Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2022/38592 E. 2023/14 K. 11.01.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/38592
KARAR NO : 2023/14
KARAR TARİHİ : 11.01.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2021/1137 E., 2021/637 K.
SUÇ : Silahlı terör örgütüne üye olma
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Batman 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 10.12.2019 tarihli ve 2018/440 Esas, 2019/495 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 314 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 5 inci maddesinin birinci fıkrası ve 5327 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları uyarınca 10 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
2. Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 9. Ceza Dairesinin, 04.11.2020 tarihli ve 2020/427 Esas, 2020/927 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik O yer Cumhuriyet savcısının(lehe) ve sanık müdafiinin istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca kabulüne karar verilmekle;
”Her ne kadar, ilk derece mahkemesince sanık hakkında etkin pişmanlık adı altındaki beyanlarının, kanunun aradığı şartları taşımadığından bahisle TCK’nın 221. Maddesi tatbik edilmemiş ise de,
Soruşturmanın başlangıcından itibaren örgüt ile olan irtibatına dair muhtelif beyanlarda bulunan, yazılı ve fotoğraflı teşhis işlemi yapan ve aşamalarda beyanlarından dönmeyen, örgüt üyesi olduğunu kabul etmese bile sanığın kendi beyanıyla mahkumiyetine sebebiyet verecek seviyede somut deliller destekli ikrar ihtiva eden savunma yapan sanığın, teşhis işlemi yaptığı kişilerin yargılama dosyalarındaki tanık sıfatlı beyanları tetkik edilip, genel olarak etkin pişmanlıktan dönüp dönmediği araştırılıp, denetime imkan sağlayacak şekilde dosyaya yansıtıldıktan sonra, sanık hakkında TCK’nın 221. Maddesi’nin tatbik edilmeyeceğine karar verilmesi icab ederken,
Eksik ve hatalı gerekçelerle sanık hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına yer olmadığına dair hüküm kurulduğu” gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiş ve dosya ilk derece mahkemesine gönderilmiştir.
3. Batman 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 09.04.2021 tarihli ve 2020/222 Esas, 2021/132 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 314 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 5 inci maddesinin birinci fıkrası, 5327 sayılı Kanun’un 221 inci maddesinin 4 üncü fıkrasının 2 nci cümlesi ve aynı kanunun 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları uyarınca 5 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
4. Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 9. Ceza Dairesinin, 23.06.2021 tarihli ve 2021/1137 Esas, 2021/637 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
5. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 14.10.2022 tarih ve onama görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdii olunmuştur.

Tebliğname görüşü yok

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz istemi, bölge adliye mahkemesi tarafından usulen inceleme yapılarak temyiz taleplerinin gerekçesiz olarak reddedildiği, sanığın HTS kayıtlarının cezalandırma gerekçesi olamayacağı, etkin pişmanlıktan yararlanan tanık ifadelerinin soyut ve dayanaktan yoksun olduğu ve bu nedenle ifadelerine itibar edilmemesi gerektiği, sanığın Bankasya hesap hareketlerinin rutin bankacılık işlemleri olduğu, ByLock ve benzeri örgütsel amaçlarla kullanılan uygulamaları kullanmadığı, sanık hakkında ceza belirlenirken üst hadden hüküm kurulmasının gerekçeden yoksun olduğu, sanığa atfedilen eylemlerin suç teşkil etmediği, suçun manevi unsurunun oluşmadığı, dosyada kesin ve inandırıcı delil bulunmadığına ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Sanık hakkında yapılan yargılama sonucunda, sanık savunması ve toplanan deliller bir bütün olarak değerlendirildiğinde; kamuda çalışmakta iken KHK ile ihraç olan sanığın mahrem imam listesinde yer aldığına ilişkin veri inceleme raporu düzenlendiği, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Suçlar Soruşturma Bürosu’nun 25.04.2017 tarih ve 2017/68532 soruşturma sayılı soruşturması kapsamında elde edilen ve imajı alınan dijital veri içeriğinde sanığın konumunun öğretmen olduğunun tespit edildiği, polis memuru tanıklar M.Y. ve A.Ç.’nin sanığın örgütsel toplantılarda anlatıcı konumunda yer aldığını, … kod adını kullandığını, tanık …’ın toplantılara katılması için kendisini ikna etmek için evine gittiğini beyan ettikleri, MASAK ve BDDK tarafından hazırlanan raporlarla örgütün finans kaynağı olduğu konusunda tereddüt bulunmayan Bank … Katılım Bankası kayıtlarına göre de sanığın örgüt elebaşının talimatlarına uygun olarak bankanın hesap hacmini genişletici işlemlerde bulunduğu, HTS analiz raporuna göre de sanığın kullanmış olduğu 0543 (…) (…) (…) nolu GSM hattı ile 2016 yılı içerisinde yurt dışı ile ve iltisaklı dernek ve şirketlerle çok sayıda görüşmesinin bulunduğu, sanığın ilk alınan ifadesinde suçlamayı kabul etmediği, gözaltında kaldığı esnada etkin pişmanlıktan yararlanmak istediğini ve 1998 yılında TPAO’da çalışırken kaldığı pansiyonda örgütün sözde … emniyet sorumlusu D.D. ile tanıştığını, böylece örgütle irtibatının başladığını, TPAO’da yapılan sohbet adı altındaki toplantılara katıldığını, 2007 yılında bir toplantıda S.Y. isimli emniyetten sorumlu mahrem imamın görevlendirmesiyle emniyetten gelen polis memurlarına toplantı yapmaya başladığını belirterek örgüt içerisinde faaliyet gösterdiğini beyan ettiği, 2014 yılına kadar sohbet verdiği polis memurları ile diğer mahrem abilerin fotoğraf teşhisini yapmak suretiyle etkin pişmanlık içerir beyanda bulunduğu gözetilerek bu kapsamda sanığın eylemlerinin çeşitlilik, yoğunluk ve süreklilik arz ettiği, örgüt hiyerarşisine tabi olduğu anlaşılmakla, sanığın silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği kanaatine varılmıştır.
