Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2022/38367 E. 2023/522 K. 15.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/38367
KARAR NO : 2023/522
KARAR TARİHİ : 15.02.2023

İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme
HÜKÜM : İlk derece mahkemesince hükmedilen mahkumiyet kararının kaldırılarak, CMK 223/2-e maddesi uyarınca beraatine dair karar

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Kayseri 4. Ağır Ceza Mahkemesinin, 02.07.2021 tarihli ve 2021/63 Esas, 2021/283 sayılı Kararı ile sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 314 üncü maddesinin üçüncü fıkrası ve 220 inci maddesinin yedinci fıkrası delaletiyle, 314 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 220 inci maddesinin yedinci fıkrasının ikinci cümlesi, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 5 inci maddesinin birinci fıkrası, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları ve 63 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 1 yıl 13 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve mahsuba karar verilmiştir.
2.Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 14.09.2022 tarihli ve 2021/1074 Esas, 2022/964 sayılı Kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan mahkumiyet hükmünün 5271 sayılı Kanunu’nun 280 inci maddesi ikinci fıkrası gereğince kaldırılarak aynı Kanunun 223 üncü maddesi ikinci fıkrası (e) bendi uyarınca beraatine karar verilmiştir.
3.Dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 13.10.2022 tarihli ve onama görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet savcısının temyiz istemi özetle; sanığın Bank … A.Ş’de 1997 yılında açtığı mevcut hesabı olmasına rağmen 25.04.2014 tarihinde 11.000 Türk Lirası tutarında katılım hesabı açtığına, söz konusu bankada mevcut hesabı bulunmasına rağmen örgüt elebaşının çağrısına uygun katılım hesabı açması karşısında sanığın Bank … A.Ş’de gerçekleştirdiği işlemlerinin olağan bankacılık faaliyetleri kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığına ve olağan karşılanamayacağına, sanığın Bank … A.Ş.’ye destek amaçlı hesap açarak para yatırmadığı yönündeki savunmasının inandırıcı ve samimi bulunmadığına, sanığın örgütle irtibatlı ve iltisaklı olduğu ve çağrı üzerine katılım hesabı açtığı ve para yatırarak örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme suçunu işlediğine belirterek kararın sanık aleyhine bozulmasına ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile irtibatlı ve iltisaklı Bank … Katılım Bankasının kamuoyunda 17-25 Aralık olayları diye bilinen süreçten sonra ekonomik olarak sorun yaşamaya başladığı, örgüt talimatına istinaden örgüt üyelerinin bankaya yeni hesaplar açtırdıkları ve para yatırdıkları, sanığın örgütün para ve finans kaynağı olarak kullandığı bankada örgüt talimatı doğrultusunda ve talimata uygun şekilde hesap hareketi bulunup bulunmadığı yönünde dosyada mevcut Bank … hesap dökümünün tamamının incelendiği buna göre; sanığın Bank … A.Ş.’de 1997 yılında açtığı mevcut hesabı olmasına rağmen 25.04.2014 tarihinde 11.000 Türk Lirası tutarında katılım hesabı açtığı, sanığın söz konusu bankayı faizsiz bankacılık olmasından dolayı tercih ettiğini, evine hırsız girme korkusu ile bu parayı bankaya yatırdığını, tarihin ise tesadüf ettiğini söylediği görülmüş ise de sanığın söz konusu bankada mevcut hesabı bulunmasına rağmen örgüt elebaşının çağrısına uygun katılım hesabı açması karşısında sanığın Bank … A.Ş.’de gerçekleştirdiği işlemlerinin olağan bankacılık faaliyetleri kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığı,
Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Daire Başkanlığınca Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemeleri Başkan ve Üyelerinin yetkisine açılan örgütlü suçlar bilgi bankası üzerinde yer alan 2017/1 modülünün sorgulanması neticesinde sanık hakkında herhangi bir yeni tespitin olmadığının anlaşıldığı,

