YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/6728
KARAR NO : 2022/4122
KARAR TARİHİ : 30.06.2022
Mahkemesi :Ceza Dairesi
İlk Derece Mahkemesi : Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesinin 21.12.2017 2017/119 – 2017/117 sayılı kararı
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
Hüküm : 5237 sayılı TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK’nın 62, 53/1-2-3, 58/9 maddesi yollaması ile 58, 63. maddeleri gereğince mahkumiyetine dair istinaf başvurusunun esastan reddi
Temyiz edenler : Sanık müdafii, Bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet savcısı
Bölge adliye mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Hükmolunan cezanın süresine göre şartları bulunmadığından sanık müdafiinin duruşmalı inceleme isteminin CMK’nın 299/1. maddesi gereğince REDDİ,
Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
1-Sanığın ByLock iletişim sistemi kullanıcısı olduğunun belirtilmesi karşısında; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2017 tarih, 2017/16-956 esas ve 2017/370 sayılı kararı ile onanarak kesinleşen, Dairemizin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 esas, 2017/3 sayılı kararında; “Bylock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bir suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının her türlü şüpheden uzak
kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespiti halinde kişinin örgütle bağlantısını gösteren delil olacağı”nın kabul edildiği gözetilmekle,
ByLock kullanıcısı olduğunu kabul etmeyen sanığın, ByLock uygulamasını kullandığının kuşkuya yer vermeyecek şekilde teknik verilerle tespiti halinde, bylock kullanıcısı olduğuna dair delilin atılı suçun sübutu açısından belirleyici nitelikte olması karşısında, ilgili birimlerden ayrıntılı ByLock tespit ve değerlendirme raporunun getirtilmesi, sanık yakalandığında kendisinden ele geçirilen dijital materyallere ilişkin inceleme raporunun dosyaya getirtilerek sanığın örgütle iltisakına ilişkin bir veri bulunup bulunmadığının tespit edilmesi ile UYAP’ta bulunan örgütlü suçlar bilgi havuzunda araştırma yapılarak herhangi bir şüpheli beyanı bulunup bulunmadığı araştırılıp var ise bu beyanlarla birlikte duruşmada CMK’nın 217. maddesi uyarınca sanık ve müdafiine okunarak diyeceklerinin sorulması ile tüm dosya kapsamının bir bütün halinde değerlendirilmesi suretiyle sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken yetersiz belgelere dayanarak eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi,
2-Örgüt mensubu olduğu kabul edilen sanık hakkında verilen cezanın, mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilirken uygulama maddesi olarak karar yerinde sadece TCK’nın 58/9 maddesinin gösterilmesi gerekirken, anılan maddenin atıf maddesi olarak kabulü ile TCK’nın 58. maddesi gereğince tekerrür uygulanmasına karar verilmesi,
3-Sanığın gözaltına alınıp adli kontrol ile serbest bırakıldığı hususu nazara alındığında suç tarihinin temadinin kesileceği iddianame tarihi olan “15/08/2017” tarihi yerine bölge adliye mahkemesinin gerekçeli karar başlığında “17/05/2017”, ilk derece mahkemesinin gerekçeli karar başlığında ise “17/05/2017 ve öncesi” olarak gösterilmesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafinin ve bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet savcısının temyiz istemi bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan belirtilen sebeplerden dolayı hükmün BOZULMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 30.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.