Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2022/38746 E. 2023/640 K. 21.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/38746
KARAR NO : 2023/640
KARAR TARİHİ : 21.02.2023

T. C.
Y A R G I T A Y
3. C E Z A D A İ R E S İ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I

İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2020/604 E., 2021/267 K.
SUÇ : Silahlı terör örgütüne üye olma
HÜKÜM : İlk derece mahkemesinin hükmü kaldırılarak beraat kararı

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Rize Ağır Ceza Mahkemesinin, 07.07.2020 tarihli ve 2019/310 Esas, 2020/216 sayılı Kararı ile sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 314 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun (3713 sayılı Kanun) 5 inci maddesinin birinci fıkrası, 5237 sayılı Kanun’un 221’inci maddesinin dördüncü fıkrasının ikinci cümlesi, 62’nci maddesinin , 53’üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları, 58’inci maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca 2 yıl 3 ay 15 … hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
2. Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 28.0.202 tarihli ve 202/604 Esas, 2021/267 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik Bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet savcısı istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca ilk derece mahkemesi hükmünün kaldırılarak 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun223. Maddesi ikinci fıkrası e bendi uyarınca beraatine karar verilmiştir.
3. Dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 04.10.2022 tarihli ve onama görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet savcısı temyiz istemi, sanık …’un silahlı terör örgütü FETÖ/PDY nin mütevelli heyet üyesi olduğu, örgüte maddi yardım sağlamak amacıyla himmet topladığı, örgütün gizli sohbet ve toplantılarına katıldığı, örgüt ile iltisaklı dernek üyeliklerinin bulunduğu, sanığa ait telefonda com. kakao.talk isimli dosyaya ait kalıntıların bulunduğu, diğer dijital materyallerde örgüt ile ilişkili resim, video vb. paylaşımların tespit edildiği, örgüte ait BankAsya’da hesap hareketliliğinin bulunduğu, böylelikle sanığın FETÖ/PDY terör örgütü ile süreklilik, yoğunluk ve çeşitlilik arzeden organik bağının bulunduğu ve örgüt hiyerarşisine dahil olduğu, sanığın aşamalarda vermiş olduğu savunmalarında örgüte ilişkin teşhis ve tespitte bulunduğu anlaşıldığından hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasının gerektiği hususları tespit edilerek hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan etkin pişmanlık hükümleri uygulanarak ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucu verilen hükümde usul ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, ispat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğu anlaşıldığından Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesince, silahlı terör örgütüne üye olma suçundan etkin pişmanlık hükümleri uygulanarak verilen hükme yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi cihetine gidilmesi gerekirken, sanığın beraatine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
İlk derece mahkemesince Sanığın FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütünün mali kaynağı olan Bank Asyada hesaplarının olduğu, Bank … hesap hareketleri ile ilgili olarak yapılan incelemeler neticesinde, sanığın 14.01.2002 tarihinde açılmış Bank … hesabının olduğu, 2013 yılı Aralık ayında hesabında 1.441,67 TL olduğu, 2014 yılı Mayıs ayında hesapta 4.823,33 TL olduğu, 2014 yılı Ağustos ayında 1.295,50 TL olduğu, 2014 yılı Eylül ayında 3.068,76 TL olduğu, 2014 yılı Aralık ayında 17.486,41 TL olduğu, 2015 yılı Ocak ayında 10.340 TL olduğu, 2015 yılı Mayıs ayında 2.935 TL olduğu, 2015 yılı Kasım ayında 4.603,35 TL olduğu, 2015 yılı aralık ayında 5.371,43 TL olduğu, 2014 yılı Nisan ayından sonra banka kapatılana kadar bankanın post cihazını kullandığı, sanığın bu surette bu bankadan 16 ayrı hesap açtığı, böylelikle sanığın 17/25 Aralık süreci öncesinde açmış olduğu hesapları olağan bankacılık faaliyetleri çerçevesinde kullandığı ancak sanığın 06.02.2015 günü örgüt liderinin talimatı ile sanığın 10.000,00 TL bedelli