2015 tarih ve 01:00 saatli tutanakla Dargeçit Belediyelerine ait bir kısım iş makinaları ve … isimli şahsa ait kepçe ile hendek kazıldığının görüldüğü, 18.10.2015 tarihli tutanak ile talep konusu kepçenin muhafaza altına alındığı, 24.07.2016 tarihli tutanak ile de kepçenin …’a ait olduğunun tespit edildiği, kepçenin sahibinin tespit edilmesinden sonra …’ın C. Başsavcılığında verdiği 21.11.2016 tarihli beyanında kepçenin tarafına iade edilmesini talep ettiği ancak herhangi bir elkoyma kararının alınmadığı, kepçeye 18.10.2015 tarihinde fiilen el konulduğu ancak bu el koyma işleminin 24 saat içinde CMK’nın 127/3 maddesince görevli hakimin onayına sunulmadığının anlaşıldığı, kanunda süresinde hakim onayına sunulmayan el koyma işleminin kendiliğinden kalkacağı şeklindeki hüküm dikkate alınarak Mardin 2. Sulh Ceza Hakimliğinin 16.07.2020 tarih ve 2020/1760 değişik iş sayılı kararına … ve şirket vekilince yapılan itirazın kabulü ile kararın kaldırılmasına, kesin olarak, karar verilmiştir.
… ve şirket vekilinin 08.12.2020 tarihli, Mardin 2. Sulh Ceza Hakimliğine gönderilmek üzere Mardin 1. Sulh Ceza Hakimliğine sunduğu bir diğer dilekçesi ile de … yönünden yapılan tebligatın usulsüz olup, karardan 08.12.2020 tarihinde muttali olunduğunu, şirkete de herhangi bir tebligatın yapılmadığını belirterek özetle, 2020/1660 D. İş sayılı kararla müvekkili şirkete ait lastikli kepçenin müsaderesine karar verildiğini, müvekkili …’a yapılan tebligatta annesine tebliğ yapıldığının şerh edildiğini fakat annesinin 1921 doğumlu olup, okuma ve yazma bilmediğini, mazbatada buna dair bir açıklamanın bulunmadığını ayrıca muhatapla birlikte oturma şartının da gerçekleşmiş sayılabilmesi için muhatapla aynı çatı altında oturmasının yetmeyip, aynı daireyi paylaşmış olması gerektiğini, dolayısıyla muttali olunan tarihin 08.12.2020 tarihi olduğu, kepçenin müvekkil şirkete ait olduğunu ve şirkete müsadere kararına ilişkin bir tebligatın yapılmadığını, şirket yetkilisine de öncelikle şirket adresinde tebligatın yapılması, tebliğ almaya yetkili kişinin bulunmaması durumunda Kanunun 35. maddesine göre yapılması gerektiğinden tebligatın usulsüz olduğunu, soruşturmada müvekkili …’ın gerek şahsi gerekse şirket yetkilisi sıfatıyla ifadesinin alınmadığınu, fiili olarak 18.10.2015 tarihinde el konulan araca hukuka aykırı olarak 5 yıl geçtikten sonra el koyma kararı verildiğini ve bu kararında tebliğ edilmediğini, bu nedenle süresinde itirazda bulunulamadığını, müsadereye konu kepçenin müvekkili şirkete ait olup şirkete ait diğer araçlarla birlikte Bahçebaşı Mah. Barış Bulvarı üzerinde bulunmakta iken ilçede sokağa çıkma yasağı ilan edildiğini, araştırmalar neticesinde aracın İlçe Emniyet Müdürlüğü önünde olduğu bilgisine ulaşıldığını, …’ın gerekli talep dilekçelerini sunmasına rağmen taleplerinin değerlendirilmediği, aracın o tarihlerde müvekkilinin rızası ve bilgisi dışında bulunduğu yerden alındığından el koyma işleminin usulüne göre yapılmadığı, akabinde yapılan tebligatın usulsüz olduğu, yine kepçenin mevcut durumda müsaderesinin hukuka aykırı olacağından müsadere kararının kaldırılması istenmiştir.
Mardin 1.Sulh Ceza Hakimliğinin, 22.12.2020 tarih, 2020/3248 değişik iş sayılı kararı ile özetle, hakimliğin 24.07.2020 tarih 2020/1660 değişik iş sayılı kararına … ve şirket vekili tarafından itiraz edilmekle yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda, …’a yapılan tebliğatın usulsüz olduğu yine söz konusu kepçenin kayıtlarından görüleceği üzere Ektar İnşaat Nakliye Turizm Tarım Sanayi ve Ticaret Limited şirketine ait olduğu, söz konusu şirkete müsadereye ilişkin herhangi bir tebligat yapılmadığı, şirketin kendisini vekil ile temsil ettirdiği, kanuna göre vekille takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılacağı, bu haliyle müsadere kararının usulüne uygun olarak kesinleşmediği ve itiraz süresinin bu haliyle öğrenme tarihinden başlayacağı ve süresinde olduğunun kabulü ile bahsi geçen ve suç eşyası olduğu değerlendirilen eşyanın malikinin dosyada şüpheli sıfatıyla bulunmadığı, 21.11.2016 tarihli ifade tutanağı, 24.07.2016 tarihli kolluk tutanağı, 01.10.2015 tarihli tespit tutanağı ve diğer deliller birlikte değerlendirilip TCK’nın 54/1 maddesi nazara alındığında dosyadaki mevcut deliller itibari ile müsadere kararının bu aşamada hakkaniyete aykırılık teşkil edebileceği ve telafisi imkansız zararlara sebebiyet verebileceği, soruşturmanın halen devam ettiği anlaşılmakla müsadere kararının kaldırılmasına itiraz yolu açık olmak üzere karar verilmiştir.
El koyma kararını 189684 sicilli hakim; bu kararın kaldırılmasına dair mercii kararını 190330 sicilli hakim; müsadere kararını 179344 sicilli hakim, iş bu kararın kaldırılmasına dair kararı ise 189684 sicilli hakim vermiştir.
26.01.2021 tarihli dilekçesi ile Av. … verilen kararlar gereği iş makinasının vekaleten tarafına teslimini istemiştir.
Mardin Cumhuriyet Başsavcılığının 07.01.2021 tarih 2018/14410 soruşturma sayılı müzekkeresi ile 2015-2016 yıllarında meydana gelen hendek barikat olaylarında terör örgütü mensupları tarafından kullanıldığı tespit edilen ve kolluk tutanaklarına göre sarı renkli üzerinde CAT ibaresi bulunan CAR0434ELFSH01091- numaralı seri no:7K2446 Supplier Ref:991790-1 Customer Ref:293-5073S01 ibareleri bulunan, yapılan araştırma neticesinde 07/10/2015 tarihli satış sözleşmesi uyarınca Ektar İnşaat Nakliye Turizm Tarım Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi yetkilisi …’a ait olduğu tespit edilen, ruhsat bilgilerine göre; 34-08-9416 tescil plakalı, Şasi Seri No:FSH01091 CRS526505 motor seri numaralı, 2008 model Zenyol İnş. Nakliye Gıda Pet. Temizlik Enerji Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’ne ait lastikli kepçenin ruhsat bilgilerinin tespit edilmesi ile buna ilişkin olarak hazırlanacak olan evrakın gönderilmesi, Batman Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığından istenmiştir.
08.01.2021 tarihli Batman Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığının yazısı ile üzerinde haciz kaydı bulunan kepçeye ilişkin aktif takyidat bilgileri Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiştir.
Mardin Cumhuriyet Başsavcılığının 26.01.2021 tarih 2018/14410 soruşturma sayılı müzekkeresi ile soruşturmaya esas olmak üzere suçta kullanıldığı değerlendirildiğinden, 07.10.2015 tarihli satış sözleşmesi uyarınca Ektar İnşaat Nakliye Turizm Tarım Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi yetkilisi …’a ait olduğu tespit edilen, ruhsat bilgilerine göre Zenyol İnş. Nakliye Gıda Pet. Temizlik Enerji Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’ne ait olduğu 08.01.2021 tarihli yazı ile bildirilip, ruhsat bilgileri gönderilen kepçeye satılamaz ve devredilemez şerhi verilmesi Batman Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığından istenmiştir.
Batman Ticaret ve Sanayi Odasının 02.02.2021 tarihli yazısı ile firmaya ait iş makinasına satılamaz ve devredilemez şerhi konulduğu bildirilmiştir.
