Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2022/40291 E. 2023/696 K. 22.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/40291
KARAR NO : 2023/696
KARAR TARİHİ : 22.02.2023

T. C.
Y A R G I T A Y
3. C E Z A D A İ R E S İ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I

İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2021/845 E. 2021/1027 K.
SUÇ : Silahlı terör örgütüne üye olma, kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı
Bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet savcısı

İlk Derece Mahkemesince sanık hakkında kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık suçundan kurulan beraat hükmüne ilişkin Bölge Adliye Mahkemesince verilen istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararın, suç tarihinin (10.04.2015) TCK’nın 158. maddesinde 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önce olması nedeniyle üst sınırının 7 yıl hapis cezası ve beş bin … adli para cezası olduğu dikkate alınarak, Kanunda öngörülen ceza miktarına göre CMK’nın 286/2-g maddesi gereğince hükmün temyizinin mümkün olmadığı belirlenmiştir.
İlk Derece Mahkemesince sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan kurulan hükme yönelik istinaf istemi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararların; 5271 sayılı Kanun’un 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Tokat 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 04.03.2021 Tarihli, 2020/163 Esas ve 2021/166 sayılı Kararı
Sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 314/2, 62/1, 53/1, 63 üncü maddeleri ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun (3713 sayılı) 3, 5/1. maddesi uyarınca 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına, cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve sanık hakkındaki cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ayrıca kamu kuruluşlarının zararına dolandırıcılık suçundan 5237 sayılı TCK’nın 220/4, 158/1-e, 43/1 inci maddesi uyarınca TCK’nın 223/2-e maddesi gereğince beraatine karar verilmiştir.
2. Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 08.06.2021 Tarihli, 2021/845 Esas, 2021/1027 sayılı Kararı
Sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan sanık müdafinin istinaf başvurusunun, kamu kuruluşlarının zararına dolandırıcılık suçundan o yer Cumnuriyet Savcısı ve Hazine ve Maliye Bakanlığı vekilinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
3. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 11.10.2022 tarihli ret ve bozma görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1. Sanıklar müdafinin silahlı terör örgütüne üye olma suçu bakımından temyiz istemi,
Sanığın etkin pişmanlıktan yararlanmak istediğine, bu kapsamda temyiz dilekçesinin ekini oluşturan sanığın etkin pişmanlık kapsamındaki anlatımları dikkate alınarak yeniden yargılamasının yapılıp ifadesi de alınarak 5237 sayılı Kanun’un 221/4-2 inci cümlesinde yazılı etkin pişmanlık hükümlerinden yararlandırılması gerektiğine, sanığın lehine bozma kararı verilmesi gerektiğine, yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, her ne kadar samimi beyanlar ile belli bir dönem örgüt ile teması olduğunu ifade etmiş ise de, temasta olduğu dönemler Yargıtay kararlarına göre FETÖ üyeliği için milat kabul edilen tarihlerden çok önce olduğuna, kamu zararına dolandırıcılık suçu yönünden verilen beraat kararı için itiraz kanun yoluna başvurulduğu bu başvurunun dayanaksız olup reddi gerektiğine vesaireye ilişkindir.
2. Bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet savcısının kamu kuruluşlarının zararına dolandırıcılık suçu bakımından temyiz istemi,
Sanığın kaçamaklı ikrarı, tanık beyanları, bilirkişi raporları ve dosyada bulunan tüm bilgi ile belgelere göre, sanığın bilgi ve yeteneklerinin ölçülmesi ve değerlendirilmesi için getirilen sınav engelini, sınavdan önce elde ettiği cevaplarla bertaraf ettiği, bu şekilde hileli davranışlarda bulunduğu, hak etmediği halde sınavda başarılı sayılıp kamuyu zarara uğrattığı, atılı suçun genel kasıtla işlenebilen suçlardan olması da belirtilerek sanığın atılı suçtan mahkumiyeti yerine beraatine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğuna, kararın itiraza tabi olduğuna, CMK’nın 280/1-g maddesi gereğince davanın yeniden görülmesine ve duruşma hazırlığı işlemlerine başlanmasına, itirazımızın yerinde görülmemesi halinde dosyanın itirazı incelemek üzere Ceza Dairesi Başkanlar Kuruluna gönderilmesine karar verilmesi gerektiğine vesaireye ilişkindir.