katılım hesabı açtığı, sanığın bu katılım hesabını vadesinden önce bozdurarak kapatmak suretiyle kar payını bankaya bıraktığı, bu durumun bilirkişi raporu ile kesin olarak tespit edildiği, böylece sanığın FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile iltisaklı olan Bank Asyayı örgüt liderinin talimatı üzerine aktif olarak kullandığı, örgüte yardım etmek kastıyla hesabını vadesinden önce bozdurarak kar payını bankaya bıraktığının anlaşıldığı, sanığın kısmi ikrarı ile de sabit olduğu üzere sanığın bir dönem (2007 yılına kadar) FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün Rize yapılanmasında mütevelli heyet üyesi olduğu, bu süreçte örgüte maddi yardım sağlamak amacıyla himmet topladığı ve “sohbet” adı verilen örgüt toplantılarına katıldığı, sanığın örgütle iltisaklı olan dernek ve vakıf üyeliği olduğu, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü içerisinde tepe yöneticisi olarak tabir edilen M. T. ile 13.05.2012 ve 03.09.2013 tarihlerinde telefon görüşmeleri yaptığı, sanığın savunmasında yaptığı görüşmeleri hatırlamadığına dair beyanlarının suçtan ve cezadan kurtulmaya yönelik olduğu değerlendirilerek mahkememizce itibar edilmediği, sanığa ait Samsun marka SM-J500F model telefonun HEX verileri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinde Kakao Talk isimli uygulamanın Android işletim sistemlerine kurulumu sırasında oluşturduğu com.kakao.talk isimli dosyaya ait 336 adet kalıntı tespit edildiği, yine ikamet aramasında ele geçen Huawei marka telefondan çıkan Samsung marka hafıza kartında FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullandıkları 13 adet resim tespit edildiği, videolar sekmesinde FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ele başına ait 2 adet video kalıntısının tespit edildiği, iş yerinde yapılan aramada ele geçen Samsung marka J5 marka cep telefonu içerisinde FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullandıkları 3 adet resim tespit edildiği, sanığın sosyal medya hesaplarında (kendi adına kullandığı facebook hesabında) özellikle 17/25 Aralık süreci sonrasında çok sayıda FETÖ/PDY silahlı terör örgütü lehine paylaşımlarda ve beğenilerde bulunduğu, hakkında toplatma kararı bulunan Alkım Yayınlarına ait Darbe Oyunları isimli kitabın ele geçirildiği, iş yerinde bulunan kasa içerisinde FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ele başı …’e ait poster ele geçirildiği hususları birlikte değerlendirildiğinde, örgüt içerisinde mütevelli heyeti kademesine kadar yükselmiş olan sanığın örgütün nihai amacını bilmesi de değerlendirilerek sanığın FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ideolojisine bağlı olduğu anlaşılmıştır. Bu itibarla sanığın örgüt içerisindeki konumu ve eylemlerinden FETÖ/PDY silahlı terör örgütü hiyerarşisi içerisinde yer aldığı ve silahlı terör örgütü üyesi olduğu sabit olup sanığın FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği kanaatine varılmıştır. Buna göre sanığın tüm eylemleri birlikte değerlendirildiğinde, belli bir süreklilik, yoğunluk ve çeşitlilik içerisinde terör örgütünün hiyerarşik yapısına dahil olup, silahlı terör örgütü üyesi olduğu anlaşılmakla, üzerine atılı silahlı terör örgütüne üye olma suçundan cezalandırılması yoluna gidilmiştir. Sanığın, örgüte ne şekilde katıldığını, örgüt içerisinde ne şekilde toplantılar yapıldığını ve kendisiyle birlikte kimlerin toplantılara katıldığını söyleyip örgütsel faaliyetleri ve diğer örgüt mensupları hakkında konumuna uygun olarak verdiği ve kovuşturma sonuna kadar özü itibariyle dönmediği beyanlarıyla, mahkememiz gözlemine göre samimi olarak pişmanlık duyduğu anlaşılmıştır. Sanığın örgüt içerisindeki konumu nazara alındığında samimi şekilde ve konumuna uygun bilgiler verdiği, soruşturma evresinde etkin pişmanlıkta bulunmadığı halde kovuşturma beyanlarından itibaren etkin pişmanlıkta bulunduğu anlaşıldığından, etkin pişmanlıkta bulunduğu aşamada da dikkate alınarak sanık hakkında TCK’nın 221/4-2.cümlesi gereğince cezasında takdiren 2/3 oranında indirim yapıldığına dair hüküm kurulmuştur.