12.02.2021 tarihli teslim tesellüm tutanağına göre, Mardin Anayasal Düzene İşlenen Suçlar Soruşturma Bürosunca yürütülmekte olan 2018/14410 soruşturma kapsamında verilen 12.02.2021 talimat gereği …’la birlikte belediye deposuna çekilmiş olan kepçenin iadesi için, Dargeçit Belediyesi deposuna gidilmiş, hazirun eşliğinde bahse konu iş makinası ve bütün parçaları ile birlikte eksiksiz olarak şirket yetlilisi …’a teslim edilmiştir.
08.04.2021 tarihli dilekçesi ile de Av. Ömer İpek Cumhuriyet başsavcılığından, şirket ve müvekkilinin mağduriyetinin giderilmesi için söz konusu şerhin kaldırılmasını istemiştir.
Mardin Cumhuriyet Başsavcılığı, 24.06.2021 tarih, 2018/14410 soruşturma, 2021/20 fezleke nolu yazısı ile Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne, müştekiler … ve Mehmet Cüneyt Gündüz, malen sorumlunun ise Ektar İnş.Nak.Turz.Tar.San.ve Tic.Ltd.Şti olduğu belirtilerek özetle, söz konusu kepçenin Dargeçit’te meydana gelen ve terör örgütü mensuplarınca gerçekleştirilen hendek barikat eylemleri sırasında kullanıldığı değerlendirilerek kolluk güçlerince muhafaza altına alındığı ve daha sonra suçta kullanıldığı değerlendirilerek el koyma talebinde bulunulduğu, Sulh Ceza Mahkemesince de el konulması yönünde de karar verildiği ancak itiraz sonrası bu kararın, kanunda belirtilen sürede onama talebinde bulunulmadığı gerekçesiyle kaldırıldığı ancak söz konusu kepçenin olay tarihinde muhafaza altına alındığı, Cumhuriyet savcısı tarafından gecikmesinde sakınca bulunan hal kapsamında verilen bir kararın mevcut olmadığı dolayısıyla Sulh Ceza Hakimliğinin kararında değinildiği üzere söz konusu kepçeye ilişkin gecikmesinde sakınca bulunan hal kapsamında verilmiş bir el koyma kararının olmaması sebebiyle onaylamaya konu bir karardan bahsedilemeyeceği, bu bakımdan 24.12.2020 tarih ve 2020/3374 değişik iş sayılı kararın usul ve yasaya aykırı olduğundan kanun yararına bozulması ihbar edilmiştir.
Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 11.01.2022 tarih ve 94660652- 105- 47-14146-2021-Kyb sayılı yazısı ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca Mardin 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 24.12.2020 tarihli ve 2020/3374 değişik iş sayılı kararının bozulması istenmiştir.
III-KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNE İLİŞKİN UYUŞMAZLIĞIN KAPSAMI:
Suçta kullanıldığı iddiasıyla kolluk tarafından 18.10.2015 tarihinde muhafaza altına alınan ve fakat iş bu fiili el koyma işleminin, CMK 127/3 maddesinde öngörülen 24 saat içinde görevli hakimin onayına sunulmadığı halde hakkında icra olunmuş bir ceza soruşturması ya da kovuşturması bulunmayan müştekiye de iade edilmeden bilahare talep üzerine 16.07.2020 tarihinde verilen el konulma kararının kaldırılmasına ilişkin mercii kararında isabet bulunup bulunmadığına dairdir.
IV- HUKUKİ MEVZUAT:
A- Yasal düzenlemeler şöyledir;
a-) 2709 sayılı T.C Anayasası
Özel hayatın gizliliği
Madde 20 – Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz. (Mülga üçüncü cümle: 3/10/2001- 4709/5 md.)
(Değişik fıkra: 3/10/2001-4709/5 md.) Millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlakın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya birkaçına bağlı olarak, usulüne göre verilmiş hakim kararı olmadıkça; yine bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça; kimsenin üstü, özel kâğıtları ve eşyası aranamaz ve bunlara el konulamaz. Yetkili merciin kararı yirmidört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur.
Hakim, kararını el koymadan itibaren kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde, el koyma kendiliğinden kalkar….
Mülkiyet hakkı
Madde 35- Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir.
Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir.
Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz.
Suç ve cezalara ilişkin esaslar
Madde 38 -…
Ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur.
…
(Ek fıkra: 3/10/2001-4709/15 md.) Kanuna aykırı olarak elde edilmiş bulgular, delil olarak kabul edilemez.
b-) 5237 sayılı TCK;
Eşya müsaderesi
Madde 54- (1) İyiniyetli üçüncü kişilere ait olmamak koşuluyla, kasıtlı bir suçun işlenmesinde kullanılan veya suçun işlenmesine tahsis edilen ya da suçtan meydana gelen eşyanın müsaderesine hükmolunur. Suçun işlenmesinde kullanılmak üzere hazırlanan eşya, kamu güvenliği, kamu sağlığı veya genel ahlak açısından tehlikeli olması durumunda müsadere edilir. (Ek cümle: 24/11/2016-6763/11 md.) Eşyanın üzerinde iyiniyetli üçüncü kişiler lehine tesis edilmiş sınırlı ayni hakkın bulunması hâlinde müsadere kararı, bu hak saklı kalmak şartıyla verilir.
(2) Birinci fıkra kapsamına giren eşyanın, ortadan kaldırılması, elden çıkarılması, tüketilmesi veya müsaderesinin başka bir surette imkansız kılınması halinde; bu eşyanın değeri kadar para tutarının müsaderesine karar verilir.
(3) Suçta kullanılan eşyanın müsadere edilmesinin işlenen suça nazaran daha ağır sonuçlar doğuracağı ve bu nedenle hakkaniyete aykırı olacağı anlaşıldığında, müsaderesine hükmedilmeyebilir.
(4) Üretimi, bulundurulması, kullanılması, taşınması, alım ve satımı suç oluşturan eşya, müsadere edilir.
(5) Bir şeyin sadece bazı kısımlarının müsaderesi gerektiğinde, tümüne zarar verilmeksizin bu kısmı ayırmak olanaklı ise, sadece bu kısmın müsaderesine karar verilir.
(6) Birden fazla kişinin paydaş olduğu eşya ile ilgili olarak, sadece suça iştirak eden kişinin payının müsaderesine hükmolunur.
c-) 5271 sayılı CMK;
Eşya veya kazancın muhafaza altına alınması ve bunlara elkonulması
Madde 123 – (1) İspat aracı olarak yararlı görülen ya da eşya veya kazanç müsaderesinin konusunu oluşturan malvarlığı değerleri, muhafaza altına alınır.
(2) Yanında bulunduran kişinin rızasıyla teslim etmediği bu tür eşyaya elkonulabilir.
(3) (Ek:27/12/2020-7262/19 md.) Muhafaza altına alınan veya elkonulan eşya ya da malvarlığı değerlerinin kıymeti tespit edilir.
Elkoyma kararını verme yetkisi
Madde 127-(1) (Değişik: 25/5/2005 – 5353/16 md.) Hâkim kararı üzerine veya gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısının, Cumhuriyet savcısına ulaşılamadığı hallerde ise kolluk amirinin yazılı emri ile kolluk görevlileri, elkoyma işlemini gerçekleştirebilir.
(2) Kolluk görevlisinin açık kimliği, elkoyma işlemine ilişkin tutanağa geçirilir.
(3) (Değişik: 25/5/2005 – 5353/16 md.) Hâkim kararı olmaksızın yapılan elkoyma işlemi, yirmidört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını elkoymadan itibaren kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde elkoyma kendiliğinden kalkar.
(4) Zilyedliğinde bulunan eşya veya diğer malvarlığı değerlerine elkonulan kimse, hakimden her zaman bu konuda bir karar verilmesini isteyebilir.
(5) Elkoyma işlemi, suçtan zarar gören mağdura gecikmeksizin bildirilir.
….
Taşınmazlara, hak ve alacaklara elkoyma
Madde 128 -Soruşturma veya kovuşturma konusu suçun işlendiğine ve bu suçlardan elde edildiğine dair somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebebi bulunan hallerde, şüpheli veya sanığa ait;
…
b) Kara, deniz veya hava ulaşım araçlarına,
… Elkonulabilir. Somut olarak belirlenen bu taşınmaz, hak, alacak ve diğer malvarlığı değerlerinin şüpheli veya sanıktan başka bir kişinin zilyetliğinde bulunması halinde dahi, elkoyma işlemi yapılabilir…
(4) Kara, deniz ve hava ulaşım araçları hakkında verilen elkoyma kararı, bu araçların kayıtlı bulunduğu sicile şerh verilmek suretiyle icra olunur.