Sanığın daha önceden Bank … A.Ş.’de mevcut hesabına rağmen 25.04.2014 tarihinde 11.000 Türk Lirası tutarında katılım hesabı açmasının olağan karşılanamayacağı, sanığın Bank … A.Ş.’ye destek amaçlı hesap açarak para yatırmadığı yönündeki savunmasının mahkememizce inandırıcı ve samimi bulunmadığı, izah edilen gerekçelere nazaran sanığın örgütle irtibatlı ve iltisaklı olduğu ve yukarıda izah edildiği üzere çağrı üzerine 25.04.2014 tarihinde 11.000 Türk Lirası tutarında katılım hesabı açtığı ve para yatırdığı, dolayısı ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde sanığın örgüt içerisindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte bilerek ve isteyerek örgütün amacına hizmet ettiği, bir başka deyişle örgütün işleyişini kolaylaştırıcı faaliyette bulunduğu ve saınığın örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme suçundan cezalandırılması gerektiği kanaatine varıldığı ve neticeten sanığın 1 yıl 13 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Suç unsurlarının oluşup oluşmadığının tespiti açısından davanın yeniden görülmesine karar verilerek duruşmalı yapılan inceleme sonucunda;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve taktirine, gösterilen gerekçe ve uygulamaya oluşa, dosya içeriği ve dosyada mevcut Bilirkişi raporu ve Bank … hesap dökümünün tamamının incelendiğinde; her ne kadar sanığın FETÖ/PDY silahlı terör örgütü yöneticileri veya üyelerinin örgütün finans kaynaklarından Bank …’ya para yatırılması hususundaki çağrıları sonrası 25/04/2014 tarihinde 11,000.00-TL’lik katılım hesabı açarak örgüte yardım suçunu işlediği iddia olunup anılan suçtan mahkumiyetine karar verilmiş ise de; Bank … hesap hareketlerine göre sanığın anılan bankada ilk hesabını 1997 yılında açtığı, 2009 yılında (6), 2010 yılında (5), 2012 yılında da (1) olmak üzere çağrı öncesinde toplam 12 ayrı katılım hesabının bulunduğu, aksi kanıtlanamayan savunmasına göre, sanığın 25.04.2014 tarihinde açtığı katılım hesabını katılım hesabı açıldıktan 2 … sonra 27.04.2014 tarihinde kapatarak katılım hesabındaki paranın bir kısmını çektiği, kalanını da ihtiyacına binaen peyderpey çektiği, hesap hareketlerinin kontrolünde sanığın anılan bankanın TMSF’ye devrinden sonra da bankayı kullanmayı devam ettiği, her ne kadar sanık FETÖ/PDY silahlı terör örgütün finans kaynaklarından Bank Asyaya 25.04.2014 tarihinde 11,000.00-TL’lik katılım hesabı açmış ise de; örgüt üyesi, örgüt yöneticileri ve örgüt liderinin çağrıları öncesi de (12) ayrı katılım hesabının bulunduğu, Bank Asyanın TMSF’ye devrinden sonra da hesap hareketlerinin mevcut olduğu, anılan tarihteki katılım hesabı açma şeklindeki eyleminin örgüte yardım kastı ile açıldığı hususunun şüpheli kaldığı, hesap hareketlerinin rutin bankacılık hareketi olup sanığın silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım kastı ile hareket ettiğini gösterir nitelikte olmadığı, sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair cezalandırılmasına yeter derecede her türlü kuşkudan uzak, somut, kesin ve inandırıcı delilin elde edilemediği, sanığın atılı suçu işlediğinin sabit olmadığı anlaşıldığından sanığın beraati yerine yasal ve yeterli olmayan gerekçeyle mahkumiyetine karar verilmesi kanuna aykırı, sanık müdafiinin istinaf itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan açılan duruşma sonunda atılı suçtan beraatine karar verildiği anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan inceleme sonunda;
a) Ayrıntıları ve hukuki mahiyeti Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından onanarak kesinleşen Dairemizin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 Esas 2017/3 Karar sayılı ilamında açıklandığı üzere;