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgular değerlendirildiğinde, sanığa ait Samsung marka SM-J500F model telefonun HEX verileri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinde Kakao Talk isimli uygulamanın Android işletim sistemlerine kurulumu sırasında oluşturduğu com.kakao.talk isimli dosyaya ait 336 adet kalıntı tespit edildiği anlaşılmış olup, bahsi geçen programın sanık tarafından örgüt içi haberleşmek için kullanıldığına dair herhangi bir delil bulunmadığından Yargıtay içtihatları da dikkate alındığında örgüt üyeliği delil niteliğinde kabul edilmemiştir. Örgüte müzahir derneklere üye olan ve derneklerin çeşitli kurullarında görev alan konumu, kişisel özellikleri de nazara alındığında sanığın eylemlerinin sempati ve iltisak boyutunu aşan, örgüt üyesi olduğunu ispat etmeye yeterli örgütsel faaliyetler kapsamında değerlendirilemeyeceği gözetildiğinde, sanık hakkındaki bahsi geçen iddialar ile tespitlerin terör örgütüne üye olma suçunun oluşabilmesi için aranan süreklilik, çeşitlik ve devamlılık arz edecek boyutta olmadığı, ceza yargılamasının en önemli ilkelerinden biri olan ‘in dubio pro reo’ şüpheden sanık yararlanır kuralı uyarınca, sanığın bir suçtan cezalandırılmasının temel koşulu, suçun şüpheye yer vermeyen bir kesinlikle ispat edilmesine bağlı olduğu, şüpheli ve aydınlatılamamış olaylar ve iddiaların sanığın aleyhine yorumlanarak hüküm tesis edilemeyceği, ceza mahkûmiyetinin bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanması gerektiği, yüksek de olsa bir ihtimale dayanılarak sanığın cezalandırılamayacağı (Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 11.07.2014 tarih ve 2014/1-191 E. 2014/363 K. Sayılı ilamı) netice itibariyle Sanığın terör örgütüne üye olma suçundan cezalandırılmasını gerektirecek her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı deliller dosyada bulunmadığından, sanık hakkında verilen İlk Derece Mahkemesi’nin mahkumiyet hükmünün kaldırılması ile sanığın CMK’nın 223/2-e maddesi uyarınca beraatine dair hüküm kurulmuştur.
IV. GEREKÇE
a) Örgüt üyesi, örgüt amacını benimseyen, örgütün hiyerarşik yapısına dahil olan ve bu suretle verilecek görevleri yerine getirmeye hazır olmak üzere kendi iradesini örgüt iradesine terk eden kişidir. Örgüt üyeliği, örgüte katılmayı, bağlanmayı, örgüte hakim olan hiyerarşik gücün emrine girmeyi ifade etmektedir. Örgüt üyesi örgütle organik bağ kurup faaliyetlerine katılmalıdır. Organik bağ, canlı, geçişken, etkin, faili emir ve talimat almaya açık tutan ve hiyerarşik konumunu tespit eden bağ olup, üyeliğin en önemli unsurudur. Örgüte yardımda veya örgüt adına suç işlemede de, örgüt yöneticileri veya diğer mensuplarının emir ya da talimatları vardır. Ancak örgüt üyeliğini belirlemede ayırt edici fark, örgüt üyesinin örgüt hiyerarşisi dahilinde verilen her türlü emir ve talimatı sorgulamaksızın tamamen teslimiyet duygusuyla yerine getirmeye hazır olması ve öylece ifa etmesidir. Silahlı örgüte üyelik suçunun oluşabilmesi için örgütle organik bağ kurulması ve kural olarak süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gerektiren eylem ve faaliyetlerin bulunması aranmaktadır. Ancak niteliği, işleniş biçimi, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı, örgütün amacı ve menfaatlerine katkısı itibariyle süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk özelliği olmasa da ancak örgüt üyeleri tarafından işlenebilen suçların faillerinin de örgüt üyesi olduğunun kabulü gerekir. Örgüte sadece sempati duymak ya da örgütün amaçlarını, değerlerini, ideolojisini benimsemek, buna ilişkin yayınları okumak, bulundurmak, örgüt liderine saygı duymak gibi eylemler örgüt üyeliği için yeterli değildir (Evik, Cürüm işlemek için örgütlenme, Syf 383 vd.). Örgüt üyesinin, örgüte bilerek ve isteyerek katılması, katıldığı örgütün niteliğini ve amaçlarını bilmesi, onun bir parçası olmayı istemesi, katılma iradesinin devamlılık arz etmesi gerekir. Örgüte üye olan kimse, bir örgüte girerken örgütün kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla kurulan bir örgüt olduğunu bilerek üye olmak kastı ve iradesiyle hareket etmelidir. Suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olmak suçu için de saikin “suç işlemek amacı” olması aranır (… özel kısım syf.263-266, Alacakaptan Cürüm İşlemek İçin Örgüt syf. 28, Özgenç Genel Hükümler syf.280).