Elkonulan eşyanın iadesi
Madde 131 – (1) Şüpheliye, sanığa veya üçüncü kişilere ait elkonulmuş eşyanın, soruşturma ve kovuşturma bakımından muhafazasına gerek kalmaması veya müsadereye tabi tutulmayacağının anlaşılması halinde, resen veya istem üzerine geri verilmesine Cumhuriyet savcısı, hakim veya mahkeme tarafından karar verilir. İstemin reddi kararlarına itiraz edilebilir.
(2) 128 inci madde hükümlerine göre elkonulan eşya veya diğer malvarlığı değerleri, suçtan zarar gören mağdura ait olması ve bunlara delil olarak artık ihtiyaç bulunmaması halinde, sahibine iade edilir.
d-) 2559 sayılı Kanun;
Önleme araması
Madde 9- (Değişik: 2/6/2007-5681/3 md.)
Polis, tehlikenin veya suç işlenmesinin önlenmesi amacıyla usulüne göre verilmiş sulh ceza hakiminin kararı veya bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde mülki amirin vereceği yazılı emirle; kişilerin üstlerini, araçlarını, özel kağıtlarını ve eşyasını arar; alınması gereken tedbirleri alır, suç delillerini koruma altına alarak 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre gerekli işlemleri yapar.
Önleme aramasının sonucu, arama kararı veya emri veren merci veya makama bir tutanakla bildirilir.
Adli görev ve yetkiler
Ek madde 6- (Değişik: 2/6/2007 – 5681/5 md.)
Polis, bu maddede yazılı görevlerinin yanında, Ceza Muhakemesi Kanunu ve diğer mevzuatta yazılı soruşturma işlemlerine ilişkin görevleri de yerine getirir.
Polis, bir suça ilişkin olarak kendisine yapılan sözlü ihbar ve şikâyetleri ve görevi sırasında öğrendiği suça ilişkin bilgileri yazılı hale getirir.
Edinilen bilgi veya alınan ihbar veya şikâyet üzerine veya kendiliğinden bir suçla karşılaşan polis, olay yerinde kişilerin ve toplumun sağlığına, vücut bütünlüğüne veya malvarlığına zarar gelmemesi ve suçun delillerinin kaybolmaması ya da bozulmaması için derhal gerekli tedbirleri alır.
Bir suç işlendiği veya işlenmekte olduğu bilgisini edinen polis, olay yerinin korunması, delillerin tespiti, kaybolmaması ya da bozulmaması için acele tedbirleri aldıktan sonra el koyduğu olayları, yakalanan kişiler ile uygulanan tedbirleri derhal Cumhuriyet savcısına bildirir ve Cumhuriyet savcısının emri doğrultusunda işin aydınlatılması için gerekli soruşturma işlemlerini yapar.
…
Polis, suçun delillerini tespit etmek amacıyla, Cumhuriyet savcısının emriyle olay yerinde gerekli inceleme ve teknik araştırmaları yapar, delilleri tespit eder, muhafaza altına alır ve incelenmek üzere ilgili yerlere gönderir.
Olay yeri dışında kalan ve o suça ilişkin delil elde edilebileceği yönünde kuvvetli şüphe sebebi bulunan konut, işyeri ve kamuya açık olmayan kapalı alanlarda yapılacak işlemler için Ceza Muhakemesi Kanununun arama ve elkoymaya ilişkin hükümleri uygulanır.
…
E-) İlgili Yönetmelikler;
ı-) 23 Mart 2016 tarih ve 29662 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan suç eşyası yönetmeliği;
Suç eşyasının muhafaza altına alınması ve elkonulması
Madde 5- (1) İspat aracı olarak yararlı görülen ya da eşya veya kazanç müsaderesinin konusunu oluşturan malvarlığı değerleri, muhafaza altına alınır. Yanında bulunduran kişinin rızasıyla teslim etmediği bu tür eşyaya elkonulabilir.
(2) Hakim kararı üzerine veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının, Cumhuriyet savcısına ulaşılamadığı hallerde ise kolluk amirinin yazılı emri ile elkoyma işlemini yapan kolluk görevlilerince, suç eşyasına elkonulduğuna dair bir tutanak düzenlenir.
(3) Elkoyma tutanağına; elkonulan eşyanın cinsi, miktarı, üzerindeki işaret, yazı ve numaraları, tür, marka, model ve ölçü gibi benzerlerinden ayırt etmeye elverişli bütün nitelikleri, takdir ettirilen değeri, hangi suçtan dolayı kimden, nereden ve ne suretle alınmış olduğu, soruşturma evrakı numarası, hazır olan mağdur, suçtan zarar
gören, şüpheli veya sanık ile bunların vekil ya da müdafiinin, bilirkişi ve tanıklar ile huzurda bulunan diğer kişilerin ve elkoyma işlemini yapan kolluk görevlilerinin açık kimlikleri, işlemin yeri, tarihi ve saati yazılır; ilgililerin imzası, imza bilmeyenlerin parmak izi alınır; okuma ve yazma bilen şahısların ad, soyadı ve adresleri kendi el yazıları ile yazdırılır, bu şekilde düzenlenen tutanak, soruşturma evrakına eklenir.
(4) Elkonulan eşya, fiziksel özelliklerine uygun şekilde tasnifi yapılarak naylon torba, bez torba, zarf, şişe, kavanoz veya madeni kutu gibi temiz bir yere yerleştirilir, ambalaj içine konulur ve dikişsiz ya da içten makine dikişli torba, yekpare bez, sandık, zarf veya kutulara yerleştirilir. Bu şekilde ambalajlandıktan sonra, ambalajın ebadına, delillerin mahiyetine göre, tel, sicim, ip veya uygun görülen benzerleri ile bağlanıp açıldığında yeniden kullanılamayacak derecede bozulan ve açıldığı belli olan mühür bandı, kurşun veya mum ile mühürlenir; ayrıca, suç eşyasına bağlanan etiket üzerine eşyanın cinsi, miktarı, kimden alındığı ve soruşturma evrakının numarası yazılmak suretiyle Cumhuriyet başsavcılığına tevdi edilir.
(5) Hâkim kararı olmaksızın yapılan elkoyma işlemi yirmi dört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını elkoymadan itibaren kırk sekiz saat içinde açıklar; aksi hâlde elkoyma kendiliğinden kalkar. Elkonulan eşyanın bu süre içerisinde muhafazası için gerekli tedbirler, Cumhuriyet başsavcılığınca alınır.
(6) Elkoyma işlemi, suçtan zarar gören mağdura Cumhuriyet başsavcılığınca gecikmeksizin bildirilir.
(7) Elkonulan eşyanın teslim alınmasına dair işlemler Cumhuriyet savcısının talimatı doğrultusunda emanet memurunca yerine getirilir. Bulunmadığı takdirde Cumhuriyet başsavcılığınca görevlendirilecek personel tarafından tutanakla teslim alınarak en kısa zamanda emanet bürosuna teslim edilir.
(8) Elkoyma tutanağındaki bilgilerin doğruluğundan tereddüt edilir ise teslim alan görevli veya emanet memuru eşyayı getiren ile birlikte suç eşyasına ve delil özelliğine zarar vermeyecek şekilde mührü sökerek veya ambalajı açarak eşyayı inceleyip, bu hususu tutanakla tespit edip, mutabakat sağlandıktan sonra yeniden mühürler.
(9) Zilyetliğinde bulunan eşya veya diğer malvarlığı değerlerine elkonulan kimse, hâkimden her zaman elkoymanın kaldırılması konusunda bir karar verilmesini isteyebilir.
(10) Cumhuriyet savcıları tarafından bizzat yapılan soruşturma kapsamında elkoyma işlemi gerçekleştirildiğinde veya kovuşturma aşamasında tevdi edilen suç eşyası bakımından da yukarıdaki işlemler aynen yerine getirilir.
Kara, deniz ve hava araçlarına ilişkin işlemler
Madde 12 – (1) Özel düzenleme bulunmayan hâllerde fiilen elkonulması gereken kara, deniz ve hava araçlarının teslim alınmasına dair işlemler Cumhuriyet savcısının talimatı doğrultusunda emanet bürosunca yerine getirilir.