Sanık savunması ve tüm dosya kapsamı ile sabit olan silahlı terör örgütüne üye olma suçundan sanığın eylemine uyan TCK’nın 314/2 nci maddesi gereğince suçun işleniş biçimi, suç konusunun önem ve değeri, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığı, sanığın amaç ve saiki, suç kastının yoğunluğu dikkate alınarak alt sınırdan uzaklaşılarak cezalandırılmasına karar verilmiştir, sanığın örgüte katılım ve faaliyetlerine ilişkin detaylı beyanda bulunduğu, örgüt içerisinde kaldığı döneme ilişkin konumu ve süresi itibarıyla orantılı bilgiler verdiği, beyanlarının örgütün yapısı ve faaliyetleri konusunda yeterli ve faydalı görüldüğü, örgüt mensuplarının yakalanmasını, meydana çıkarılmasını sağladığı, 34 şahsı beyanları doğrultusunda teşhis ettiği, kanunun aradığı anlamda aktif ve etkin bilgi verdiği anlaşılmıştır. Bu itibarla sanık hakkında TCK’nın 221/4-2 nci cümle maddesinin uygulanmasına karar verilmiş, suçun mutlak terör suçu olması nedeniyle 3713 sayılı TMK’nın 3/1 inci maddesi delaletiyle 5/1 inci maddesi gereğince sanığın cezasından yarı oranında arttırım yapılmış, sanığın yakalandıktan sonra örgüte katılanlar ve yaptıkları eylemlere ilişkin beyanda bulunması nedeniyle hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerektiği anlaşıldığından, sanığa verilen cezadan TCK’nın 221/4-2. cümle maddesi uyarınca kanunda gösterilen miktara uygun, verilen bilgiye göre orantılı bir indirim yapılması gerektiği dikkate alınarak takdiren 1/2 oranında indirim yapılmıştır. Sanığın yargılama sürecindeki davranışları ile cezanın geleceği üzerindeki olası etkileri lehine takdiri indirim nedeni kabul edilerek cezasından TCK’nın 62 nci maddesi uyarınca 1/6 oranında indirim yapılarak hüküm kurulmuştur.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk derece mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge adliye mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
Örgüt mensubu sanığın örgütsel faaliyetler kapsamında diğer örgüt mensuplarıyla iletişimde bulunmasına ilişkin HTS kayıtlarının, diğer delillerle birlikte hükme esas alınmasında bir isabetsizlik bulunmamış olup, konusu suç olmasa da örgüt liderinin talimatı üzerine ve talimat doğrultusunda örgüte yardım saikiyle Bank …’nın hesap hacmini genişletici işlemlerde bulunması örgütsel faaliyet kapsamında kabul edileceğinden sanık müdafinin bu hususlara ilişkin temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, sanığın mahrem imam listesinde yer aldığına ilişkin veri inceleme raporu düzenlendiği ve öğretmen konumunda ve vasfının C olduğunun tespit edildiği, tanık olarak ifadeleri alınan polis memurlarının sanığın sohbet toplantıları verdiği ve … ve … kod adını kullandığını beyan ettikleri, sanığın da soruşturma aşamasında etkin pişmanlıktan faydalanmak istediğini belirterek çalışmış olduğu kurumda tanıştığı … il emniyet mahrem imamı vasıtasıyla örgütten ayrıldığını beyan ettiği 2014 yılına kadar polis mahrem abiliği yaptığına ilişkin beyanları ve sohbet toplantılarına katılan polis memurları ile polis mahrem imamlarının da yer aldığı 34 kişiyi teşhis ettiği bir bütün olarak değerlendirildiğinde sanığın örgütün hiyerarşik yapısına dahil olduğu anlaşılmakla sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü sair nedenler yerinde görülmediği, ancak;
1- Anayasanın 138/1 inci maddesi hükmü, TCK’nın 61 inci maddesinde düzenlenen cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine ilişkin ölçütlerle 3/1 inci maddesinde düzenlenen orantılılık ilkesi çerçevesinde; suçun işleniş biçimi, işlenmesinde kullanılan araçlar, işlendiği zaman ve yer, konusunun önem ve değeri, meydana getirdiği tehlike ile sanığın kasta dayalı kusurunun ağırlığı, güttüğü amaç ve saik, örgütteki konumu ve faaliyetleri göz önünde bulundurularak; hukuka, vicdana, dosya kapsamına uygun makul bir cezaya hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden yetersiz gerekçe ile teşdidin derecesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde fazla ceza tayin edilmesi,