3. Hazine vekilinin kamu kuruluşlarının zararına dolandırıcılık suçu bakımından temyiz istemi,
Kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna, suçun sübut bulduğuna, sanığın kamuyu zarara uğrattığına vesaireye ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Sanık hakkında kurulan silahlı terör örgütüne üye olma suçu yönünden yapılan değerlendirmede;
İlk Derece Mahkemesince “sanığın FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün Polis Akademisi içerisindeki mahrem emniyet yapılanması hiyerarşisi içerisinde Cenk kod adını kullanarak yer alması, örgüt içerisinde düzenlenen sohbet adı altındaki mahrem toplantılarına T. Y.’nin sorumluluğu altında yer alarak katılması, dosya kapsamında yer alan Garson kod adlı gizli tanıktan ele geçen dijital materyallerde sanığın “Okuldaki En son Derece : 5 (Mahrem yapı ile üst seviyede ilişkisi olan kişi)” kodlanması hususları birlikte değerlendirildiğinde; sanığın FETÖ/PDY ile iltisak ve irtibatının olduğunun anlaşıldığı ve sanık hakkındaki beyanlar ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; sanığın FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile önceden süreklilik, yoğunluk ve çeşitlilik arz eden organik bağının bulunduğu ve sanığın eylemlerinin bir bütün halinde 3713 sayılı TMK’nın 5 inci maddesinin 1 inci fıkrasının yollamasıyla 5237 sayılı TCK’nın 314/2 inci maddesinde düzenlenen silahlı terör örgütü üyesi olma suçunu oluşturduğu konusunda mahkememizde tam bir vicdani kanı hasıl olmuştur.” gerekçesiyle silahlı terör örgütüne üye olma suçundan mahkumiyetine karar verilmiştir.
Sanık hakkında kurulan kamu kuruluşlarının zararına dolandırıcılık suçu yönünden yapılan değerlendirmede;
İlk Derece Mahkemesince “Her ne kadar iddia makamınca 07.08.2009 tarihinde yapılan Polis Koleji giriş sınavı hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/41561 sor. sayılı dosyası ile başlatılan soruşturma kapsamında Alan Uzmanı Bilirkişi Heyeti ve Ölçme Değerlendirme Uzmanı Bilirkişi Heyetince yapılan incelemeler neticesinde, sanığın “kuvvetli şüpheli” şeklindeki suçlamaya dayanak yapılan bilirkişi raporunun yanında sanığın ilgili sınav sorularını haksız bir şekilde önceden temin ettiğine dair bir beyan veya başkaca somut bir delilin dosyada bulunmadığı, dosya kapsamında yer alan tanık beyanlarının sanığın katıldığı sohbetlere dair olduğu, bilirkişi raporunda belirtilen sınav soruların önceden teminine ilişkin kuvvetli şüpheli şeklindeki kanaati ortaya çıkaran hususların tek başına mahkumiyet için yeterli olmadığı, dolayısıyla sanığın atılı suçu işlediği kanaati oluşturacak eylemleri işlediği konusunda mahkememizde her türlü şüpheden uzak, kesin ve net bir kanı hasıl olmayıp suçu işlediği sabit olmadığından, sanığın üzerine atılı 5237 sayılı TCK’nın 158/1-e-son, 158/3, 43, 53 üncü maddeleri uyarınca kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık suçundan CMK’nın 223/2-e maddeleri uyarınca beraatine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.” gerekçesiyle kamu kuruluşlarının zararına dolandırıcılık suçundan beraatine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Sanık hakkında kurulan silahlı terör örgütüne üye olma suçu yönünden yapılan değerlendirmede;
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından sanığın örgüt içindeki konumu, üstlendiği görevler ve yapmış olduğu eylemlerin açığa çıkmaması ve tedbir adını verdikleri uygulamadan dolayı gerçek adı yerine örgüt içerisinde “Cenk” kod adını kullandığına dair tanık T. Y.’nin beyanı, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının FETÖ/PDY’nin “Mahrem İmamlarına” yönelik olarak yürütmüş olduğu 2017/68532 sayılı soruşturması kapsamında … kod adlı gizli tanıktan ele geçirilen dijital materyallerin içinden çıkan AKADEMİ BİLGİ.xlsx dosyası içeriğinin incelenmesi ve bilgilerinin