(2) Elkonulan kara, deniz ve hava araçlarının, emanet bürosuna girişi ve bu konu ile ilgili kayıt işlemleri, 6 ncı madde gereğince yapıldıktan sonra, mahallin en
büyük mal memurluğuna, ilgili mahkemelerce ve Cumhuriyet başsavcılıklarınca yazılı olarak istendiğinde iade edilmek üzere, tüm bilgileri içeren bir tutanakla derhâl teslim edilir. Bu tutanak üç nüsha olarak düzenlenir. Bir nüshası teslim alana verilir, diğer nüshalarından biri emanet bürosunda, biri de Cumhuriyet başsavcılığında saklanır. Mahallin en büyük mal memurluğuna teslim olunan eşyanın, Cumhuriyet başsavcılığı ve mahkemelerce istenmesi hâlinde, depodan alınma ve depoya iade işlemi; mahallin en büyük mal memurluğuna hitaben yazılıp, emanet memuru ile birlikte Cumhuriyet savcısının imzalarını taşıyan ve eşyanın emanet memuruna teslimini öngören bir yazıya müsteniden yapılır. Mahallin en büyük mal memurluğuna teslim edilen eşya ile ilgili bilgiler, suç eşyası esas kaydındaki özel sütununa da işlenir.
ıı-) 01.06.2005 tarih ve 25832 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliği;
Tanımlar
Madde 4 – Bu Yönetmelikte geçen deyimlerden;
Araç: Her türlü nakil vasıta ve taşıtlarını,
Cumhuriyet savcısı: Yetkili Cumhuriyet savcısını,
El koyma: Suçun veya tehlikelerin önlenmesi amacıyla veya suçun delili olabileceği veya müsadereye tâbi olduğu için, bir eşya üzerinde, rızası olmamasına rağmen, zilyedin tasarruf yetkisinin kaldırılması işlemini,
…Gecikmesinde sakınca bulunan hâl:
a) Adli aramalar bakımından; derhâl işlem yapılmadığı takdirde suçun iz, eser, emare ve delillerinin kaybolması veya şüphelinin kaçması veya kimliğinin tespit edilememesi ihtimâlinin ortaya çıkması ve gerektiğinde hâkimden karar almak için vakit bulunmaması hâlini,
b) Önleme aramaları bakımından; derhâl işlem yapılmadığı takdirde, millî güvenlik ve kamu düzeninin, genel sağlık ve genel ahlâkın veya başkalarının hak ve hürriyetlerinin korunmasının tehlikeye girmesi veya zarar görmesi, suç işlenmesinin önlenememesi, taşınması veya bulundurulması yasak olan her türlü silâh, patlayıcı madde veya eşyanın tespit edilememesi ihtimâlinin ortaya çıkması ve gerektiğinde hâkimden karar almak için vakit bulunmaması hâlini,
Hakim: Yetkili sulh ceza hâkimini veya hâkimi,
Kolluk: Jandarma, polis, sahil güvenlik ve gümrük muhafaza görevlilerini,
Kolluk âmiri: Konuyla ilgili yetkili ve görevli olan kolluk biriminin âmirini,
Koruma altına alma: Suçun veya tehlikelerin önlenmesi ya da delil olabilecek veya müsadereye tâbi olan yahut güvenliğin sağlanması amacıyla, eşyayı zilyedinin kendiliğinden vermesini veya el konulana kadar geçici olarak alıkoymayı,
Suçüstü:
a) İşlenmekte olan suçu,
b) Henüz işlenmiş olan fiil ile fiilin işlenmesinden hemen sonra kolluk, suçtan zarar gören veya başkaları tarafından takip edilerek yakalanan kişinin işlediği suçu,
c) Fiilin pek az önce işlendiğini gösteren eşya veya delille yakalanan kimsenin işlediği suçu,
ifade eder.
B-) İlgili maddelerin gerekçeleri;
I-) 5271 sayılı CMK’nın;
123 maddesi gerekçesi;
Madde 91. – Madde, kamu davasında suçun ispatı bakımından yararlı görülen veya müsadereye veya Devletin mülkiyetine geçmesi yaptırımına tabi olan eşyanın muhafazası veya başka bir şekilde güvence altına alınması yetkisini vermektedir. Eşyanın önce yanında bulundurandan teslimi istenecek, vermezse eşyaya elkonulabilecektir. Elkoyma terimi tasarıda zapt yerine kullanılmakta ve rıza bulunmayan hallerde zorla şeyi alma yetkisini ifade etmektedir.
Madde böylece önemli bir koruma tedbirine yer vermiş olmaktadır.
İstenen eşyayı vermeyenler hakkındaki yaptırım 92 nci maddede gösterilmiştir.
Komisyonun değişiklik gerekçesi
Tasarının 91 inci maddesinin başlığı “Eşya veya kazancın muhafaza altına alınması ve bunlara elkonulması” olarak değiştirilmiş, birinci fıkra 5237 sayılı Türk Ceza Kanununa uyumlu hale getirilmiş ve 123 üncü madde olarak kabul edilmiştir.
124. Madde gerekçesi;
Taslağın gerekçesi
Madde 92. – Madde, 91 inci maddede yer alan koruma tedbirine uymayanlara uygulanacak yaptırımları göstermektedir.
Maddeye göre teslimi istenen şeyleri yanında bulunduranlar, istem üzerine bu şeyi göstermez veya teslim etmezlerse, haklarında 62 nci maddede yer alan disiplin hapsi uygulanacaktır.
Tanıklıktan çekinebilecek olan kişilere tanınan ayrıcalık, Anayasamızın 38 inci maddesinin beşinci fıkrasında yer alan, “Hiç kimse kendisini ve kanunda gösterilen yakınlarını suçlayan bir beyanda bulunmaya veya bu yolda delil göstermeye zorlanamaz.” kuralının ifadesi olduğundan, tanıklıktan çekinebilecekler hakkında disiplin hapsinin uygulanamayacağı son fıkrada açıkça belirtilmiştir.
Komisyonun değişiklik gerekçesi
Tasarının 92 nci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları birleştirilmiş ve redaksiyona tabi tutularak 124 üncü madde olarak kabul edilmiştir.
127.madde gerekçesi;
Taslağın gerekçesi
Madde 95.- İspat aracı olarak yararlı görülen veya müsadereye tabi eşyayı yanında bulunduran kişi bunu rızası ile teslim etmediği takdirde bu tür eşyaya zor kullanılarak elkonulabileceği yukarıdaki maddelerde belirtilmiştir.
Maddede bu eşyaya hangi merciin kararı ile elkonulacağı gösterilmektedir. Maddenin birinci fıkrasına göre, zor kullanarak elkoymaya esasta hakim karar verecektir. Kişinin rızası olmadan eşyasına elkonulması o eşya üzerindeki tasarruf hakkını kaldırmış olacağından, zorla elkoymaya hakim karar vermelidir. Diğer yönden elkoyma, delilleri koruma açısından önemli olduğu için, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısı ve bunların yardımcısı sıfatıyla emirlerini yerine getirmeye memur olan kolluk görevlileri de Cumhuriyet savcısının veya kolluk amirinin yazılı emri ile zor kullanarak elkoyma işlemini gerçekleştirebileceklerdir. Elkoyma ile ilgili düzenlenecek tutanağa bu işlemi yapan kolluk görevlisinin açık kimliği yazılacaktır. Elkoyma hakim kararı olmadan, yetkili merciin başka bir ifadeyle Cumhuriyet savcısının veya kolluk amirinin yazılı emriyle gerçekleştirilmiş ise bu karar yirmidört saat içinde hakimin onayına sunulacaktır. Onaya sunma durumunda hâkimin kararını elkoymadan itibaren kırksekiz saat içinde açıklayacağı aksi halde elkoymanın kendiliğinden kalkacağı da birinci fıkrada ayrıca belirtilmek suretiyle 03/10/2001 tarihli ve 4709 sayılı Kanunla Anayasanın 20’nci maddesinde yapılan değişikliğe uygulama yeteneği kazandırılması amaçlanmıştır.
Hakimin kararı olmaksızın yapılan elkoyma işleminin, birinci fıkrada belirtilenler dışında hangi hâllerde hâkimin onayına sunulacağı hangi hallerde hâkimden bu hususta bir karar vermesinin istenebileceği maddenin ikinci ve üçüncü fıkralarında gösterilmiştir. Elkoyma işlemi sırasında ilgili kişi veya bunun ayırt etme gücüne sahip hısımlarından birinin hazır bulunmadığı veya bunlardan biri veya avukatı hazır bulunup da elkoyma işlemine karşı çıktığı takdirde, elkoyma işlemi yirmidört saat içinde hakimin onayına sunulacaktır.