Suç örgütünün tanımlanıp yaptırıma bağlandığı 5237 sayılı TCK’nın 220. maddesinin 7. fıkrasında yardım fiiline yer verilmiştir. “Örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişinin, örgüt üyesi olarak” cezalandırılacağı belirtilmiş, anılan normun konuluş amacı, gerekçesinde; “örgüte hakim olan hiyerarşik ilişki içinde olmamakla beraber, örgütün amacına bilerek ve isteyerek hizmet eden kişi, örgüt üyesi olarak kabul edilerek cezalandırılır.” şeklinde açıklanmış, 765 sayılı TCK’nın sistematiğinden tamamen farklı bir anlayışla düzenlenen maddede yardım etme fiilleri de örgüt üyeliği kapsamında değerlendirilerek, bağımsız bir şekilde örgüte yardım suçuna yer verilmemiştir.
Yardım fiilini işleyen failin örgütün hiyerarşik yapısına dahil olmaması, yardımda bulunduğu örgütün TCK’nın 314. maddesi kapsamında silahlı terör örgütü olduğunu bilmesi, yardımın örgütün amacına hizmet eder nitelikte bulunması yardım ettiği kişinin örgüt yöneticisi ya da üyesi olması gereklidir. Yardımdan fiilen yararlanmak zorunlu değildir. Örgütün istifadesine sunulmuş olması ve üzerinde tasarruf imkanının bulunması suçun tamamlanması için yeterlidir.
Yardım fiilleri örgüte silah sağlama ve terörün finansmanı dışında tahdidi olarak sayılmamıştır. Her ne surette olursa olsun örgütün hareketlerini kolaylaştıran ve yaşantısını sürdürmeye yönelik eylemler yardım kapsamında görülebilir (Yargıtay Ceza Genel Kurulu 11.11.1991 tarih, esas 9-242, karar 305). Yardım teşkil eden hareketin başlı başına suç teşkil etmesi gerekmez. Yardım bir kez olabileceği gibi birden çok şekilde de gerçekleşebilir. Ancak yardım teşkil eden faaliyetlerde devamlılık, çeşitlilik veya yoğunluk var ise örgüt üyesi olarak da kabul edilebilecektir.
b) BDDK’nın 29.05.2015 tarihli kararı ile temüttü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimi Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilen ve 22 Temmuz 2016 tarihli kararı ile de 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 107. maddesinin son fıkrası gereğince faaliyet izni kaldırılıncaya kadar yasal bankacılık faaliyetlerine devam eden, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile iltisaklı … Katılım Bankası A.Ş.’de gerçekleştirilen mutad bankacılık işlemlerinin örgütsel faaliyet ya da örgüte yardım etmek kapsamında değerlendirilemeyeceğinin kabul edilmesi gerekir. Ancak örgüt liderinin talimatı üzerine ve örgüte yardım kastıyla yapılan, örgütün amacına hizmet eden ödeme ve sair bankacılık işlemlerinin, örgüte üye olmak suçu bakımından örgütsel faaliyet, tek başına ise örgüte yardım etmek olarak değerlendirilmesi mümkündür.

c)Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile iltisaklı … Katılım Bankası A.Ş.’de mevcut cari hesabı üzerinde 2016 tarihine kadar devam eden bankacılık işlemlerinin örgüt liderinin talimatı üzerine ve örgüte yardım kastıyla yapıldığına ilişkin kesin ve yeterli delil ikame olunamamasına nazaran sanığın beraatine dair inceleme konusu hükümde, yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dava dosyası ile gerekçe içeriğine göre hukuka aykırılık saptanmamıştır.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 14.09.2022 tarihli ve 2021/1074 Esas, 2022/964 sayılı Kararında Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet savcısınca öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ
İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Kayseri 4. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

15.02.2023 tarihinde karar verildi.