b) Ayrıntıları ve hukuki mahiyeti Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından onanarak kesinleşen Dairemizin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 Esas, 2017/3 Karar sayılı ilamında açıklandığı üzere;
Suç örgütünün tanımlanıp yaptırıma bağlandığı 5237 sayılı TCK’nın 220. maddesinin 7. fıkrasında yardım fiiline yer verilmiştir. “Örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişinin, örgüt üyesi olarak” cezalandırılacağı belirtilmiş, anılan normun konuluş amacı, gerekçesinde; “örgüte hakim olan hiyerarşik ilişki içinde olmamakla beraber, örgütün amacına bilerek ve isteyerek hizmet eden kişi, örgüt üyesi olarak kabul edilerek cezalandırılır.” şeklinde açıklanmış, 765 sayılı TCK’nın sistematiğinden tamamen farklı bir anlayışla düzenlenen maddede yardım etme fiilleri de örgüt üyeliği kapsamında değerlendirilerek, bağımsız bir şekilde örgüte yardım suçuna yer verilmemiştir.
Yardım fiilini işleyen failin örgütün hiyerarşik yapısına dahil olmaması, yardımda bulunduğu örgütün TCK’nın 314. maddesi kapsamında silahlı terör örgütü olduğunu bilmesi, yardımın örgütün amacına hizmet eder nitelikte bulunması yardım ettiği kişinin örgüt yöneticisi ya da üyesi olması gereklidir. Yardımdan fiilen yararlanmak zorunlu değildir. Örgütün istifadesine sunulmuş olması ve üzerinde tasarruf imkanının bulunması suçun tamamlanması için yeterlidir.
Yardım fiilleri örgüte silah sağlama ve terörün finansmanı dışında tahdidi olarak sayılmamıştır. Her ne surette olursa olsun örgütün hareketlerini kolaylaştıran ve yaşantısını sürdürmeye yönelik eylemler yardım kapsamında görülebilir (Yargıtay Ceza Genel Kurulu 11.11.1991 tarih, Esas 9-242, Karar 305). Yardım teşkil eden hareketin başlı başına suç teşkil etmesi gerekmez. Yardım bir kez olabileceği gibi birden çok şekilde de gerçekleşebilir. Ancak yardım teşkil eden faaliyetlerde devamlılık, çeşitlilik veya yoğunluk var ise örgüt üyesi olarak da kabul edilebilecektir.
Somut olayda, toplanan deliller, sanık savunması, tanık beyanları ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, ilk derece mahkemesinin kabulünde sanığın eylem ve faaliyetlerinin silahlı terör örgütü üyeliği suçunu oluşturacak şekilde değerlendirilmiş ise de sanığın kendi anlatımlarına göre 2007 yılına kadar örgütün mütevelli heyetinde yer aldığı, ancak örgütün kriminalize olmaya başladığı dönemden sonra eylemlerine devam ettiği yönünde dosya kapsamında herhangi bir bilgi ya da görgüye dayalı anlatımın bulunmadığı , dernek ve vakıf üyeliklerinin operasyonlardan önce olduğu görüldüğü, tanık O.N.T. Ve G.G.’in beyanlarında da sanık aleyhine bir delil bulunmadığı anlaşılmış olup sanığın faaliyetlerinin silahlı terör örgütü üyeliği suçunu oluşturmadığı değerlendirilmiş olup ilk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğu saptanmıştır. Sanığa ait Bank … hesap hareketleri ile ilgili olarak yapılan incelemeler neticesinde, sanığın 14.01.2002 tarihinde açılmış Bank … hesabının olduğu, 2013 yılı Aralık ayında hesabında 1.441,67 TL olduğu, 2014 yılı Mayıs ayında hesapta 4.823,33 TL olduğu, 2014 yılı Ağustos ayında 1.295,50 TL olduğu, 2014 yılı Eylül ayında 3.068,76 TL olduğu, 2014 yılı Aralık ayında 17.486,41 TL olduğu, 2015 yılı Ocak ayında 10.340 TL olduğu, 2015 yılı Mayıs ayında 2.935 TL olduğu, 2015 yılı Kasım ayında 4.603,35 TL olduğu, 2015 yılı aralık ayında 5.371,43 TL olduğu görülmüş olup, sanığın 2014 yılı öncesindeki hesap hareketleri ile hesapların açılış ve kapanış tarihleri bir bütün halinde değerlendirildiğinde bahsi geçen hesap hareketlerinin rutin bankacılık işlemleri niteliğinde olduğu değerlendirilmiş olup sanık hakkında kurulan hükümde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dava dosyası ile gerekçe içeriğine göre, Bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddine karar vermek gerekmektedir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 28.04.2021 tarihli ve 2020/604 Esas, 2021/267 sayılı Kararında 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Rize Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
21.02.2023 tarihinde karar verildi.