Maddenin üçüncü fıkrasında, elkonulan eşya yanında bulunan kişi, kendi nezdindeki eşyaya elkonulduğu, dolayısıyla tasarruf yetkisinin kaldırılmasından etkilendiği için, hakime başvurarak bu hususta yani elkoymanın gerekip gerekmediği hakkında bir karar vermesini isteyebilecektir.
Maddenin ikinci ve üçüncü fıkralarında belirtilen hâllerde:
1. Kamu davası açılmış ise karar verme yetkisi, kuşkusuz kamu davasına bakan hâkim veya mahkemeye aittir.
2. Henüz kamu davası açılmamış ise karar verme yetkisi, elkoyma işleminin yapıldığı yerin sulh ceza hâkimine ait olacaktır.
Kamu davası açıldıktan sonra da, delillerin korunmasının zorunlu olduğu hâllerde, Cumhuriyet savcısı ve bunların yardımcısı sıfatıyla emirlerini yerine getirmeye memur olan kolluk görevlileri tarafından bir kısım eşyaya elkonulabilecektir. Bu takdirde davaya bakan hâkim veya mahkemeye hemen ve her hâlde en geç yirmidört saat içinde bilgi verilecek ve eşya, hâkim veya mahkemenin emri gereğince işleme tâbi tutulmak üzere hazır bulundurulacaktır. Maddenin beşinci fıkrası bu hususu düzenlemektedir.
Maddenin altıncı fıkrası ise askerî mahâlde yapılacak elkoymaya ilişkin hükümleri düzenlemektedir…
Komisyonun değişiklik gerekçesi
Tasarının 95’inci maddesinin birinci fıkrası üç fıkra olarak yeniden düzenlenmiş, kolluk amirlerinin yazılı emri ile elkoyma hükmü, Anayasanın 20 ve
devamı maddelerinde yapılan düzenlemeye paralel olarak; dört, beş ve son fıkraları genel hükümlerde düzenlenmiş olduğundan gereksiz görülerek metinden çıkarılmış ve 127 nci madde olarak kabul edilmiştir.
II- 5681 Sayılı Polis Vazife ve Salâhiyet Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun
3. madde gerekçesi;
Madde 3- Maddede, PVSK’nın 9’uncu maddesindeki önleme araması hükümleri yeniden düzenlenmektedir.
Birinci fıkraya göre tehlikenin veya suç işlenmesinin önlenmesi amacıyla usulüne göre verilmiş sulh ceza hakiminin kararı veya bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde mülki amirin yazılı emriyle; kişilerin üstlerinde, araçlarında, özel kağıtlarında ve eşyasında önleme araması yapılacağı öngörülmüştür. Polis önleme araması sonucunda; suç oluşturmayan durumlarda gereken tedbirleri alacak; bir suça ilişkin delil elde edilmesi durumunda da kişi ve eşya ile ilgili olarak Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre gerekli işlemleri yapacaktır.
Önleme aramasının yapılabileceği yerler maddenin dördüncü fıkrasında sayılmıştır. Konutta önleme aramasının yapılamayacağı; kamuya açık olmayan işyerleri ve diğer kapalı alanlardaki önleme aramalarının ise ancak hâkim kararıyla yapılabileceği ise beşinci fıkrada hüküm altına alınmıştır. Bu fıkrada geçen kamuya açık olmayan işyerleri ve diğer kapalı alanlar ibaresinden kapalı alan olup da herkesin girip çıkmaya yetkili olmadığı yerler kastedilmiştir. Ayrıca fıkrada yapılan düzenleme ile kişilerin hayatı veya vücut bütünlüğüne karşı işlenmesi muhakkak olarak öngörülen bir suçun önlenmesi ya da işlenmekte olan suçun devamının engellenmesi amacıyla kişilerin konutuna ve işyerine polisin doğrudan girebilmesine imkân sağlanmıştır. Bu halde, imdat veya yardım istenmiş olup olmamasına bakılmaksızın ve herhangi bir emir veya karar aranmaksızın, yukarıdaki sebeplere bağlı olarak kişilerin konutuna veya işyerine girilebilecektir.
Maddenin altıncı fıkrasında, spor karşılaşması, miting, konser, festival, toplantı ve gösteri yürüyüşü ve benzeri toplumsal etkinliklerin düzenlendiği veya aniden toplulukların oluştuğu hallerde gecikmesinde sakınca bulunan hal var sayılacağı, dolayısıyla bu gibi durumlarda mülki amir tarafından verilecek yazılı emirle önleme araması yapılabileceği öngörülmektedir…
5 madde gerekçesi;
Madde ile polisin, suça ilişkin ilk ham bilgiden bir şekilde haberdar olmasından başlayıp, Cumhuriyet savcısını bilgilendirmesine kadar geçecek sürede yapacağı işlemler ile bu aşamadan sonra 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununa göre Cumhuriyet savcısını bilgilendirerek onun emir ve talimatlarına göre suç araştırmasına başlayacağına ilişkin hususlar düzenlenmektedir.
İkinci fıkrada, ihbar ve şikayeti alan polisin öncelikle bu ihbar ve şikayetin, hayatın olağan akışına ve doğal olaylara göre gerçek olup olmadığı veya ihbar konusu olayın gerçekten var olup olmadığına ilişkin çok basit bir ön tetkik yapması hüküm altına alınmaktadır. Bu noktada dikkat edilmesi gereken husus; polise, ihbara ilişkin ceza muhakemesi anlamında bir araştırma yapma yetkisinin verilmediği; ancak, örneğin, ihbar konusu adresin var olup olmadığının, toprağa gömülü bedenin insana mı, yoksa hayvana mı ait olduğunun ya da ihbar konusu suçun işlenmiş olma ihtimalinin olup olmadığının çok kısa ve basit bir şekilde tetkik edilmesi ve neticede bu bilginin doğru olduğu anlaşıldığında, soruşturma işlemlerine başlamadan; Cumhuriyet savcısına bilgi verilmesidir. Bu düzenleme ile güdülen amaç; çok basit bir incelemeyle anlaşılabilecek hususlarda, daha suç olup olmadığını anlamadan her bilgide Cumhuriyet savcısını meşgul etmemek, alınması gereken acil tedbirleri almaktır.
Bu düzenlemenin esas kaynağı da, Ceza Muhakemesi Kanununun 161’inci maddesindeki “Adlî kolluk görevlileri, elkoydukları olayları, yakalanan kişiler ile uygulanan tedbirleri emrinde çalıştıkları Cumhuriyet savcısına derhal bildirmek ve bu Cumhuriyet savcısının adliyeye ilişkin bütün emirlerini gecikmeksizin yerine getirmekle yükümlüdür.” hükmüdür. Bu hükümde yer alan ve Cumhuriyet savcısına derhal bildirilecek olan “elkonulan olaylar, yakalanan kişiler ve uygulanan tedbirler”in neler olabileceğini göstermek amacıyla düzenleme öngörülmüştür. Bunların neler olacağı bu maddede gösterilmiştir. Üçüncü fıkrada, polisin suç işlendiği veya işlenmekte olduğuna ilişkin bilgi edinmesinden sonra yapacağı işlemler tamamen Ceza Muhakemesi Kanununun 161’inci maddesine uygun bir şekilde kaleme alınmış ve olay yerinde gerekli tedbirleri aldıktan sonra, polisin, Cumhuriyet savcısının emir ve talimatları doğrultusunda hareket edeceği hususu vurgulanmıştır.
… Beşinci fıkrada, edinilen bilgi veya alınan ihbar veya şikâyet üzerine veya kendiliğinden bir suçla karşılaşan polisin, olay yerinde kişilerin ve toplumun sağlığına ve vücut bütünlüğüne zarar gelmemesi ve suçun iz, eser, emare veya delillerinin kaybolmaması ya da bozulmaması için derhal gerekli tedbirleri alması hususu yer almaktadır.
Altıncı fıkraya göre, suç teşkil eden olaya, faillere ve tanıklara ilişkin bilgi alınmaya çalışılacak; olay yerindeki kişilerden bu hususta bilgi toplanacaktır.
Yedinci fıkrada ise, Ceza Muhakemesi Kanununun 168’inci maddesine paralel şekilde; olay yerinde görevine ait işlemlere başlayan polisin, bunların yapılmasına engel olan veya yetkisi içinde aldığı tedbirlere aykırı davranan kişileri, işlemler sonuçlanıncaya kadar ve gerektiğinde zor kullanarak bundan men edeceği hususu düzenlenmektedir.
