Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2022/7204 E. 2023/270 K. 24.01.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/7204
KARAR NO : 2023/270
KARAR TARİHİ : 24.01.2023

T. C.
Y A R G I T A Y
3. C E Z A D A İ R E S İ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I

İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2019/496 E., 2019/1116 K.
SUÇ : Silahlı terör örgütüne üye olma
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Kocaeli 5. Ağır Ceza Mahkemesinin, 02.06.2017 tarihli ve 2017/139 Esas, 2017/23 Karar sayılı kararıyla, sanığın dosyada mevcut eylemlerinin Ankara ilinde olduğu, suç yerinin Ankara ili ağır ceza mahkemelerine ait olduğu gerekçesiyle 5271 sayılı CMK’nun 12 ve devamı maddeleri uyarınca yetkisizlik kararı verilmiştir.
2. Ankara 24. Ağır Ceza Mahkemesinin, 17.07.2017 tarihli ve 2017/87 Esas, 2017/4 Karar sayılı kararıyla, sanığın 27.10.2016 tarihinde itibaren …/… İcra müdür yardımcısı olarak görev yapması nedeniyle temadinin Kocaeli ilinde kesildiği, suç yerinin Kocaeli ili ağır ceza mahkemelerine ait olduğu gerekçesiyle 5271 sayılı CMK’nun 12 ve devamı maddeleri uyarınca karşı yetkisizlik kararı verilerek olumsuz yetki uyuşmazlığının çözümü için dosya Yargıtay 5. Ceza Dairesine gönderilmiştir.
3. Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 21.09.2017 tarihli ve 2017/4831 Esas, 2017/3975 Karar sayılı kararıyla, sanığın üzerine atılan suçun niteliğine, iddianamede olayın anlatılış biçimine ve Ankara 24. Ağır Ceza Mahkemesi kararındaki gerekçeye göre, yerinde görülmeyen Kocaeli 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 02.06.2017 tarihli ve 2017/139 Esas, 2017/23 Karar sayılı yetkisizlik kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
4. Kocaeli 5. Ağır Ceza Mahkemesinin, 27.02.2019 tarihli ve 2017/523 Esas, 2019/55 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 314/2, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 3-5/1, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 62, 53/1-2-3, 58/6-9, 63 maddeleri uyarınca 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
5. Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 25.12.2019 tarihli ve 2019/496 Esas, 2019/1116 Karar sayılı kararıyla sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun, 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
6. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 17.01.2022 tarihli ve düzeltilerek onama görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz istemi özetle;
Yerel mahkemece yeterli inceleme ve araştırma yapılmadığına, gizli tanık beyanına mahkeme huzurunda başvurulmadığına, tanık H.Y. ile sanık arasında husumet bulunduğundan itibar edilmemesi gerektiğine, örgüte üye olduğuna dair kesin ve inandırıcı delil olmadığına, beraatine karar verilmesi gerektiğine ve sair sebeplere ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olduğu iddiasıyla Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianame kapsamında mahkemece yapılan yargılama sonunda; ByLock isimli gizli, kriptolu programı kullandığı Kocaeli İl Emniyet Müdürlüğü yazılarında bildirilmiş olup, internet bağlantı (CGNAT) sorgu sonucuna göre sanığın kullandığı 0530 (…) (..) 48 GSM nolu telefon hattı üzerinden ByLock uygulamasının kullanımı için Litvanya’da sunucu kiralama hizmeti veren “…” şirketinden kiralanan 9 adet IP adresinden bir ya da birden fazlasına 12.08.2014 ile 12.10.2014 tarihleri arasında 546 kez bağlantı gerçekleştirildiği bu nedenle bylock isimli haberleşme programını kullandığı, ayrıca sanığın ByLock programı kullanımı ile ilgili olarak mahkememiz huzurunda alınan beyanında: ” … ben önceki ifademde bu şekilde bir program yüklenmişse benim telefonuma da yüklenmiş olabileceğini söyledim, … , ByLock programını kullanıp kullanmadığımı tam olarak bilmiyorum ancak hattımda tespit edilmiş ise … ve … isimli kişiler tarafından yüklenmiş olabilir…” şeklinde beyanda bulunduğu, Gölcük Cumhuriyet Başsavcılığında Cumhuriyet Başsavcısı huzurunda alınan 27.10.2016 tarihli ifadesinde “… isimli Tarım Bakanlığında çalışan kişinin bilgi işlem uzmanı olmasından dolayı telefonuna 8-10 tane iletişim programı kurduğunu, kurduğu programların isimlerini bilmediğini ve kullanamadığı için bir hafta sonra sildiğini, ByLock, Eagle gibi programlar olup olmadığını hatırlamadığını, programları silmeden önce kullanmış ya da kullanmaya çalışmış olabileceğini,” söylediği, tanık H.Y.’nin ise sanığın örgüt içerisindeki konumu hakkında bilgi verdiği, … kod