Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2022/40443 E. 2023/731 K. 16.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/40443
KARAR NO : 2023/731
KARAR TARİHİ : 16.02.2023

T U T U K L U

İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2022/1019 E., 2022/1342 K.
SUÇ : Silahlı terör örgütüne üye olma
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. İzmir 13. Ağır Ceza Mahkemesinin, 17.05.2022 tarihli ve 2022/8 Esas, 2022/238 sayılı Kararı ile sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanun’un 314 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 3713 sayılı Kanun’un 5 inci maddesinin birinci fıkrası, 5237 sayılı Türk Ceza Kanun’un 221 inci maddesinin 4 üncü fıkrasının 2 nci cümlesi, 62 inci maddesi, 221 inci maddesinin 5 inci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları, 58 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası ve 63 üncü maddesi uyarınca 4 yıl 4 ay 15 … hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına, cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve mahsubuna karar verilmiştir.
2. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 23.09.2022 tarihli ve 2022/1019 Esas, 2022/1342 sayılı Kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
3. Dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 08.11.2022 tarihli ve onama görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafilerinin temyiz istemi özetle, sanığın etkin pişmanlık kapsamında detaylı bir şekilde beyanlarda bulunduğuna, bu nedenle azami hadden indirim uygulanması gerektiğine, TCK’nın 61 inci gereğince alt sınırdan ceza tayin edilmesi gerektiğine, sanığın eylemlerinin örgüt üyeliği sayılamayacağına, kararın bozularak sanığın tahliyesine karar verilmesine ve sair sebeplere ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Sanığın FETÖ/PDY silahlı terör örgütü lideri …’in çağrısından sonra Bank Asyaya para yatırarak terör örgütüne finansal destek sağlamaya çalışması, bu terör örgütünün her üyesine yüklenmeyen ByLock isimli programın sanığın telefonuna yüklenmiş ve sanık tarafından 6 farklı hatta örgütsel amaçlarla kullanılmış olması,tanıkların beyanlarından sanığın örgüt içerisinde … ve … kod adlarını kullandığı, örgüt içerisinde ev abiliği, Bölge Talebe Mesullüğü, Büyük Bölge Talebe Mesullüğü ve mahrem grup abiliği yaptığı, örgütsel sohbetler verdiğinin anlaşılmış olması, örgüt bağlantısı sebebiyle KHK ile kapatılan işyerlerinde çalışma kayıtlarının bulunması ve yine KHK ile kapatılan … Akademi Gençlik ve Spor Derneğinin üyesi ve yönetim kurulu yedek üyesi olması hususları dikkate alındığında sanığın üzerine atılı FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olma suçunun sabit olduğu mahkememizce kabul edilmiştir.
Suçun işleniş şekli, sanığın örgüt içerisinde ev abiliği, Bölge Talebe Mesullüğü, Büyük Bölge Talebe Mesullüğü, Mahrem abilik yapan bir kişi olması dikkate alındığında örgüt içerisindeki konumu, aktif bir örgüt üyesi olması ve suç işleme kastı göz önüne alınarak başkaca örgüt üyesiyle aynı seviye ve şartlarda değerlendirilmesinin adalete ve hakkaniyete aykırı olacağı kanaatine varılarak ceza tayin edilirken alt sınırdan uzaklaşılması gerektiği sonucuna varılmıştır.
Sanık hakkında etkin pişmanlık yönünden indirim miktarı belirlenirken konumuna göre verebileceği isim ile verdiği isim, verebileceği bilgiler, sakladığı bilgiler karşılaştırılmıştır. Öncelikle sanığın toplamda 44 isim verdiği anlaşılmıştır. Bu 44 kişiden 39’u hakkında önceden işlem yapılmış olup, 5’i hakkında bir işlem yapılmamıştır. Sanık hakkında dosyamızda toplam 53 tanığın dinlendiği ve bu tanıkların tamamına yakınının sanığın örgütsel faaliyetlerini anlattığı görülmüştür. Diğer bir anlatımla sanık dosyasındaki tanık sayısınca bile isim ve bilgi vermemiştir.
Öte yandan sanığın örgüt içerisindeki bazı görevlerini sakladığı belirlenmiştir. Bir çok tanığın birbirini destekleyen beyanlarına göre sanığın örgüt içerisinde Bölge Talebe Mesullüğü yaptığı, sonrasında Büyük Bölge Talebe Mesullüğü yaptığı, bir dönem mahrem sınıf abiliği yaptığı anlaşılmış olmasına rağmen sanığın bu görevlerinin tamamını inkar ettiği ve bunlara ilişkin bilgi vermediği tespit edilmiştir.