Polisin kişileri yakalamak, elkoymak üzere eşyayı koruma altına almak gibi adlî görev ve yetkileri bakımından Ceza Muhakemesi Kanunundaki hükümler uygulanacağından dolayı; burada ayrıca düzenleme yapılmamıştır.
Ceza Muhakemesi Kanununda olay yeri incelemesine ilişkin bir düzenleme yer almamaktadır. Bu eksikliğin giderilmesi amacıyla ve olay yeri incelemenin polis tarafından yerine getirilen bir işlem olması sebebiyle maddenin sekizinci fıkrasındaki ve devamındaki düzenlemeler yapılmıştır. Maddenin sekizinci fıkrasında, olay yeri incelemesinin tanımı verilmiş ve bu işlemin Cumhuriyet savcısının emriyle yapılacağı hükme bağlanmıştır.
Maddeyle getirilen düzenlemelerden birisi de, olay yeri inceleme işlemi neticesinde elde edilen bulguların muhafaza altına alınmasının öngörülmesidir. Olay yerinde elde edilen ve ispat aracı olarak görülen iz ve bulgular, teknik usullerle transfer edilecek ve muhafaza altına alınacaktır. Muhafaza altına alma, elde edilen veya delil olabilecek iz ve bulguların delil niteliği taşıyıp taşımadığına ilişkin yapılan incelemelerin sonuçlanmasına kadar korunmasını veya üzerinden delil elde edilebilecek eşyanın elkoyma işlemine kadar geçici olarak alıkonulmasını ya da zilyedinin bunları kendiliğinden vermesini ifade etmektedir. Olay yerinde elde edilen iz ve bulgular, gerekli incelemeler tamamlanana kadar, muhafaza altında tutulacaktır. Bulgular üzerinde gerekli inceleme ve laboratuvar analizleri tamamlandıktan sonra, soruşturma dosyasına girmek üzere ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına gönderileceğinden, delil olabilecek ve suç eşyası hükümlerine tabi olabilecek bulgu ve eşyalar için her halde elkoymaya ilişkin işlemler, ilgili Cumhuriyet savcısı tarafından uygulanabilecektir. Olay yeri incelemesi sırasında genellikle, ekonomik değeri olmayan, zilyedin tasarruf veya mülkiyet hakkını ortadan kaldırmayı gerektirmeyen, malvarlığı değerine dönüştürülmeyecek ve suç eşyası hükümlerine de tabi olmayacak nitelikteki iz veya bulgular elde edilmektedir. Örneğin bir gazete kağıdı, cam yüzeyindeki parmak izi, pet şişe ve sigara izmariti gibi bulgular alıkonulmaktadır. Bu bulgular için elkoyma gibi ağır hukuki sonuçları olan tedbir yerine muhafaza altına alma tedbiri uygulanması öngörülmüştür. Ancak, ekonomik değeri olsun veya olmasın, zilyedin elinde bulundurduğu bulgu veya eşyayı vermekten imtina etmesi veya muhafaza altına alma işlemine karşı koyması durumunda ya da doğrudan elkoyma gerektiren durumlarda, usulüne uygun olarak elkoyma işlemi uygulanabilecektir.
…Maddenin dokuzuncu fıkrasında ayrıca, olay yeri incelemesi ile adli arama arasındaki fark ortaya konularak; olay yeri inceleme sırasında, olayın fiilen gerçekleştiği alanların dışında kalan, konut, işyeri ve diğer kapalı alanlarda yapılacak olay yeri inceleme işlemlerinde adli arama ve elkoymaya ilişkin hükümlerin uygulanması gerekeceği düzenlenmiştir. Örneğin bir binanın 13 numaralı dairesinde gerçekleşmiş olan tabanca ile intihar vakasında, 12 numaralı dairesinin kapısının önünde görülen kan izleri olayı aydınlatabilecek bir unsur olarak değerlendirildiğinde, o dairede de inceleme yapma ihtiyacı duyulabilecektir. Bu halde, 12 numaralı dairede yapılacak olay yeri incelemesi için, usulüne uygun olarak verilmiş hâkim veya mahkeme kararı, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de Cumhuriyet savcısının yazılı emri gerekli olacaktır. Ancak bu sınırlama, kamuya açık alanlar ve araç
içerisinde yapılacak incelemeler için söz konusu olmayacaktır. Örneğin, bir evin bahçesinde meydana gelen ölüm olayında, sokağa park edilmiş ve evin bahçesinin sınırları dışında kalan, ancak o olayla ilgili delil bulunabileceği yönünde kuvvetli şüphe bulunan bir otomobil içerisinde de, herhangi bir karar veya yazılı emir aranmaksızın inceleme yapılabilecektir. Ancak burada, kuvvetli şüpheyi haklı kılacak (kan izi, kıl veya araç üzerindeki fiziksel düzensizlikler gibi) somut emarelerin bulunması gerekecektir. Aynı bulguların yandaki başka bir evde bulunması şüphesi olduğunda ise, ikinci fıkra gereğince, Ceza Muhakemesi Kanunu kapsamında arama ve elkoymaya ilişkin hükümler uygulanacaktır.
Komisyonun değişiklik gerekçesi
2559 sayılı Kanunun ek 6 ncı maddesinde değişiklik öngören Teklifin 5 inci maddesinde, ceza adalet sistemine ilişkin metinlerin birbirine uyumunun sağlanması amacıyla değişiklik yapılmıştır.
III- Emsal Kararlar;
ı- Yargıtay 10.Ceza Dairesinin, 07/03/2016 tarih ve 2015/1714 esas, 2016/669 karar sayılı kararı, Adalet Bakanlığı’nın 10/02/2015 tarihli yazısı ile, önleme araması kararına dayanılarak şüpheli M.S’nın üzerinde yapılan arama sonucu ele geçirilen 65 gram esrara el konulmasının onaylanması isteğinin reddi yönündeki Adana 2. Sulh Ceza Hâkimliği’nin kararına yapılan itiraz üzerine, Adana 3. Sulh Ceza Hakimliği’nin 26/12/2014 tarihli değişik iş sayılı “itirazın reddine” ilişkin kararının kanun yararına bozulmasının istendiği; kolluk görevlilerince, önleme araması kararına dayanılarak yapılan arama sonucu şüphelinin üzerinde 65 gram esrar bulunduğu; Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 22/12/2014 tarihinde Adana 2. Sulh Ceza Hakimliği’nden elkoyma (elkoymanın onaylanması) kararı verilmesinin talep edildiği, Adana 2. Sulh Ceza Hakimliği’nce 22/12/2014 tarihinde 2014/2276 değişik iş sayı ile CMK’nın 127. maddesinin 3. fıkrasında, hakim kararı olmaksızın yapılan elkoyma işleminin 24 saat içinde görevli hakimin onayına sunulması gerektiği belirtilerek, “yasal süre içinde yapılmayan elkoyma işleminin onaylanması talebinin reddine” karar verildiği, bu karara Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’nca itiraz edilmesi üzerine, Adana 3. Sulh Ceza Hakimliği’nce 26/12/2014 tarih ve 2014/2692 değişik iş sayı ile, “24 saatlik zaman dilimi geçtikten sonra el koyma işleminin hakim onayına sunulduğu” gerekçesiyle itirazın reddine karar verildiği, bu kapsamda yapılan inceleme neticesinde; “CMK’nın yukarıda belirtilen 123, 127 ve 131. maddeleri hükümlerine göre; bulundurulması ve taşınması başlı başına suç oluşturan bir maddeye kolluk görevlileri tarafından elkonabilmesi için hakim veya Cumhuriyet savcısının ya da kolluk amirinin kararına gerek yoktur. Aynı şekilde, hakim kararı olmaksızın bu tür bir maddeye elkonulması işleminin hakim tarafından onaylanması da gerekli değildir. CMK’nın 123 ve 127.maddeleri uyarınca elkoyma ve elkoymanın onaylanması için karar alınması zorunluluğu; bulundurulması ve taşınması başlı başına suç oluşturan maddelerin dışında kalıp, delil niteliğindeki ya da suçta kullanılan veya suçun işlenmesinden elde edilen eşya ve diğer değerler için geçerlidir.
