Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2022/38450 E. 2023/682 K. 23.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/38450
KARAR NO : 2023/682
KARAR TARİHİ : 23.02.2023

TUTUKLU
DURUŞMA TALEPLİ

İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2021/893 E., 2022/748 K.
SUÇ : Silahlı terör örgütüne üye olma
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.
Sanık müdafinin duruşmalı inceleme talebinin, sanık hakkında tayin olunan cezanın süresi itibariyle yasal şartları oluşmadığından CMK’nın 299. maddesi gereğince reddine karar verilmiştir.
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Gaziantep 7. Ağır Ceza Mahkemesinin, 28.09.2021 tarihli ve 2020/69 Esas, 2021/396 sayılı Kararı ile sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 314. üncü maddesinin ikinci fıkrası, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 5 inci maddesinin birinci fıkrası, TCK’nın 62 nci maddesinin birinci fıkrası, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih, 2014/140 Esas 2015/85 sayılı kısmi iptal Kararındaki hususlar gözetilerek 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkrası, 58 inci maddenin dokuzuncu fıkrası ve 63 üncü maddesi uyarınca 7 Yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına, cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve mahsuba karar verilmiştir.
2. Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 08.09.2022 tarihli ve 2021/893 Esas, 2022/748 sayılı Kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine ve sanığın tutukluluk halinin devamına karar verilmiştir.
3. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 07.11.2022 tarih ve onama görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdii olunmuştur.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A)Sanık Müdafiinin Temyiz İstemi Özetle,
1.Tanığın hiçbir aşamada sanığın mahrem imam olduğu, kod adı kullandığı ve program yüklediği yönünde beyanı olmadığı ancak mahkemenin olmayan beyanı gerekçe yaptığı,
2.İtirafçı tanığın, tüm aşamalarda kendisini suçtan kurtarmaya yönelik beyanda bulunduğu, teşhis işleminin yanlış şekilde yaptırıldığı, beyanların çelişkili olduğu,
3.ByLock delilinin hukuka aykırı delil statüsünde olduğu, ByLock ile sanığın ilişkilendirilmediği, şüpheden sanık yararlanır ilkesinin ihlal edildiği,
4.Kimin aradığı ve ne konuşulduğu belli olmayan bir görüşmenin hangi kabule göre ankesör araması olduğu ve suç delili teşkil ettiğinin anlaşılamadığı,
5.Mahrem imam yapılanmasına ilişkin rapora karşı savunma için süre verilmediği ve bu konuda mahkemece soru da yöneltilmediği, raporda sanık hakkında bilgi bulunmadığı, savunma hakkının kısıtlandığı, raporun ele geçirildiği şahsın tanık olarak dinlenmesi gerektiği, raporda sanığın Jandarma yapılanmasında olduğu sonucuna nasıl ulaşıldığı, hangi somut delilden hareket edildiğinin anlaşılamadığı,
6.Yasal olarak kurulmuş ve devletin ilgili kurumları tarafından denetlenen bir kurumda çalışmanın suç olmadığı,
7.Dosyada sanığın rızai olarak derneğe üye olma iradesini açıklayan bir … ya da başvuru bulunmadığı, talep etmelerine rağmen üyelik kaydına dair dosyaya delil getirilmediği, eksik inceleme yapıldığı,
8.Sanığın Bank … hesabının maaş hesabı olduğu, talimat üzerine bir eylemi olmadığı, mutad bankacılık işlemlerinin örgüt üyeliğinin delili olamayacağı,
9.Dosyanın duruşmalı incelenmesi, kararın bozulması, beraatine karar verilmesi ve sair sebeplere İlişkindir.