Sanığın örgüt içerisindeki konumu ve görevleri sebebiyle daha fazla isim verebilecek konumda olmasına rağmen bazı isimleri özellikle saklayarak vermediği kanaati oluşmuştur. Bu sebeplerle verdiği bilgiler ve vermediği bilgiler gözetilerek cezasından etkin pişmanlık sebebiyle takdiren 1/2 oranında indirim yapılması gerektiği vicdani kanaatine varılmıştır.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
Oluş, iddia, mahkeme kabulü, sanık müdafiilerinin temyizlerinin kapsamı ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında;
1. Mahallinde hukuka uygun olarak ikame olunup usulünce tartışılan delillere ve dosya kapsamına göre; ByLock kullanıcısı olduğu ByLock tespit ve değerlendirme tutanağı ve içerikleri itibariyle tespit edilen, ByLock’a kendisi gibi örgüt üyesi olan kişileri ekleyip onlar tarafından da eklenen, örgütsel içerikli yazışmaları bulunan, … ve … kod adlarını kullanan, tanık beyanlarına göre örgüt içerisinde ev abiliği, Bölge Talebe Mesullüğü, Büyük Bölge Talebe Mesullüğü ve mahrem grup abiliği yapan ve örgütsel sohbetler veren, örgütle iltisaklı SGK kayıtları bulunan sanığın, anılan örgütün hiyerarşik yapısına organik bağla katılıp süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluluk arz eden faaliyetlerde bulunmak suretiyle üyesi olduğuna dair kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
2. 5237 sayılı Kanun’un 221 inci maddesinin dördüncü fıkrasının ikinci cümlesinden yararlanabilmek için; failin yakalandıktan sonra bilgisi ölçüsünde örgüt içerisindeki konumuyla uyumlu şekilde kendisinin ve diğer örgüt üyelerinin eylemleri, örgütün yapısı ve faaliyetleriyle ilgili yeterli ve samimi bilgi vererek suçtan pişmanlığını söz ve davranışlarıyla göstermesi gerekmektedir. Bu bilgi maddenin üçüncü fıkrasında aranan, örgütü çökertecek nitelikteki bilgi değildir. Verilen bilginin önemi cezanın belirlenmesinde dikkate alınmalıdır (Yargıtay Kapatılan 16. Ceza Dairesinin 12.05.2015 tarihli ve 2015/1426 Esas 2015/1292 Karar sayılı ilamı, 26.10.2015 tarihli 2015/1565 Esas 3464 Karar sayılı ilamı).
5237 sayılı Kanun’un 221 inci maddesinin dördüncü fıkrasının ikinci cümlesi kapsamında etkin pişmanlıkta bulunduğunun kabulü halinde bu suçtan dolayı verilecek cezada 1/3’ten 3/4’e kadar bir indirim yapılacağı öngörülmektedir. Buna göre belirlenen cezadan en az 1/3, en fazla 3/4 oranında bir indirim yapılacaktır. Bu iki sınır arasında yapılacak indirim, verilen bilginin niteliği, örgütün yapısı ve faaliyetleri çerçevesinde işlenen suçlarla ya da diğer örgüt mensuplarının tespiti ile ilgili olmak üzere elverişlilik derecesi, ceza soruşturması ya da kovuşturmasının hangi aşamasında etkin pişmanlıkta bulunulduğu gibi kıstaslar nazara alınarak mahkeme tarafından takdir ve tayin edilecektir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; silahlı terör örgütüne üye olduğu ve 5237 sayılı Kanun’un 221 inci maddesinin dördüncü fıkrasının ikinci cümlesinde öngörülen etkin pişmanlık şartlarını taşıdığı kabul edilen sanığın incelenen dosya kapsamı, deliller ve mahkeme kabulüne göre, yakalandıktan sonra soruşturma ve yargılama aşamasında örgütte kaldığı süre ve konumu itibarıyla, örgütün yapısı, faaliyetleri ve diğer örgüt mensupları ile ilgili verdiği bilgilerin niteliği, örgütün yapısı ve faaliyetleri çerçevesinde işlenen suçlarla ya da diğer örgüt mensuplarının tespiti ile ilgili olmak üzere faydalılık derecesi ve yargılama sürecinde etkin pişmanlıkta bulunulan aşama gözetildiğinde, uygulanan Kanun maddesinin amaç ve gerekçesi ile orantılılık ilkesi çerçevesinde belirlenen ceza üzerinden dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun indirim yapıldığı anlaşılmakla, bu yöndeki temyiz itirazları bakımından hükümde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
3. TCK’nın 61 inci maddesinde düzenlenen cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine ilişkin ölçütlerle, 3/1 inci maddesinde düzenlenen orantılılık ilkesi çerçevesinde; suçun işleniş biçimi, işlenmesinde kullanılan araçlar, işlendiği zaman ve yer, konusunun önem ve değeri, meydana getirdiği zarar ve tehlikenin ağırlığı ile sanığın kasta dayalı kusurunun ağırlığı, güttüğü amaç ve saik de göz önünde bulundurularak hukuka, vicdana, dosya kapsamına uygun olarak makul bir cezaya hükmedilmesi, gerekçelerin de cezaların şahsiliği ilkesine uygun bulunması, keyfilikten uzak olması, sanığın yargılama sırasında izlenen kişiliği ile ilgili bilgi ve belgelerin oluşa ve tüm dosya kapsamına göre yerinde takdir edildiğini göstermesi gerekir.
Açıklanan ilkeler doğrultusunda; sanık hakkında toplanan deliller ve dosya kapsamına göre örgütteki konumu ve kaldığı süre ile faaliyetlerindeki nitelik, yoğunluk ve çeşitlilik itibariyle temel cezanın tayininde asgari hadden uzaklaşılması yönündeki mahkeme kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
4. Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, temyiz dilekçesinde ileri sürülen savunmaların özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımın kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla, incelenen hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 23.09.2022 tarihli ve 2022/1019 Esas, 2022/1342 sayılı Kararında sanık müdafiilerince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca İzmir 13. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
16.02.2023 tarihinde karar verildi.