isimli gizli tanığın sanığın eşi ve sanık hakkında beyanda bulunduğu ve teşhisinin olduğu ve sanığın eşi E.S. hakkında da aynı suçtan soruşturma/kovuşturma bulunduğu anlaşılmakla sanığın eylemlerinin, silahlı terör örgütü üyeliği için aranan hiyerarşik-organik bağ, çeşitlilik, süreklilik, yoğunluk kriterlerine uyması, sanık ile örgüt arasında hiyerarşik ilişkinin oluşması nedeniyle suçun maddi ve manevi unsurlarının oluştuğu, bylock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanılması amacıyla oluşturulmuş ve münhasıran bu silahlı terör örgütünün mensupları tarafından kullanılmakta olan bir ağ olduğunun somut delillere dayanması nedeniyle, bu ağa dahil olan sanığın ağ içinde başka bir kişi ile görüşme yapmış olmasının da gerekmediği, ByLock iletişim sisteminin, açıklanan somut delillerle kanıtlandığı üzere, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bu suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olduğu, sanığın bu şekilde FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile organik bağ içine girip hiyerarşik yapısına dahil olarak silahlı terör örgütü üyeliği suçunu işlediği sabit görülerek cezalandırılmasına dair hüküm tesis edilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan inceleme sonunda;
1.Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından onanarak kesinleşen Yargıtay (Kapatılan) 16 Ceza Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 esas, 2017/3 karar sayılı kararında ve Dairemizin müstakar kararlarında açıklandığı üzere, “Bylock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bu suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle; örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının, her türlü şüpheden uzak, kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespiti halinde, kişinin örgütle bağlantısını gösteren delil olacağının” kabul edildiği dikkate alınarak, ilgili birimlerden getirtilecek ayrıntılı ByLock tespit ve değerlendirme raporunun CMK 217. maddesi uyarınca sanık ve müdafiine okunup diyecekleri sorularak yargılamaya devamla bir hüküm kurulması gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.
2. Temyiz aşamasında dosyaya geldiği anlaşıldığından D.K.’a ait HTS kayıtlarına ve gelen belgelere göre D.K.’nın adliye mahrem yapılanması içinde görev aldığı adliye personeli ile HTS kayıtlarının bulunduğu, sanığın da bu şahısla irtibatlı olduğu ancak hakkındaki derdest dava nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği anlaşıldığından;
a) D.K.’nın açık kimlik bilgileri tespit edilerek haklarında herhangi bir soruşturma ya da kovuşturma olup olmadığı belirlendikten sonra tüm aşama ifadelerinin getirtilmesi,
b)Emniyet kayıtlarının yanı sıra BTK’dan alınan baz istasyonunu gösterir HTS kayıtlarının, “0” saniyeli çağrılar da dahil olmak üzere getirilerek üzerinde yaptırılacak bilirkişi incelemesi sonucunda “gerçekleştirilen arama sayısı, aramaların ardışık ya da periyodik olup olmadığı, aramaların gerçekleştirildiği saatler, konuşma süreleri, sanığın farklı ankesörlü telefonlardan aranıp aranmadığı, ardışık aramaya dahil olan şahısların aynı kuvvete mensup ve aynı rütbede olup olmadıkları, aramaları gizlemek için herhangi bir şifreleme yönteminin kullanılıp kullanılmadığı” hususlarını gösterir bir analiz inceleme ve tespit raporunun tanzim edilmesi,
c) UYAP’ta bulunan örgütlü suçlar bilgi havuzunda sanık hakkında başkaca bir beyan yahut delil bulunup bulunmadığının da araştırılması,
Elde edilecek tüm bu delillerin ve CMK’nın 217. maddesi uyarınca duruşmada sanık ve müdafiine okunarak diyeceklerinin sorulması, beyanda bulunan şahısların mahkeme huzurunda beyanlarının alınması ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayin edilmesi gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması hukuka aykırı bulunmuştur.
3. Kabul ve uygulamaya göre de;
Örgüt mensubu olduğu kabul edilen sanık hakkında verilen cezanın, mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilirken uygulama maddesi olarak karar yerinde sadece TCK’nın 58/9 maddesinin gösterilmesi gerekirken, uygulama yeri bulunmayan TCK’nın 58/6 maddesi gereğince tekerrür uygulanmasına karar verilmesi,
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle sanık müdafiinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 25.12.2019 tarihli ve 2019/496 Esas, 2019/1116 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca Kocaeli 5. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
24.01.2023 tarihinde karar verildi.