Bu durumlar karşısında, Adana 2. Sulh Ceza Hâkimliği’nce “sanığın üzerinde yapılan arama sonucu ele geçirilen, bulundurulması ve taşınması başlı başına suç oluşturan esrara elkonulması ya da elkonulmasının onaylanması için hakim kararına gerek olmadığına” karar verilmesi gerekirken, “yasal süre içinde talepte bulunulmadığı” gerekçesiyle “elkoyma işleminin onaylanması talebinin reddine” karar verilmesi isabetsiz olduğundan; Adana 3. Sulh Ceza Hakimliği’nce bu karara yönelik itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesi yasaya aykırı olup kanun yararına bozma talebi bu değişik gerekçeyle yerindedir.” denilmiştir.
ıı- Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 19/11/2018 tarih ve 2018/4959 E., K.2018/10881 K. sayılı kararının ilgili kısmı şöyledir: “… Somut olayda, 5607 sayılı Kanuna aykırılık suçu kapsamında el konulan kamyon iyi niyetli üçüncü kişi konumundaki davacı şirkete ait olduğu anlaşıldıktan sonra da el koyma tedbirinin fiili olarak uygulanmasına devam edilmiştir. El konulan aracın fiilen alıkonulması yerine trafik siciline şerh konulmasının niçin yetersiz kaldığı, 5271 sayılı CMK’nun 128. maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca kara, deniz ve hava ulaşım araçları hakkında verilen el koyma kararlarının sicile şerh verilmek suretiyle icra olunacağı düzenlendiği halde, hangi gerekçe ile araca fiilen el konulduğu, mahkeme kararından anlaşılamamaktadır. Mahkeme davacı şirketi somut olay bakımından iyi niyetli üçüncü kişi konumunda olduğunu kabul ederek aracın kendisine iadesine karar vermiştir. Anayasa Mahkemesinin 20/9/2017 tarih ve 2014/14195 başvuru numaralı kararında da belirtiği üzere suçta kullanılan veya suça konu eşyalara el konulması; bu eşyaların yeniden suçta kullanılmalarının önüne geçilmesi, caydırıcılığın sağlanması ve muhtemel bir müsaderenin sonuçsuz kalmasını önlemek gibi amaçlar taşımaktadır. Bununla birlikte kamu makamlarının söz konusu tedbirleri alırken kişilerin mülkiyet haklarının korunmasını da gözetmeleri gerekmektedir. Fiilen el koyma tedbirinin uygulanması, kişilerin geçici süreyle de olsa mülkünden yoksun bırakılması gibi ağır bir sonuca yol açmaktadır. El konulan aracın müsadere edilemeyeceğinin anlaşılmasına ve davacı şirketin aracının sicil kaydına şerh konulmak suretiyle daha az zarara yol açabilecek bir yolun da varlığına rağmen yargılama sonuna kadar kamyona fiilen el konulması şeklindeki müdahalenin 5271 sayılı CMK’nun 128. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı olduğu gibi ölçülülük ilkesi ile de bağdaşmadığı anlaşılmaktadır. Tüm bu açıklamalar ışığında, davacının tazminat talebi doğrultusunda zararını karşılayacak uygun bir maddi tazminata karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi kanuna aykırıdır.”
V-HUKUKİ DEĞERLENDİRME;
Somut olayın değerlendirmesine geçilmeden önce kamu oyunda Hendek Olayları olarak bilinen ve iş bu uyuşmazlığın ortaya çıktığı döneme ilişkin şu bilginin verilmesinde fayda görülmüştür.
“10. Türkiye’de uzun süredir devam eden, PKK’nın neden olduğu şiddetin ve terör olaylarının sona erdirilmesi amacıyla Hükûmet tarafından … demokratik açılım adı verilen bir süreç başlatılmıştır. Çözüm süreci olarak da isimlendirilen … süreçte şiddet ve terör olayları önemli ölçüde azalmıştır.
Güvenlik güçlerinin daha sonra yayımlanan raporlarına bakılırsa bu dönemde PKK terör örgütü bazı şehirlerde silah ve mühimmat yığınağı yapmış, 2015 yılının ortalarından itibaren terör ve şiddet bu kez şehirlerde baş göstermiştir.
11. Şırnak’ın Cizre, İdil, Silopi ilçeleri; Hakkâri’nin Yüksekova ilçesi; Diyarbakır’ın Silvan, Sur ve Bağlar ilçeleri; Mardin’in Dargeçit, Nusaybin ve Derik ilçeleri ile Muş’un Varto ilçesinde PKK terör örgütü tarafından cadde ve sokaklara hendekler kazılarak barikatlar kurulmuş ve buralara patlayıcılar yerleştirilerek bu yerleşim yerlerinin bir kısmında öz yönetim adı altında hâkimiyet kurulmaya çalışılmıştır. Yaklaşık on ay süren şiddet olayları daha sonra hendek olayları olarak isimlendirilmiştir. Hendek operasyonları, Türk Silahlı Kuvvetleri ve Emniyet Genel Müdürlüğünce PKK mensuplarına karşı ortak olarak gerçekleştirilen, başta Sur, Cizre ve Nusaybin olmak üzere on bir şehirde yürütülen askeri operasyonlardır.
12. Güvenlik güçleri, anılan yerlere halkın giriş ve çıkışını engellemek isteyen terör örgütü mensuplarına operasyon düzenlemiş ve çatışmaya girmiştir. Bu operasyonların gerçekleştirildiği bölgelerin bazılarında sokağa çıkma yasakları uygulanmış ve bazıları geçici süreyle askerî güvenlik bölgesi ilan edilmiştir. Bu kapsamda terör örgütü üyelerinin yakalanarak halkın can ve mal güvenliğinin sağlanması amacıyla anılan il ve ilçelerin bir kısmında sokağa çıkma yasakları ilan edilmiş fakat güvenlik güçlerince yürütülen operasyonların sona ermesinin ardından söz konusu yasaklar kaldırılmıştır.
13. Aylarca devam eden bu operasyon ve çatışmalar sırasında yaşanan kayıpların büyüklüğü konusunda 2016 yılının Mayıs ayında bazı resmi görevlilerin açıklamalarına göre en az 2.500 terörist öldürülmüş, 480 güvenlik görevlisi de şehit olmuş, ayrıca 4.000’in üzerinde güvenlik görevlisi de yaralanmıştır. Açık kaynaklarda yer alan, resmi olmayan ve doğrulanmamış bazı açıklamalara göre 100’ün üzerinde sivil hayatını kaybetmiş, 1.000’in üzerinde sivil ise yaralanmıştır. Buna ilave olarak en az 400 bin kişinin çatışma bölgelerinden başka bölgelere göç etmek zorunda kaldığı ileri sürülmüştür.
Kesin rakamların yer aldığı resmî bir açıklama bulunmadığı gibi bu konuda güvenilir ve bağımsız herhangi bir rapor da Anayasa Mahkemesinin bilgisine sunulmamıştır.”(Anayasa Mahkemesinin Ayşe Çelik başvurusuna ilişkin B. No: 2017/36722, 9/5/2019,10-13 sayılı kararı)
Soruşturma, kanuna göre yetkili mercilerce suç şüphesinin öğrenilmesinden iddianamenin kabulüne kadar geçen evreyi ifade eder (5271 sayılı CMK’nın, “Tanımlar” başlığını taşıyan 2. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendi).
Tanımlarda, soruşturma evresinin suç şüphesinin yetkili mercilerce öğrenilmesi ile başlayacağı kabul edilmiş, ancak yetkili mercilerin kim olduğu hususunda bir açıklamaya yer verilmemiştir. Soruşturmayı yapacak merciin ilke olarak Cumhuriyet savcısı olacağı Kanunda yer alan diğer hükümlerden açıkça anlaşılmaktadır. Ancak ayrıksı durumlarda yetkili mercinin soruşturmayı başlatması olanağı bulunduğundan,tanımlama yapılırken “yetkili merciler”den söz edilmiş olması, yasama tekniğinin bir gereğidir. Nitekim, 160. madde de Cumhuriyet savcısının suçun işlendiğini öğrenmesi halinden söz edilmiş ve bu durumda Cumhuriyet savcısına, kamu davasının açılıp açılmayacağı hususunda araştırma yapma yükümlülüğü getirilmiştir. Yargılama hukukumuzda kovuşturma zorunluluğu ilkesi geçerli olduğundan, soruşturma yapılması bir zorunluluk olarak düzenlenmiş ve bu görev Cumhuriyet savcısına verilmiştir. (Kunter, Yenisey ve Nuhoğlu, Ceza Muhakemesi Hukuku, sh.686 vd.; Doç.Dr. Veli Özer Özbek, Yeni Ceza Muhakemesi Kanununun Anlamı, sh. 685 vd.)