ilgili Başsavcılıklara gönderilmesi neticesinde, sanığın mahrem imam yapılanması içerisinde yer aldığına dair düzenlenen veri inceleme raporunda sanığın “Okuldaki En son Derece : 5 (Mahrem yapı ile üst seviyede ilişkisi olan kişi)” kodlandığının anlaşılması karşısında; sanık …’in FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün Polis Akademisi içerisindeki mahrem emniyet yapılanması hiyerarşisi içerisinde … kod adını kullanarak yer aldığı, sanığın örgüt içerisinde düzenlenen sohbet adı altındaki mahrem toplantılarına T.Y.’nin sorumluluğu altında yer alarak katıldığı anlaşılmakla sanığın silahlı terör örgütü üyeliği suçundan mahkumiyetine dair İlk Derece Mahkemesinin kararında bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.
Sanık hakkında kurulan kamu kuruluşlarının zararına dolandırıcılık suçu yönünden yapılan değerlendirmede;
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından sanığın kamu kuruluşlarının zararına dolandırıcılık suçundan beraatine dair İlk Derece Mahkemesinin kararında bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
A. Sanık hakkında kamu kuruluşlarının zararına dolandırıcılık suçundan verilen beraat kararı yönünden
Sanık hakkında kamu kuruluşlarının zararına dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükmü bakımından Bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet savcısının 14.06.2021 tarihli Cumhuriyet Başsavcılığı İtirazı konulu yazısında “Sanığın eyleminin, 10.04.2015 tarihinde 6638 sayılı Kanunun 43. maddesi kapsamında Güvenlik Bilimleri Fakültesi’nden suça konu silahlı terör örgütüne iltisakı nedeniyle ilişiği kesildiği tarihe kadar devam etmesi sebebiyle 10.04.2015 tarihinin suç tarihi olarak kabulü ile suç tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan TCK’nın 158/1-e maddesinde öngörülen cezanın üst sınırının CMK’nın “Temyiz başlıklı” 280/1-f maddesinde öngörülen 10 yıl hapis cezasından az olması nedeniyle daireniz kararının itiraza tabi olduğu değerlendirilmekle; CMK’nın 308/A maddesi gereğince dairenizce verilen esastan red kararının itirazımız doğrultusunda kaldırılarak CMK’nın 280/1-g maddesi gereğince davanın yeniden görülmesine ve duruşma hazırlığı işlemlerine başlanmasına, itirazımızın yerinde görülmemesi halinde dosyanın itirazı incelemek üzere Ceza Dairesi Başkanlar Kuruluna gönderilmesine karar verilmesi kamu adına itirazen talep olunur.” denilmek ile itiraz talebinde bulunduğu anlaşılarak ilgili merci tarafından mahallinde karar verilmesi mümkün görülmüştür.
İlk Derece Mahkemesince sanık hakkında kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık suçundan kurulan beraat hükmüne ilişkin Bölge Adliye Mahkemesince verilen istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararın, suç tarihinin (10.04.2015) TCK’nın 158. maddesinde 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önce olması nedeniyle üst sınırının 7 yıl hapis cezası ve beş bin … adli para cezası olduğu dikkate alınarak, Kanunda öngörülen ceza miktarına göre CMK’nın 286/2-g maddesi gereğince, Hazine ve Maliye Bakanlığı vekilinin temyiz isteminin Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle REDDİNE,

B. Sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan verilen mahkumiyet yönünden
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler, tanık beyanları ve gerekçe içeriğine göre yapılan inceleme sonunda;
a) Amacı, yapılanması ve faaliyet yöntemlerine ilişkin ayrıntıları, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 26.09.2017 tarih, 2017/16-956 Esas ve 2017/370 sayılı Kararı ile onanarak kesinleşen, Dairemizin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 esas, 2017/3 sayılı kararında açıklandığı üzere, FETÖ/PDY, cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmayı ve yerine başka bir düzen getirmeyi amaçlayan bir terör örgütüdür.
b) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal düzene karşı işlenen suçlar soruşturma bürosu tarafından 2017/68532 soruşturma numarasına kayden yürütülen soruşturma kapsamında, gizli tanık …’un, gerek Ankara 25. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/250 Esas saylı dosyasında verdiği 16.02.2018 tarihli, gerekse Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca alınan 18.04.2017 ve 27.04.2017 tarihli (Kom Daire Başkanlığında alınan) ifade tutanaklarında belirtildiği gibi, anılan örgütün mahrem yapılanması içerisinde yer alan Emniyet Genel Müdürlüğüne sızmış mensupları ile bunlardan sorumlu mahrem imamlarının örgütle irtibatı, bağlılık derecesi ve örgütsel konumu gibi stratejik önemi haiz bilgilerin kaydedildiği dijital materyallerin, Ankara 5. Sulh Ceza Hakimliği’nden alınan 18.04.2017 tarih ve 2017/2920 Değişik iş sayılı karara istinaden incelenmesi neticesinde düzenlenen veri inceleme raporunun, müsnet suç yönünden; gizli tanık beyanına ve gizli tanık tarafından teslim edilen dijital materyallere dayanılarak düzenlenmiş, sanığın örgütle irtibatını ortaya koyan bir belge olarak kabul edilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.
c) Mahallinde hukuka uygun olarak ikame olunup usulünce tartışılan delillere ve dosya kapsamına göre, Garson kod adlı gizli tanıktan ele geçen dijital materyallerde “Okuldaki En son Derece : 5 (Mahrem yapı ile üst seviyede ilişkisi olan kişi)” olarak belirtilen, FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün Polis Akademisi içerisindeki mahrem emniyet yapılanması hiyerarşisi içerisinde … kod adını kullanan, örgüt içerisinde düzenlenen sohbet adı altındaki mahrem toplantılarına tanık T. Y.’nin sorumluluğu altında yer alarak katılan sanığın FETÖ/PDY ile iltisak ve irtibatının olduğunun anlaşıldığı, yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, temyiz dilekçesinde ileri sürülen savunmaların özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu anlaşılmakla, sanık müdafinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü sair temyiz itirazlarının reddine;
Ancak,
Sanık müdafinin temyiz dilekçesine ekli etkin pişmanlık beyanlarını içeren dilekçesinde, kendisinin örgütsel faaliyetlerine ve yargılama aşamasında bildirmediği birtakım örgüt mensuplarına ilişkin bilgiler vermesi karşısında, hükmün kesinleşmesine kadar etkin pişmanlıkta bulunma imkanı da gözetilerek; öncelikle sanığın duruşmada hazır edilerek ayrıntılı bir şekilde beyanlarının alınması, daha sonra vermiş olduğu bilgilerin, sanığın örgüt içerisindeki kaldığı süre, örgütsel faaliyet ve konumuna uygun doğruluk ve faydalılık durumunun ilgili birimlerden sorulması ile sonucuna göre sanık hakkında, 5237 sayılı Kanun’un 221 inci maddesinin dördüncü fıkrasının ikinci cümlesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının karar yerinde tartışılarak bir karar verilmesinde zorunluluk bulunması, bozmayı gerektirmiştir.

V. KARAR
1. Sanık hakkında kamu kuruluşlarının zararına dolandırıcılık suçundan verilen beraat kararı yönünden
Gerekçe bölümünde yer alan (A) paragrafında açıklanan nedenle katılan vekilinin temyiz isteminin, 5271 sayılı Kanun’un 298 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle REDDİNE,
2. Sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan verilen mahkumiyet yönünden
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle sanık müdafinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 08.06.2021 tarihli ve 2021/845 Esas, 2021/1027 sayılı Kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca Tokat 2. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
22.02.2023 tarihinde karar verildi.