B) Sanığın Temyiz İstemi Özetle,
1.Her yere iş başvurusunda bulunduğunu, Zirve Üniversitesine de başvuru yaptığını, mecbur kaldığını, amaçlarını biliyor olsaydı asla çalışmayacağını,
2. Tanığın yalan söylediğini, duruşmada yüzünde maske varken tanığın kendisini teşhis ettiğini, fiziksel özelliklerinin 6 yıl öncesine göre farklı olduğunu, iftira atıldığını,
3.Suçsuz şekilde ceza evinde tutuklu bulunduğunu, hakkını aramasında yardımcı olunması talebine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Dosya kapsamı itibariyle tüm hususlar birlikte değerlendirildiğinde; oluşturulması kullanılması ve teknik özellikleri itibariyle münhasıran FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarınca kullanılan kriptolu iletişim ağı ByLock pragramını kullanan, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü taktiklerinden olan büfe/sabit hat üzerinden aranan, örgüte müzahir işyerinde çalışan, örgüte müzahir derneğe üye olan, örgüt arama tarama mesullerince örgüt üyeleri olan kişiler hakkında bilgilerin yer aldığı verilerde öğretmen konumunda olduğu belirtilen, buna göre mahrem yapılanma içerisinde yer alarak askeri öğrenci ve personelden sorumlu olan, örgüt içerisinde sözde üst yöneticilerden aldığı talimatlar doğrultusunda sorumlu olduğu askeri personel ile görüşen, onları takip eden, örgüt sohbet toplantılarına katılan sanığın FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün kuruluş amaçlarını, ideolojisini, fikir, faaliyet ve eylemlerini benimseyerek gönüllü bir şekilde örgüt hiyerarşisine dahil olmayı tercih ettiği, sanığın örgüt içerisinde öğretmen konumunda faaliyet yürüttüğü de nazara alınarak üzerine atılı silahlı terör örgütü üyesi olma suçunu işlediği kanaatine varılmakla sanığın örgüt içerisindeki konumu sebebiyle temel cezada alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle atılı suçtan mahkumiyetine yönelik hüküm kurulmuştur.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan inceleme sonunda;
a) Amacı, yapılanması ve faaliyet yöntemlerine ilişkin ayrıntıları, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2017 tarih, 2017/16-956 Esas ve 2017/370 sayılı Kararı ile onanarak kesinleşen, Yargıtay (Kapatılan) 16. Ceza Dairesinin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 Esas, 2017/3 sayılı Kararı ve Dairemizin müstakar kararlarında açıklandığı üzere, FETÖ/PDY, cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmayı ve yerine başka bir düzen getirmeyi amaçlayan bir terör örgütüdür.
b) Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından onanarak kesinleşen, Yargıtay (Kapatılan) 16. Ceza Dairesinin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 Esas, 2017/3 sayılı Kararında ByLock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bu suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle; örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının, her türlü şüpheden uzak, kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespit edilmesi halinde sanığın örgütle bağlantısını gösteren bir delil olarak kabul edilmesi mümkündür.

c) Diğer delillerin atılı suçun sübutu ve cezanın kişiselleştirilmesi için yeterli olduğu görülmekle, sanığın ByLock kullanıcısı olduğuna ilişkin ayrıntılı ByLock tespit ve değerlendirme tutanağı getirilmeden ByLock kullandığının kabul edilmesi sonuca etkili bulunmamıştır.

d) Mahallinde hukuka uygun olarak ikame olunup usulünce tartışılan delillere ve dosya kapsamına göre, örgütün askeri mahrem yapılanmasında öğretmen olarak yer aldığı anlaşılan, örgütün öğretmenler grubunun sohbet toplantılarına katıldığına dair tanık anlatımı bulunan, örgütle iltisaklı SGK ve dernek üyeliği tespit edilen sanığın, anılan örgütün hiyerarşik yapısına organik bağla katılıp süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluluk arz eden faaliyetlerde bulunmak suretiyle üyesi olduğuna dair İlk Derece Mahkemesi kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
e) Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, temyiz dilekçesinde ileri sürülen esasa müessir olabilecek savunmaların özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımın kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla, incelenen hükümde hukuka aykırılık saptanmamıştır.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 08.09.2022 tarihli ve 2021/893 Esas, 2022/748 sayılı Kararında sanık ve müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Gaziantep 7. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
23.02.2023 tarihinde karar verildi.