Soruşturmanın Cumhuriyet savcısı tarafından yapılması demek, soruşturmaya ait tüm işlemlerin bizzat Cumhuriyet savcısınca yapılması anlamına gelmemektedir. Denetimi ve gözetimi altında işlemleri kolluğa yaptırılması da mümkündür lakin kişilerin temel hak ve hürriyetlerine müdahaleyi gerektiren durumların ortaya çıkması halinde de Cumhuriyet savcısınca hakime başvurulması zorunludur. İstisnası ise gecikmesinde sakınca olan bir durumun vuku bulmasıdır.
CMK’nın 90 ve devamı maddelerinde düzenlenen koruma tedbirleri, doktrinde birbirine benzer biçimde; ceza muhakemesinin gereği gibi yapılabilmesi veya hükmün infazının mümkün kılınması amacıyla muhakeme sürecinde başvurulabilen ve hükümden önce, gerektiğinde zor kullanmak suretiyle bazı temel hak ve özgürlüklere geçici müdahaleyi gerektiren işlemler olarak tanımlanmaktadır (Şahin 267.sh.).
Maddi hakikatin insan onuruna yaraşır biçimde ortaya çıkarılması ve muhakeme sonunda verilecek hükmün de infaz edilerek adliyenin otorite ve saygınlığının korunması amacı bakımından bir araç olan koruma tedbirlerinin ortak özellikleri, geçici olmaları, kural olarak zorla veya gizli biçimde uygulanmaları, temel hak ve hürriyetlere müdahale oluşturmalarıdır.
CMK madde 123′ e göre kamu davasında suçun ispatı bakımından yararlı görülen veya müsadereye veya Devletin mülkiyetine geçmesi yaptırımına tabi olan eşyanın muhafazası veya başka bir şekilde güvence altına alınması mümkündür. Eşyanın önce yanında bulundurandan teslimi istenecek, vermezse eşyaya elkonulabilecektir. Elkoyma terimi rıza bulunmayan hallerde zorla şeyi alma yetkisini ifade etmektedir.
El koyma ile muhafaza altına alınma birbirinden farklıdır. Delil niteliğinde olan ya da zoralıma tabi eşyanın elinde bulunduran tarafından rızasıyla adliyeye teslim edilmesine muhafaza altına alma denilmektedir. Ancak, gerektiğinde sahipsiz eşyaların da muhafaza alınması gerekebilir. Muhafaza altına alma zora dayanmaması özelliği nedeniyle elkoymadan farklıdır.
Muhafaza altına alma için hakim ya da Cumhuriyet savcısının kararına ihtiyaç yoktur. Kolluk görevlileri kendiliklerinden muhafaza altına alma işlemini yapabilirler. Ayrıca sahipsiz eşya veya sahibi bilinmeyen eşya da muhafaza altına almaya konu oluşturur. Keza, muhafaza altına alma, muhakkak tevdi ve teslim edilebilir bir eşya hakkında söz konusu olmaz. Bu nedenle muhafaza altına alma için, hakim kararı ve savcı emri olmaksızın kolluk kuvvetlerinin yetkili olması doğaldır. Eğer zilyet rızasıyla eşyayı teslim etmezse, zor kullanarak elinden alınır; bu durumda ise artık, elkoymadan söz edilir ve elkoymaya ilişkin kurallar işletilir.
Ayrıca el koyma ile müsadere de birbirinden farklıdır. El konulma geçici ve eylemsel bir önlem olup mülkiyeti sona erdirmemesine karşın, zoralım mahkeme kararına dayalı mülkiyete son veren hukuksal bir işlemdir. El konulma kararının verilebilmesi için kişinin suçu işlediğinin sabit olması gerekmez, şüphe yeterlidir. Müsaderede mülkiyet Devlete geçmektedir. El konulma durumu eşyanın sahibine geri verilmesi ya da zoralım kararı alınması üzerine ortadan kalkar.
Elkoyma kararını kural olarak hakim verir.Hakimin elkoyma kararı vermesi için, kolluğun makul şüphe sebeplerinin oluştuğunu belirten bir raporla Cumhuriyet savcısına başvurması, Cumhuriyet savcısının bunu uygun gördüğü taktirde, sulh ceza hakiminden elkoyma kararı vermesini istemesi olağan prosedürdür (Any.m20/2, CMK 127,).
Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde ise, Cumhuriyet savcısının yazılı emri ile elkoyma işlemi yapılır. Cumhuriyet savcısına ulaşılamayan hallerde ise kolluk amirinin yazılı emri ile kollukça elkoyma işlemi yapılır.(CMK127/1) Cumhuriyet savcısının veya kolluk amirinin yazılı emrinin, 24 saat içinde görevli hakimin onayına sunulması gerekir (CMK127/3). Hakim kararını elkoymadan itibaren 48 saat içinde açıklar. Hakim kararını bu süre içinde açıklamazsa elkoyma işlemi kendiliğinden kalkar.
Hakim kararı ile arama sırasında yapılan elkoyma hukuken mutaber bir işlemdir. Elkoyma kararı tek başına verilebilineceği gibi, arama yetkisi ile birlikte de verilebilir.
Elkoyma işlemi açısından gecikmesinde sakınca bulunan hal; derhal işlem yapılmadığı takdirde suçun iz, eser, emare ve delillerinin kaybolması veya şüphelinin kaçması veya kimliğinin tespit edilememesi ihtimalinin ortaya çıkması ve gerektiğinde hakimden karar almak için vakit bulunmaması halini ifade eder.
Elkoyma kararının veya emrinin, elkoyma işlemi yapılmadan önce mutlaka yazılı olarak verilmiş olması gereklidir.Önce sözlü emir verilip sonradan bu emrin yazı ile teyit edilmesi elkoyma tedbiri bakımından geçerli değildir.
Elkoyma kararlarına karşı her zaman itiraz edilebilir. Elkoymaya maruz kalan kişinin hakimden bu konuda bir karar vermesini isteme yetkisi vardır.
Hakim kararı olmaksızın yapılan elkoyma işlemi, yirmidört saat içinde görevli hakimin onayına sunulur. Hakim, kararını elkoymadan itibaren kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde elkoyma kendiliğinden kalkar.(127/3) Burada ki işlem bakımından “ortadan kalkma” yokluktur.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde:
17.05.2016 tarihli araştırma tutanağında sokağa çıkma yasağı ilanının akabinde yapılan operasyonda olaylarda kullanıldığı tespit edilerek fiilen muhafaza altına alındığı belirtilen ve süreçte kime ait olduğu araştırılan ve fakat iş bu 18.10.2015 tarihli fiili muhafaza altına alma/el koyma işlemine konu, 5271 sayılı CMK’nın 127/3
maddesinde öngörülen 24 saat içinde görevli hakimin onayına sunulmadığı anlaşılan kepçenin zilyetliğinin, 21.11.2016 tarihli ifadesi, 09.07.2020 tarihli dilekçe ve ekleri ile hakkında her hangi bir ceza soruşturması veya kovuşturması da bulunmadığı halde 24.07.2016 tarihlinde müşteki sıfatı ile dinlenen …’a ait olduğuna ilişkin belge ve bilgilerin de sunulması karşısında gerek 18.10.2015 tarihli fiili muhafaza altına alma/el koyma işleminin, gerekse 21.11.2016 ve 09.07.2020 tarihli iade talebini havi beyan ve dilekçe tarihinden itibaren 5271 sayılı CMK’nın 127/3 maddesinde öngörülen 24 saat içinde görevli hakimin onayına sunulmadığı anlaşılan el koyma işleminin, kendiliğinden düştüğü gerekçesine dayanan mercii kararında, özellikle Anayasal teminata sahip temel haklardan olan mülkiyet hakkına müdahalenin devamına ilişkin haklı gerekçelerin etkin bir soruşturma işlemi ile ortaya konamamış olması ve söz konusu aracın bir terör suçunda kullanılması için rızaen verildiğinin yargılama sonunda kanıtlanması halinde ikame değer müsaderesinin de olağan süreçte mümkün bulunmasına nazaran hukuki isabetsizlik yoktur.
VI-SONUÇ: Açıklanan sebeplerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 27.01.2022 tarih ve 2022/7504 sayılı Kanun yararına bozma isteğinin, tebliğnamedeki düşünce de yerinde görülmediğinden, CMK’nın 309. maddesi uyarınca REDDİNE, dosyanın mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 06.12.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.