Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2022/5836 E. 2023/576 K. 20.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/5836
KARAR NO : 2023/576
KARAR TARİHİ : 20.02.2023

T. C.
Y A R G I T A Y
3. C E Z A D A İ R E S İ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I

TUTUKLU
DURUŞMA TALEPLİ

İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2021/1960 E., 2021/2108 K.
SUÇ : Silahlı terör örgütüne üye olma
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Temyiz başvurusunun esastan reddi ile hükmün onanması

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle,
Sanık müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin, 7079 sayılı Kanun’un 94 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 299 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği süre yönünden şartlar oluşmadığında reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. İzmir 15. Ağır Ceza Mahkemesinin, 27.10.2021 tarihli ve 2021/381 – 2021/547 sayılı kararı ile sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 314 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 58 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 5 inci maddesinin birici fıkrası ve Türk Ceza Kanunu’nun 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 6 yıl 14 ay 7 … hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
2. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesinin, 14.12.2021 tarihli ve 2021/1960- 2021/2108 sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
3. Dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 26.01.2022 tarihli ve onama görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz istemi, sanığın terör örgütü üyeliğinin sabit olmadığı, tanık beyanlarının doğru olmadığı ve ankesörlü arama nedeniyle sanığın cezalandırılamayacağına ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Sanık savunmasında; üzerine atılı suçlamayı kabul etmediğini, örgüt üyesi olmadığını, kendisi ile birlikte ardışık olarak aranan kişilerden bir kısmını askeri okuldan dönem arkadaşı olmaları sebebiyle tanıdığını, bir kısmını tanımadığını beyan etmiştir.
Tanık … sanık subay olarak çalışırken kendisinin öğretmen olduğunu, sanıkla kendisini … kod isimli şahsın tanıştırdığını, sanığın haftada bir kez ailesi ile birlikte kaldığı eve geldiğini, sanıkla dini konularda sohbet edip Fetullah Gülen’in sohbet CD’lerini izlediklerini, sanığın bu şekilde 2014 2015 yılları arasında 1-2 ay evine gelip gittiğini, sanık dışında 12-13 tane daha asker şahısla ilgilendiğini beyan etmiştir.
Tanık …, sanığın harp okulundan devre arkadaşı olduğunu, cemaat evlerine lisedeyken haftada bir … ders çalışmak amaçlı gittiğinde sanığın kendisine bir kez matematik dersi anlattığını beyan etmiştir.
Tarın … Akıllı sanığın örgüte ait evlerde ev abisi olduğunu, kendisine sanığın isminin “…” olduğunu tanıttığını, sanık ile birlikte spor yaptıklarını, namaz kılıp kitap okuduklarını, sanığın örgütün mahrem imamları tarafından arandığını, sanıkla birlikte mahrem imam ile örgütün evlerinde görüştüklerini, sanığın da sohbet toplantılarına katıldığını, beyan etmiştir.
Sanıkla birlikte ardışık olarak aranan tanıklar … ve … sanığı tanımadığını beyan etmişlerdir.
Sanıkla birlikte ardışık aranan tanık … sanığı devre arkadaşı olması sebebiyle tanıdığını, ancak örgütle bağlantısı olup olmadığını bilmediğini beyan etmiştir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, sanığın Hava Kuvvetleri Komutanlığında üstteğmen olarak görev yapmakta iken ihraç olduğu, sanığın üzerine kayıtlı 507 (…) (..) (..) nolu GSM hattının Adana ve İzmir illerinde bulunan sabit hatlardan 06.02.2012 ile 29.09.2014 tarihleri arasında 18 ardışık grup içerisinde 36 kez arandığı, bu aramalardan 15’inin 0 saniyeli aramalar olduğu, diğer aramalarda görüşmelerin mevcut olduğu, sanık birlikte ardışık aranan …’in Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nda üstteğmen, …’un H.K.K.’da astsubay, …’ın H.K.K.’da üstteğmen … Üstandağ’ın H.K.K.’da üstteğmen olduğu, 02.07.2012 tarihinde sanığın telefon numarasının son rakam eksik yazılarak örgütsel taktiksel olduğu değerlendirilen bir arama yapıldıktan sonra sanığın numarasının arandığı, ayrıca ardışık arama kayıtları incelendiğinde bazı aramaların belirli aralıklarla periyodik olarak yapıldığının anlaşıldığı, sabit hatlardan aranma yönteminin örgütün asker şahıslarla irtibat kurduğu gizli bir haberleşme yöntemi olduğu, sanığın kendisi ile aynı kuvvet ve rütbede bulunan asker şahıslarla ardışık olarak aranması, örgütsel taktiksel aramanın mevcut olması ve periyodik aramaların bulunması göz önünde bulundurulduğunda Yargıtay kapatılan 16. C.D.’nin yerleşik uygulamaları gereğince aramaların örgütsel olduğunun kabulü gerektiği, ardışık arama kayıtları ve tanıklar … ve …’nın beyanları göz önünde bulundurulduğunda sanığın sabit hatlardan örgütün mahrem imamları tarafından farklı tarihlerle diğer asker şahıslarla birlikte ardışık olarak aranarak örgüt evlerindeki sohbet toplantılarına çağrıldığı, sanığın örgütü evlerindeki gizli yapıla sohbet toplantılarına katıldığı, sanık her ne kadar suçlamaları inkar etmiş ise de sabit hatlardan arama kayıtları, aramaların gerçekleştiği zaman ve konuşma süreleri ile birlikte tanık beyanları göz önünde bulundurulduğunda sanığın savunmalarına itibar edilemeyeceği, sanığın örgütün mahrem yapılanması içerisinde öğrenci konumunda bulunduğu, bu suretle örgüt hiyerarşisine dahil olduğu anlaşıldığından sanığın üzerine atılı silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği kanaatine varılarak cezalandırılması yoluna gidilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Bölge Adliye Mahkemesince toplanan deliller karar yerinde incelenip sanığın suçunun sübutunun kabulünde, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suç vasfının tayininde, cezanın belirlenmesinde, cezayı artırıcı ve azaltıcı sebeplerin nitelik ve derecesinin takdirinde, savunmasının inandırıcı gerekçelerle red edilmesinde ve incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, sanık müdafiinin istinaf talebi yerinde görülmemiş olmakla, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 280/1-a maddesinin ilk cümlesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
Ayrıntıları ve hukuki mahiyeti Dairemizin 13.11.2019 tarih ve 2018/5526 Esas 2019/6842 sayılı ilamında açıklandığı üzere;
Asker bir şahsın; örgütün gizlilik ve deşifre olmamak kuralına riayetle, örgütün talimatı ile ve örgütsel irtibatı sağlamak maksadıyla kamuya açık ve birbirinden bağımsız market, büfe, kırtasiye, lokanta vb. gibi sair işletmelerde kurulu bulunan, ücret karşılığı kullanılan sabit hat veya ankesörlü hatlar ile mahrem imam tarafından arandığı, “her türlü şüpheden uzak, kesin kanaata ulaştıracak somut olgu ve teknik verilerle tespit edilmesi ve yargılama yapan mahkemenin de tam bir vicdani kanaate ulaşması halinde, kişinin örgütle bağlantısını gösteren hukuka uygun delil olacağı”, hususunda herhangi bir kuşku bulunmamaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; HTS kayıtlarına göre sanığın kendi kullanımında olduğunu kabul ettiği cep telefonunun ankesörlü telefonlarla (TT Kart) tekil ve ardışık olarak arandığı, ardışık aranan askeri şahısların sanıkla aynı kuvvete mensup oldukları, yine sanığın üniversite döneminde de örgüt içerisinde yer aldığına dair … Ş. Ve … A.’nın sanık hakkındaki beyanları, ayrıca görevde iken tanık Hamit K.’nın sorumluluğunda örgütsel toplantılara katıldığına ilişkin aynı tanığın beyanları ankesörlü aramaya ilişkin HTS kayıtları ve tüm dosya kapsamına göre, yerel mahkemenin kabulünde isabetsizlik bulunmamakla sanık müdafiinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesinin, 14/12/2021 tarihli ve 2021/1960- 2021/2108 sayılı kararında sanık müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca İzmir 15. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
20.02.2023 tarihinde karar verildi.