2-Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 08.04.2008 tarih ve 9-18-78 sayılı kararında açıklandığı üzere; etkin pişmanlık hükümlerinin amacı, bir yandan terör ve örgütlü suçlarla mücadele bakımından stratejik önemi nedeniyle en etkili bilgi edinme ve mücadele araçlarından olan örgütün kendi mensuplarını kullanmak, diğer taraftan da suç işlemeyi önlemek, mensup olduğu kanun dışı örgütün amaçladığı suçun işlenmesine engel olanları ve işlediği suçtan pişmanlık duyanları cezalandırmayarak ya da cezalarında belli oranlarda indirim yaparak yeniden topluma kazandırmaktır.
5237 sayılı Kanun’un 221 inci maddesinin dördüncü fıkrasının ikinci cümlesinden yararlanabilmek için; failin yakalandıktan sonra bilgisi ölçüsünde örgüt içerisindeki konumuyla uyumlu şekilde kendisinin ve diğer örgüt üyelerinin eylemleri, örgütün yapısı ve faaliyetleriyle ilgili yeterli ve samimi bilgi vererek suçtan pişmanlığını söz ve davranışlarıyla göstermesi gerekmektedir. Bu bilgi maddenin üçüncü fıkrasında aranan, örgütü çökertecek nitelikteki bilgi değildir. Verilen bilginin önemi cezanın belirlenmesinde dikkate alınmalıdır (Dairemizin 12.05.2015 tarih, 2015/1426 esas 2015/1292 karar 26.10.2015 tarih, 2015/1565-3464 K.).
5237 sayılı Kanun’un 221 inci maddesinin dördüncü fıkrasının ikinci cümlesi kapsamında etkin pişmanlıkta bulunulduğunun kabulü halinde bu suçtan dolayı verilecek cezada 1/3’ten 3/4’e kadar bir indirim yapılacağı öngörülmektedir. Buna göre belirlenen cezadan en az 1/3, en fazla 3/4 oranında bir indirim yapılacaktır. Bu iki sınır arasında yapılacak indirim, verilen bilginin niteliği, örgütün yapısı ve faaliyetleri çerçevesinde işlenen suçlarla ya da diğer örgüt mensuplarının tespiti ile ilgili olmak üzere elverişlilik derecesi, ceza soruşturması ya da kovuşturmasının hangi aşamasında etkin pişmanlıkta bulunulduğu gibi kıstaslar nazara alınarak mahkeme tarafından takdir ve tayin edilecektir.
Bu açıklamalar ışığında, somut olay değerlendirildiğinde;
Silahlı terör örgütüne üye olduğu ve 5237 sayılı Kanun’un 221 inci maddesinin dördüncü fıkrasının ikinci cümlesinde öngörülen etkin pişmanlık şartlarını taşıdığı kabul edilen sanığın incelenen dosya kapsamı ve delillere göre, yakalandıktan sonra soruşturma ve kovuşturma aşamalarında örgütte kaldığı süre ve konum itibarıyla, örgütün yapısı, örgütsel faaliyetleri ve örgüt mensupları ile ilgili verdikleri bilgilerin faydalılık derecesi ve etkin pişmanlıkta bulunduğu aşama gözetilerek, 5237 sayılı Kanun’un 314 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 3713 sayılı Kanun 5 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca verilen cezada üçte birden dörtte üçe kadar indirim öngören 5237 sayılı Kanun’un 221 inci maddesinin dördüncü fıkrasının ikinci cümlesi gereğince adalet ve hakkaniyete uygun, üst sınırdan indirim yapılması gerekirken fazla ceza tayini nedeniyle sanık hakkında kurulan hükümde hukuka aykırılık bulunmuştur.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle sanık müdafiinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 9. Ceza Dairesinin, 23.06.2021 tarihli ve 2021/1137 Esas, 2021/637 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Batman 2. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 9. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
11.01.2023 tarihinde karar verildi.